Devletin çorbasını içmek ve ötesi...

Önümde bir kâse mantar çorbası ve bir de yoğurt vardı. Bu, benim 25 Aralık günü akşam yemeğimdi. Çorba, bana o kadar lezzetli gelmişti ki ikram edenin devlet olduğunu da düşünerek şükrettim. Elbette bu benim sosyal sigortadan kaynaklanan hakkımdı ama sonuçta devletin çorbasıydı...

Değerli dostlar, sizden yeni yılın ilk gününe kadar bir hafta izin aldıktan sonra Seyrantepe Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi’ne yattım. Şimdi Seyrantepe’ye taşınmış olan Şişli Etfal Hastanesi’ni, Sultan II. Abdülhamid, bir hastalıktan dolayı kaybettiği küçük kızının hatırasına 1899 yılında yaptırmış. Cumhuriyet döneminde de hastane geliştirildi ve Seyrantepe’de muhteşem bir müessese haline getirildi.

Benim hastaneye yattığım 24 Aralık günü Türkiye şehit haberleriyle sarsılmıştı... Ben ise ertesi sabah tiroid ameliyatı olacaktım. Mehmetçiklerimizin canı karşısında elbette bunun lafı bile edilmez ama yine de bu vesileyle gözlemlerimi paylaşmak istedim...

***

Üç gün içinde bizzat tanık oldum ki Seyrantepe Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki sağlık ordusu, askerî disipline benzer bir sistemle çalışıyor.

Sabah saat altıdan itibaren, hemşireler kontrole başlıyor, sabah kanı alıyorlar, ardından saat yedide size bakan ekipteki asistanlar, uzman doktorlar geliyor, hemşirelerden ve sizden bilgi alıyor. Yediyi beş geçe hepsinin hocası ve endokrin cerrahisinde dünya çapında bir isim olan Prof. Dr. Mehmet Uludağ, öğrencileriyle ve bütün kadrosuyla birlikte geliyor, sizin yanınızda ona bilgi veriliyor. Beş dakika sonra hoca yalnız geliyor ve sizi operasyona psikolojik olarak hazırlamak ve olumlu düşünmenizi sağlamak için çok etkili üç-dört kelime söylüyor. 14 kat aşağıdaki ameliyathaneye götürülüyorsunuz ve anestezi uzmanı tarafından uyutuluyorsunuz. Nasıl uyuduğunuzu fark etmiyorsunuz bile. “Nasılsınız, beni duyuyor musunuz? Ameliyatınız bitti, başarılı geçti, geçmiş olsun”sözleriyle uyandırıldığınızda sanki bir saniye geçmiş gibi hissediyorsunuz. Oysa tam bir saat 50 dakika, boğazınızın içinde bisturiyle ve çeşitli aletlerle çalışıyorlar...

Derken odanıza götürülüyorsunuz. Ses tellerinizde bir hasar olmamasına seviniyorsunuz. Uludağ Hoca, odanıza geliyor ve durum tespiti yapıyor...

Yaklaşık 28 saat daha, aynı disiplin içinde, kontrolleriniz tekrar tekrar yapılıyor ve taburcu ediliyorsunuz...

Bu arada hastane odasında televizyon seyrediyorsunuz. “Yaşar Okuyan, hayatını kaybetti”diye bir alt yazı geçiyor... O delikanlı adamın, yıllar süren hayata tutunma mücadelesini takip etmiş bir dostu olarak içinizi derin bir hüzün kaplıyor. Hastaneden ayrılıp eve geldikten sonra mutlu çocukluk çağlarınızdaki güleç yüzüyle hep hatırladığınız “Kemal amca”nızın da vefat haberi geliyor... Üzüntünüz daha da büyüyor...

***

Değerli dostlar, devletin çorbasıyla başladım, size bir devlet hastanesindeki disiplinli sistemi anlattım. Bir zamanlar, askerî hastaneler de vardı ve sistemleri mükemmeldi. Bir zamanlar, Türk ordusuna, tarikat ve cemaatler nüfuz edememiş ve hiyerarşik düzen bozulmamıştı. Zaman içinde neler yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Devletin, her vatandaşına gerektiğinde bir tas çorba sunabilmesi, sağlık hizmetlerini verebilmesi kadar güvenliği sağlaması da önemli...

Ameliyattan sonra, Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit harekât bölgesinde 12 askerimizin şehit edilmesi olayı konusunda bana gelen bilgiler var. Bu bilgilere göre saldırıyı, Suriye’nin Kamışlı bölgesinden gelen bir Amerikan özel askerî şirketinin mensupları yaptı. Bilindiği gibi Kamışlı’da Amerikan ordu mensupları ve özel askerî şirketler, PYD/PKK’ya ordu eğitimi veriyor. Saldırı sırasında öldürülen bu özel askerlerden ikisinin kasklarındaki kameraların kayıtları incelendi. Bu kayıtlardan, Mehmetçiklerin, saldırı sırasında doğru yönetilmediği için bu kadar kayıp verildiği değerlendirildi. Sözleşmeli subay veya astsubaylarla, Türk ordusunun yönetilemeyeceği bir defa daha anlaşıldı ama bu konularda kamuoyuna doğru bilgi verilmesi gerekiyor.

Cumhuriyetin 100’üncü yılında, Türkiye’nin Süper Kupa’sının Suudi Arabistan’da oynatılmasını emreden siyasi irade, siyasi sistemle birlikte ordunun sistemini de tarikat ve cemaatlerle bozdu. Oysa askerlikte disiplinin temeli hiyerarşidir!

2024 yılının hepimize hayırlı olmasını dilerim.

---------

TEŞEKKÜR: Seyrantepe Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi’nde sistemin eksiksiz ve hatasız uygulanmasını sağlayan başhekim Prof. Dr. Özgür Yiğit’e, ameliyatımı yapan Prof. Dr. Mehmet Uludağ, Op. Dr. Mehmet Köstek ve İbrahim Erbaş’a, ameliyat öncesi takip sürecini başlatan ve sürdüren Uzman Dr. Ozan Çalışkan’a, ultrasonu yapan Prof. Dr. Alper Özel’e, biyopsiyi yapan Radyolog Dr. Naciye Feyza Altınuzengi’ye, bütün hemşirelere ve Seyrantepe Hamidiye Etfal Hastanesi’nin tüm personeline, ayrıca hastane imamı Avni Kurtoğlu hocama ve yardımcısı sevgili Nevzat Sönmez’e çok teşekkür ederim.

Yazarın Diğer Yazıları