CHP lideri, Erdoğan’ı Trakya’da bombaladı!

CHP lideri, Erdoğan’ı Trakya’da bombaladı!
CHP lideri, Erdoğan’ı Trakya’da bombaladı!

Erdoğan’a yüklenen Kılıçdaroğlu, “İster TOMA’nı al gel, ister plastik mermini, ister biber gazını, ister polis

Erdoğan’a yüklenen Kılıçdaroğlu, “İster TOMA’nı al gel, ister plastik mermini, ister biber gazını, ister polisini, ister ordunu getir, mücadele edeceğiz çünkü biz özgür ve bağımsız Türkiye istiyoruz” dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Kırklareli’nin Lüleburgaz İlçesinde düzenlenen Tarım Mitingi’nde konuştu. Hükümetin dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Biz ülkemizi barış, huzur içinde yönetmek istiyoruz. ’Bütün komşularımızla barış içinde yaşayalım’diyoruz. Kendisi kalkmış dünyayı dizayn etmeye kalkıyor, kimsin sen/” ddei. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Sen birilerinin önünde diz çökmedin mi? Diz çöken adam dünyayı dizayn edebilir mi? Senin dünya için söz söylemen için CHP kültürünü, bağımsızlığı, Kuvay-i Milliye nedir onu bilmen lazım. O kadar cahil ki Mısır’daki olay ile Çanakkale’yi karıştırıyor. Daha öğrenmemişsin Çanakkale’yi sen Mustafa Kemal’in verdiği mücadeleyi biliyor musun, savaş meydanlarından geldi o. Barışın ne kadar önemli olduğun o biliyordu, savaş verdi ama barış istedi. Ecevit bizim liderimiz, Kıbrıs’a çıktı, harekatın adı ’Barış Harekatı’ydı, hiç kimsenin burnu kanamadı barışı sağladı, biz buyuz, biz CHP’yiz” dedi.

 


Dikizci mi oldun?
CHP için önemli olanın kişilerin değil halkın çıkarı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir sucuk fabrikasını yönetemeyen, batıran adam şimdi Başbakanlık koltuğunda oturuyor, birde buna usta diyorlar. Sen kendin usta olduğunu iddia ediyorsan gel Lüleburgaz çiftçisi sana ustalığın ne olduğunu öğretsin, gel bakayım buraya. Çiftçiyi, esnafı, sanayiciyi batırdın, işçiyi sendikasızlaştırdın taşeron işçiliği yaygınlaştırdın birde sana usta diyorlar bırak ustalığı sen çırak bile olamazsın, seni çırak bile kabul etmez” ifadelerini kullandı. CHP lideri şöyle devam etti: “Biz demokratik yollardan gideriz, baskı kurmayız, özgürlüğü savunuruz, ’Özgürlük benim karakterimdir’diyen Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyorum. Özgürlük bu kadar önemli. Bir diktatörün bu ülkeyi yönetmesine izin vermemeliyiz, özel hayatınıza müdahale ediyor, kadın kaç çocuk yapacak beyefendi biliyor. Nasıl doğum yapacak, hangi ders seçilmeli, sokağa ne zaman çıkılacak beyefendi biliyor. ‘Oturuyorum, Dolmabahçe’de Kadıköy vapurundan gelen kadınları seyrediyorum’diyor, ya biz seni başbakan seçtik sen dikizci mi oldun? Kimsin sen? Diktatörlerin özelliği budur, halkı kandırırlar. Gerçek yüzünü dünya öğrendi, artık bütün dünya şunu iyi biliyor; Türkiye Cumhuriyetinde bir diktatör var o diktatör bu ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Baskıyla sopayla TOMA’yla... Ne olursa olsun ister TOMA’nı al gel, ister plastik mermini, ister biber gazını, ister polisini, ister ordunu getir, mücadele edeceğiz çünkü biz özgür ve bağımsız bir Türkiye istiyoruz.”

