Ekonomiye de karat operasyonu!
Alkol ve tütün ürünlerine zam, KDV’ye zam, akaryakıttaki özel tüketim vergisine zam ve yıllık Motorlu Taşıt Vergisi’nin ikinci defa istenmesinin sebebi çok açıktır.
Hazine’de para kalmadı! Para basarak ihtiyacı karşılamak bir yere kadar... Bütçe açığı, zamlarla kapatılmak isteniyor...
Zamlar, Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmî Gazete'de yayımlanan kararlarla yapılıyor.
Zamlardan dolayı hep büyük marketleri suçluyorlardı. Büyük marketçilik, kapitalizmi beslemek; küçük esnafı yok etmektir ama suçlamalarda hiçbir doğruluk payı olmadığını da herkes görmüştür herhalde!
Akaryakıta zam, bütün mal ve hizmetlere zam demektir.
***
Aslında, temel harcamalara ve vergilere ağır zam yapılacağını MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çok net bir dille açıklamıştı...
Bahçeli, 11 Temmuz 2023 konuşmasının ilgili kısmında şöyle demişti:
“Bütçe imkânları bellidir, Türkiye ekonomisinin türbülanstan çıkma sürecinin zorlukları ortadadır.
Özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin neden olduğu ekonomik hasarların telafisi için bazı düzenlemeler yapılacaktır.
Bu düzenlemeler can sıkıcı olsa da daha güzel ve gelişmiş bir ülke tablosuna vasıl olmak için dişimizi sabırla sıkmamız işin doğası gereğidir.
Nimet-külfet dengesi adaletle kurularak depremin ağır sonuçları inanıyorum ki en aza indirilecektir.
Bildiğiniz gibi depremin neden olduğu sosyal, toplumsal, sosyolojik ve psikolojik maliyetlerin yanında kabarık ekonomik faturası yaklaşık 104 milyar dolar düzeyindedir.
Olağanüstü bu mücadele sürecinin desteklenmesi, depremzede vatandaşlarımızın her türlü ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesine ilave ödenek eklenmesi söz konusudur.
Böylelikle ekonomide huzur ve refah sökün edecektir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 3 Haziran 2023 tarihinde açıklanıp göreve başlayan ikinci dönem Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Türkiye ekonomisinin maruz kaldığı risk ve tehlikeleri en aza çekmek için kolları sıvamıştır.”
***
Zamların sahibi bellidir. Fakat son kararlarla külfet, sadece emeklilerin sırtına yüklenmiş durumdadır. Mal ve hizmet üretenler, temel harcamalara yapılan zamlardan hiç etkilenmiyor, çünkü onlar da anında zam yapıyor...
En düşük memur aylığının 22 bin liraya yükseltilmesi bir teselli gibiydi ama Bahçeli, “İlk olarak, memur maaşlarına ilavesi planlanan 8 bin 77 liralık seyyanen artışın kök ücrete ve aynısıyla emekli maaşlarına yansıtılması beklentimiz ve talebimizdir.” sözlerinin gereğini yapmadı. MHP, ilgili yasaya kabul oyu verdi.
Bu durumda ekonomide huzur ve refah sökün eder mi?
***
Gerçekte Türkiye ekonomisinin asıl sorunu, üretimin siyasi kararlarla engellenmesi ve pazarın yabancılara devredilmesidir. Geriye kalan ekonomik faaliyetlere ise faiz gelirleri, kara para ve sahtekârlık egemen durumdadır.
Büyük holdinglerin ana kârları faiz gelirleridir.
Kara para konusunda ise Türkiye, FATF yani Mali Eylem Görev Gücü'nün "gri liste”sindedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı, kara para aklama suçu ve terörizmin finansmanı ile ilgili eğitim ve farkındalık çalışmaları yaparak, bu kapsamda, FATF tarafından belirlenen eksikliklerin giderilmesine yönelik çalışmalara hız vererek Türkiye’yi gri listeden çıkarmaya çalıştığını açıkladı ama bu yolla bir sonuç alınması pek mümkün değil...
Ayrıca son zamanlarda, uyuşturucu trafiğinden gelen para dışında Türkiye’de piyasaya sürülen kara paranın önemli bir kısmı, Türkiye’den rüşvet veya komisyon olarak alınıp yurt dışına kaçırılan paradır!
***
Sahtekârlığa taze bir örnek ise Diyarbakır polisinin “Karat operasyonu!”nda ortaya çıktı...
Diyarbakır’da altın baskı makineleriyle sahte gram, çeyrek, yarım ve tam altın üretimi yapılan bir atölye iki aylık takipten sonra basıldı, altın baskı makineleri, eritme potaları, ayar silindirleri, hassas teraziler, çeyrek, yarım, tam altın kalıpları ele geçirildi.
Şüphelilerin hurda altınları eriterek içine bakır karıştırdıkları ve düşük ayarla ürettikleri altını "çantacı" diye tabir edilen kişiler aracılığıyla piyasaya sürdükleri tespit edildi.
Kuyumcuda ele geçirilen altınlar analiz edildiğinde yüzlerce altının sahte olduğu belirlendi.
***
Diyarbakır’da altına bakır karıştıran atölye örneğindeki gibi Türkiye ekonomisinin de ayarı bozuktur. Düzeltilebilmesi için siyasete de ekonomiye de karat operasyonu gerekir.