Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Ekonomide 'Yeni Normal' can yakacak!

Son 15-20 yılın iktisadi tarihine baktığımızda Türk ekonomisinin karşılaştığı her tür şoka hazırlıksız yakalandığını görüyoruz. İşin kötü tarafı ise bu şoklar geçtikten sonra ekonominin kendisini onarması da istenildiği gibi olmuyor.

2018 'Brunson Şokuna' baktığımızda görülen, 7,21 seviyesine vuran dolar/TL kurunun reel sektörü felç etmesiydi. Zaman içinde kurun gerilemesine bağlı olarak firmalar üretim faaliyetlerine dönebildi, kârlar azalsa da üretim devam etti. Ancak hane halkları firmalar kadar şanslı olamadı. Zira işsizlik ve fiyat artışları yapıştığı noktalardan geri gelmedi. En şanslı olanlar, yaşanılan şoku, düşen bir gelir seviyesi ile atlatmaya çalıştı. Birçoğu ise işini kaybetti. Gelirler bir anda sıfıra düştü. Buna bağlı olarak milyonlarca kişi 'açlık sınırı' altında yaşamaya başladı.

Pandemi döneminde 5,5 milyon haneye yapılan bin TL sosyal yardım ülkede en az 20 milyon kişinin sağlıklı beslenme koşullarından uzak olduğunu gösteren sağlam bir kanıttır.

Her şoktan sonra oluşan durumu 'Yeni Normal' diye anlatanlar şimdi yaşadığımız 'Pandemi' süreci sonrası için de aynı tabiri kullanmaya başladılar. Ancak ekonominin 2012 ya da 2013 yıllarındaki duruma dönmesini beklemek, sadece boş bir hayal.

Çünkü ne kur ne politik tansiyon eskisi gibi düşük, hatta en küçük bir geri adım atmaya dahi niyetli görülmüyor. Bu da dönüp dış girdi maliyetleri ile ülkeyi vurmaya devam ediyor.

Pandemi sonrası 'Yeni Normal' özellikle hane halkının canını yakacak. Gerekçelerimiz ise şöyle:

1-Bazı firmalar faaliyetlerini daha az personel ile yürütebileceklerini keşfettiler. Bu durum firmalarda ücretsiz izine gönderilen personelin geri çağırılmasına engel oluşturacak. Yani işten çıkarma yasağı kalktığında işsizlik artacak.

2-Pandemi sonrası firmalarda, personel sayısı eski mevcuda ulaşsa da, satışlardaki yavaşlama ya da işsizlikteki artış gibi nedenler, üreticiler tarafından bir koz gibi kullanıp, ücretlerde kesintiye gidilecek. Bunun en somut örneğini bir devlet kurumu olan THY'de gördük. Ya da en iyi ihtimalle ücretler zam görmeyecek.

3-Hükümetin göçmen politikası hane halklarının aleyhine çalışacak. Sınırları kevgire dönmüş Türkiye'ye, Pakistan, Afganistan, Suriye ve Afrika'dan binlerce insan akmaya devam edecek.

Dün küçük bir ücrete, bugün ise pandemi ile ülkesinde aç kaldıkları için Türkiye'de 'karın tokluğuna' çalışmaya koşan yığınlar gelecek. Bu da işgücü piyasasında insanlarımızın iş bulmasını güçleştirecek.

4-Kur artışı ile sanayi ürünlerindeki, tarımın ihmali ile gıda ürünlerindeki fiyat artışı da ulaştığı seviyelerden aşağıya düşmeyecek. Çünkü üretim miktarını artırarak fiyatları düşürecek reformlar uygulamaya alınmadı, alınmıyor. Sonuç olarak hane halkları fakirleşmeye devam edecek.

5-Firmalar kısa vadede yukarıda saydığımız gerekçelerle işgücü maliyetlerini düşürme, girdi maliyetlerini de tüketiciye yansıtma yoluyla geçici bir çıkış bulabilirler. Ancak uzun vadede 'teknoloji' ve 'yerli girdi' kullanma konularındaki zayıflıktan dolayı dış rekabet şanslarını yitirmeye başlayacaklar. Bu da onları gelir kayıpları ve küçülme ile karşı karşıya bırakacak.

'Yeni Türkiye'deki bu yeni normal' Türk halkının refah seviyesindeki düşüşün yeni adı olacak. Biz aslında 'Yeni Anormal' olan bu gerçeği kabul ettikçe o, 'normal' olup yaşantımıza yerleşecek.

 

Yazarın Diğer Yazıları