 


Erbakan’ı hançerledi
Başbakan’a yönelik, “Eli kanlı, eli kirli, dili de kirli” sözlerine yineleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Müslüman’ı Müslüman’a kırdırıyor. Senin ne işin var, demokrasi getirecekmiş o ülkelere. Dön kendine bak senin ülkende demokrasi var mı? Batılı ne diyor, ’Melez demokrasi var’diyor. Erbakan’ı da bunlar arkadan hançerledi onun için geçmişinde ihanet kültürü olana sakın güvenmeyin. İşçiyi, köylüyü, esnafı sattı, kendisini de usta ilan etti, ihanet kültürünün ustasıdır. Bu konuda hiçbir tereddüdüm yok. Biz CHP’liler bütün yurttaşlarımızı kucaklıyoruz. Her partilinin, her yurtseverin, çocuğunun geleceğini düşünen her vatandaşımın bir şey yapmasını istiyorum; geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşı ikna et sandığa gelsin ve CHP’ye oy versin. Türkiye’nin tamire, onarıma, yeni bir yüze, yeni bir iktidara, çağdaş uygarlığa taşıyacak olan yeni bir hükümete ihtiyacı var. Halktan yana olan, halkın çıkarlarını savunan halk için mücadele eden cebini değil, halkın cebini düşünen yeni bir siyasal anlayışa ihtiyaç var, halkın iktidarına ihtiyaç var, haramileri indirelim halktan yana olanları iktidara çıkaralım. Beraber çalışacağız, bu ülkeyi haramilere bırakmayacağız.”

 

Haramileri iktidardan indirmek görevimiz

CHP lideri Kılıçdaroğlu, çiftçinin sorunlarına değinerek, AKP hükümetinin tarım politikalarını eleştirdi.Kılıçdaroğlu, ayçiçeğinin alım fiyatlarındaki düşüşe dikkat çekti.  Her gün her saat zam yapıldığını buna karşın ’çiftçiye mazotu vergisiz verin’dediklerini zaman hükümetin ayağa kalktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Kardeşim sen, yata bedava veriyorsun, gemiciklere bedava veriyorsun. Ondan üretiyor mu, hayır. Köylü sabahın köründe tarlaya gidiyor. Alın teri döküyor, üretiyor, dünyayı besleyecek, ’Sen üretme’diyor. ’Zam yaptım katlanacaksın’diyor, açlığa mahkûm ediyor. Bu yöntem halkın yöntemi değildir. Bu haramilerin yönetimidir. Haramileri iktidardan indirmek de bizim görevimizdir” diye konuştu. İki yıl önce Lüleburgaz Meydanı’nda “Bu tarım politikası doğru değil. Eğer bu politika devam ederse Türkiye saman ithal etmek zorunda kalabilir” demiş olsaydı, buna kimsenin inanmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez, AKP iktidarı döneminde saman ithal etmek durumunda kaldık. Ovalarımız var, sularımız var, çalışkan insanımız, güneşimiz, güzel bir iklimimiz var, ne oldu da bu Türkiye’ye saman ithal etmek zorunda kaldık” diye sordu. Saman ithal edilmesinde ’kuraklık etkili oldu’denmesinin “hikâye” olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “10 yıl önce 50 milyon baş koyun vardı, şimdi bu 25 milyona düştü. Her iki koyundan birisini Recep Bey cebine koydu. Keçi sayımız 19 milyondan 6 milyona düştü. ’Keçi beslemeyin ormanı yer’diyorlar. Ormanı yiyenler kravatlı keçiler. Üçüncü Boğaz köprüsüne bakın. Manda sayısı, 1 milyondan 80 bine düştü. Peki, o zaman bu saman ne oldu böyle? Hayvan sayısı azaldı, e kuraklık da yok. Çünkü köylüyü üretimden kopardılar” dedi. Ekonomik bağımsızlığını elde edemeyen bir ülkenin başkalarının kölesi olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, kendilerinin o nedenle çiftçinin hakkının teslim edilmesini, alın terinin değer bulması gerektiğini söylediklerini belirtti.

