Ekonomist İbrahim Kahveci: 10-15 yıl sonra kendi ülkemizde yabancı olacağız

Ekonomist İbrahim Kahveci: 10-15 yıl sonra  kendi ülkemizde yabancı olacağız
Karar Gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, Türkiye'deki doğum hızının düştüğüne dikkat çekerek, "10-15 yıl sonra bu ülkede çocuk nüfus bile yabancıların hakimiyetine geçmiş olacak" dedi. Kahveci, Türklerin azınlıkta kalacağını açıkladı.

Karar yazarı İbrahim Kahveci, Türkiye'deki yabancılar konusunda dikkat çeken bir analizde bulundu. Kahveci yazısında, "Başkanlık Sistemi ile beraber Türkiye’de doğum hızı o derece sert düştü ki 2022 yılında doğum hızı %1,62 oldu. Bu ne demek? Tek kelime ile cevap vereyim: Başkanlık Sistemi ile beraber aynı yıllarda Millet çocuk yapamaz duruma geldi. Geriden çocuk gelmiyor..." yorumunu yaptı.

Kahveci, "6 ay sonra öleceksin" başlıklı yazısında, "Aslında hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin sağlıklı ömür süresi 10-15 yıl sonra bitiyor. Ölmeyeceğiz ama sağlıklı ömür süresini 10-15 yıl içinde doldurmuş olacağız" ifadesini kullandı.

Kahveci ayrıca şunları kaydetti:

"Türkiye hem orta sınıfı ezerek beyin göçüne yol açıyor, hem de niteliksiz ülkelerden vasıfsız göç alıyor. İyi eğitimlilerin gittiği ülkemizden tabiri caiz ise çoban niteliğinde göç geliyor. Oysa Türkiye fırsat aralığı ömrünün son yıllarını yaşıyor. Çok çalışıp orta-üst sınıfa geçmemiz gerekirken emeklilik peşinde koşarak taban sınıf anlayışına hapsolmuş duruma geldik. Ömrümüzün son yıllarında eğitimi değersizleştirip değer yaratıcı ekonomiyi daha da geriletiyoruz. Ömrümüzün sonuna yaklaşıyoruz ama işin ciddiyetini hiç kavramış değiliz. Ve hiç kimse bu büyük sorunu topluma da anlatmıyor. Birkaç kişiden başka...
Ömrümüz bitiyor ama biz hala günü kurtarma, lider peşinde koşma gibi boş işlerle uğraşıyoruz. Oysa evlatlarımıza bırakacak bir ülke kalmadı neredeyse... 10-15 yıl sonra bu ülkede çocuk nüfus bile yabancıların hakimiyetine geçmiş olacak, bilesiniz.

Yaşlı, fakir ve kendi ülkesinde yabancı birileri olacağız, bilesiniz. Ve maalesef artık çözüm için umut da kalmadı. Bu ülke buraya kadarmış..."