Her şey gözümüzün içine baka baka gerçekleşiyor. Öyle ki içimizde işleyen projeye destek verenler bile var. Hatta sayıları milyonları buluyor.
“Şimdi biz, genişletilmiş Ortadoğu projesinin eşbaşkanı” değil miydik?
Evet öyle idik.
Birkaç gün önce Türkiye’de ağırladığımız, birlikte ailecek sofra kurduğumuz Esat’ı ertesi gün “Esed” yapıp, BOP’un hizmetine girmesi için uğraşmadık mı?
Sonra onun isyanı bastırma amacıyla halkına yaptığı, sonu ölümlerle biten bombalamaları, insan katliamlarını, kendimize gerekçe yaparak, kurulu Suriye düzeninin ortadan kaldırılması için “katil Esed” üzerinden kendi halkımızı BOP’u destekler hale getirmedik mi?
Getirdik.
Seçimlerde bunu kullanmadık mı?
Kullandık.
“Katil Esed” üzerinden oy da aldık.
Ee, şimdi İran’a saldırılırken, üst düzey askeri yöneticileri teker teker yataklarında uyurken bombalanıp öldürülürken hangi gerekçeyle ve neye hizmet etmek için “Hedef Türkiye” diye demeç veriyorsunuz?
MHP lideri daha yeni mi anladı?
Peki BBP liderinin aklı başına şimdi mi geldi?
Eşbaşkanlıktan haberleri mi yok?
Hayır.
Hepsi bal gibi ne olup bittiğini ve günün birinde asıl hedefin Türkiye olacağını biliyordu.
Öyle ise neden böyle açıklama yapıyorlar? Diyelim ki hedef Türkiye, kendileri bir şey yapması gerekirken olup biteni seyrediyorsa biz halk olarak ne yapacağız?
Güç kendilerinde.
Devlet ellerinde.
Askeri, polisi, Jandarmayı onlar yönetiyor.
Hepsine AKP ile birlikte Cumhur Ortakları deniliyor. Dolayısı ile sorumluluk da onlarda. İşte tam da şimdi, “Kürt-Türk kardeşliği” (sanki kanlı bıçaklıymışız gibi) üzerinden yürütülen propagandaya bağlı olarak Suriye’de özerk bir yapılanma gerçekleşiyor.
Irak, AKP döneminde yerle bir olup parçalara ayrıldı.
Libya, Suriye, Mısır vd. yine bu iktidarın döneminde parçalandı.
Belki olup bitenleri önleyemezdi. Lakin Orta Doğu parçalanırken geleneksel dış politikayı yok sayıp, ABD ekseninde de davranması gerekmezdi. Olabildiğince bugünü öngörmesi gerekirdi.
Şimdi bize; “Hedef Türkiye” diye seslenenlere biz, ta en başından BOP’un amacının ne olduğunu zaten söylemiş, ABD-İsrail projesi olduğunu açıklamıştık.
Yıllardır İsrail karşıtlığı üzerinden dış politika yürüttüğünü söyleyen Molla rejimi de sıranın kendine geleceğini biliyordu. Biliyordu da ne oldu?
Ne olduğu ortada.
Elinde füzeden başka kullanacağı silah yok. El alem, ülkesinin içinde dron üretip kendisini vuruyor. Yıllardır ABD ile sorunlu, kendisine ambargo uygulanmasına rağmen güçlü bir istihbarat kuramamış. İsrail kendi içinden nokta operasyonlar yapıyor.
Varsa yoksa kadınlar.
Kadınların başörtüsü.
İslami rejim arayanlara ders oluyor mu acaba.
Peki, ikide bir Atatürk’ü eleştirmeğe kalkanlar, yaşananlardan en ufak bir tarihsel pay çıkarıyor mu?
Sanmam.
ABD-İsrail ve İngiltere dünya tarihine yön veriyor. Sınırları yeniden biçimlendiriyor. Mustafa Kemal’in yok ettiği SEVR’i bir asır sonra BOP projesi adı altında adım adım yeniden kurmağa çalışıyor. İşin garip yanı bunu gizlemeden yapıyor olması. Yine işin garip yanı sıranın kendine geleceğini bilen ülkelerin, sıra kendilerine gelmeden önce önleyici tedbir almamış olması.
İşte İran.
İnsan merak ediyor.
“Sıra Türkiye’ye gelecek” diyenler ne gibi bir tedbir aldı ve hangi saldırıya karşı ne yapacak?
Meselâ Hava kuvvetlerimiz ne alemde?
Ortağı olduğumuz F-35 projesinden çıkanlar, bizi mutlu etmek, yüreğimizi soğutmak için “Bakın, Kaan yaptık” diyor. Yapmasına yaptık da bizi ne zaman korumağa başlayacak orası belli değil.
Size bir şey daha söyleyeyim mi?
Türkiye’nin ekonomisini göz göre göre, tüm uyarılara rağmen bozanların faize ödediği para ile bu ülke, Kaan projesini çoktan bitirirdi. Tankını da paletini de yeni hava sistemlerini de kurardı. Sadece otoyollara 20-25 yıl yapılan ve yapılacak dolar üzerinden fazla ödemelerle Türkiye, yeni bir Türkiye kurardı.
Birileri bizi BOP’a uygun hale mi getiriyor diye şüpheliyim.