 

Köylü AKP’nin kölesi oldu

Bir ara sütün fiyatının 30 kuruşa düştüğünü bu nedenle köylünün ineklerinin tamamını kesime gönderdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bir baktılar memlekette süt yok. Bu sefer ’sıfır faizli kredi açıyoruz’dediler, herkes koştu kredi aldı. E sığır fiyatları arttı fakat bir süre sonra düştü. Düşünce, yükselince yurtdışından canlı hayvan ithal ettiler. Hayvan geldi, değeri düştü. Siz hiç bir siyasal iktidarın kendi çiftçisiyle rekabet ettiğini duydunuz mu? AKP Hükümeti yapıyor. Kendi çiftçisiyle rekabet ediyor, kendi çiftçisini rakibi olarak görüyor. Köylü üretiyor, maliyetinin altından satıyor. Karkas et dışarıdan çok düşük fiyata geliyor. Peki kasapta et ucuzladı mı? Kilosu 25 lira. Peki kim kazanıyor burada? Köylü, kasap, üretici zararda, kazanan kim, ithalatçı yandaşlar” dedi.  CHP lideri, AKP döneminde, 2003-2012 yılları arasında, tarımsal gıda ve ürün ithalatına ödenen paranın 104 milyar dolar olduğunu belirterek, “Kimin parası bu sizin paranız. Bu tarım ürünleri Türk çiftçisini yok etmek için geliyor. Mustafa Kemal Atatürk, ’Köylü milletin efendisidir’diyordu. Şimdi köylü, ekmiş düşünüyor; ’banka borcunu, kredi kartı borcunu nasıl ödeyeceğim?’Köylü milletin efendisiydi, şimdi köylü AKP’nin kölesi haline geldi. Zincirlerinizi kırın AKP iktidarından hesabını sorun. Dünyanın en pahalı mazotunu kendi çiftçisine satan bir iktidarı gördünüz mü siz? Üret diyor, ee, alın terinin karşılılığını ver, ’onu da vermem’diyor. Size bir görev düşüyor hesap sormak, demokrasilerde en temel kural yurttaşın iktidardan hesap sormasıdır. Sandığa gideceğiz ve hesabını soracağız bunun. Milletin efendisini AKP’nin kölesi haline getirdiler” diye konuştu.

 

Ölen çocuğa ağlamadı

Bu yıl Edirne’de Kırkpınar Yağlı Güreşlerini izlediklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bütün dünyanın izlediği bir gösteridir bu, bayrak geçerken hepimiz ayağa kalkarız, bayrağa saygı diye. Bu yıl tören yapıldı, bayrak geçti vatandaş, CHP’liler, Genel Başkanı, Milletvekilleri ayakta, ayağa kalkmayan sadece AKP’li bakanlar. Kendi bayrağına saygı duymayana siz de saygı duymayın” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:  “Diktatörlerin bir özelliği vardır, halkı kandırmakta çok beceriklidir bunlar bunların eline kimse su dökemez, halkı kandırmak için her türlü yalanı çok rahatlıkla söylerler, her türlü mizanseni rahatlıkla kurarlar. Geçenlerde Mısır’da genç bir kız öldürülmüş bizimki başladı televizyonda çocuk gibi ağlamaya, güzel ağla kardeşim, ben şimdi soruyorum, Samsun’da 2,5 aylık çocuğumuz açlıktan öldü bu vatandaş ağladı mı, ağlamadı. En son Kenya’da bir Türk kızı 8 aylık hamile El Kaide terör örgütü tarafından öldürüldü, ağladı mı, gözyaşı döktü mü, baş sağlığı bile dilemedi. Bunları iyi tanıyacaksınız, bunların yaptığı mizansenleri iyi değerlendireceksiniz. Biz yaşamını yitiren her insan için üzülürüz ve arkasından dua okuruz onu siyasete malzeme yapmayız, ama bunlar her şeyi siyasete malzeme ederler herkesin inancına saygılıyız, herkesin kimliğine saygılıyız ama siyasetin yolu çiftçinin derdini çözüyor musun arkadaş, çiftçinin alın terini değerlendiriyor musun, hayır, din, iman edebiyatı, buna prim vermeyelim artık. Türkiye o kulvarı geçsin artık, daha sağduyulu, daha dikkatle davranmak zorundayız, birbirimizi daha iyi tanımak zorundayız. Güzel, özgür, mutlu Türkiye’yi beraber ayağa kaldırmak zorundayız.”