Erdoğan AKP grup toplantısında konuştu

Erdoğan AKP grup toplantısında konuştu
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, konuşmasına corona virüs ile uyarısı ile başlayarak, "Bu virüsten korunmanın ilk şartı temizliktir. Biz de geçtiğimiz cuma gününden beri tokalaşmayı, kucaklaşmayı kesip uzaktan selamlaşmaya geçtik." dedi.

Partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, corona virüsün Türkiye'de de tespit edilmesi ile ilgili ilk kez konuştu. Erdoğan, "Vatandaşlarımızdan ricam, sağlık personelinin ikazlarına harfiyen uymaktır. Bu virüsten korunmanın ilk şartı temizliktir. Biz de geçtiğimiz cuma gününden beri tokalaşmayı, kucaklaşmayı kesip uzaktan selamlaşmaya geçtik. Türkiye inşallah bu sıkıntıyı herhangi bir kayıp vermeden atlatacaktır." şeklinde konuştu.

Konuşmasının büyük bir bölümünü İdlib'e ayıran Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Yunanistan'a da eleştirilerde bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

Dün gece Sağlık Bakanı tarafından yapılan corona virüse temas etmek istiyorum. Avrupa'dan gelen bir vatandaşımızda corona virüs tespit edildi. Genel sağlık durumu iyi tedavisi sürüyor. Ailesi ve yakın çevresi izlemeye alındı. Vaka Avrupa kaynaklı, tek bir örnekten ibarettir.

Bu hastalığın ülkemize sirayet etmemesi için gereken önlemleri aldık. Ancak biz hangi tedbiri alırsak alalım, yakın çevremizde bu kadar yaygınlaşmış bir virüsten korunmak mümkün olmadı. Yarın dar çerçeve bir toplantı yapacağız.

"VATANDAŞLARIMIZDAN RİCAM..."

Vatandaşlarımızdan ricam, sağlık personelinin ikazlarına harfiyen uymaktır. Bu virüsten korunmanın ilk şartı temizliktir. Biz de geçtiğimiz cuma gününden beri tokalaşmayı, kucaklaşmayı kesip uzaktan selamlaşmaya geçtik. Türkiye inşallah bu sıkıntıyı herhangi bir kayıp vermeden atlatacaktır. Hiçbir virüs bizim tedbirlerimizden daha güçlü değildir. Milletimiz nice saldırıları göğüslemeyi başarmıştır, bunun da üstesinden gelecektir.

İDLİB AÇIKLAMASI

Harekata katılan tüm askerlerimizin alınlarından öpüyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilik şehadet bunlar bizim için çok çok yüksek mertebelerdir. Ülkemizin kısır döngünün içine düşürülmesine izin vermeyeceğiz. Ülkemizden mezhepçi rejim güçlerini ve teröristlerden uzak tutmakta kararlıyız. İdlib'de gerçekleştirdiğimiz harekat diğerlerinden farklı olarak sadece teröristlere değil çok daha etkin bir güce karşıydı. Çok daha büyük mücadelelere hazır olduğumuzu gördük. Suriye rejimi kahraman askerlerimizin operasyonlarında ağır kayıplar vererek bu işin o kadar kolay olmadığını görmüştür. İdlib'deki ateşkes ile oradaki halk ilk defa rahat nefes almıştır. Şimdiden ateşkese karşı ufak tefek ihlaller yaptıkları görülüyor. Rejimi ve onu destekleyen milislerin yaptıkları yığınakları yakından takip ediyoruz. Biz verdiğimiz söze bağlı kalırız. Ama sözlerinde durmazlarsa daha ağır bir şekilde üzerlerinde gitmekte kararlıyız.

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ

Bay Kemal kaç tane gözlem noktası olduğunu dahi bilmiyor. Arkadaşlar yuha falan gerek yok. Bunlara bedeli sandıkta ödettiğiniz sürece o zaman bunlar neyin ne olduğunu daha iyi anlayacaklar. Bakın bir şeyi çok iyi kavramamız lazım adalet partisi davası, ak parti davası sıradan bir dava değildir. Biz icraatla ortadayız. 18 senedir biz lafla mı icraatla mı yürüdük? Bakınız, dersini bir çalış ya! Burada kaç tane gözlem kulesi olduğundan haberin yok. Ben sizlere buradaki gözlem kulelerini de göstereceğim. Bay Kemal 12 gözlem noktası var. Ve bu 12 noktada bizi Suriye'nin askerleri korumadı. Suriye'nin askerleri verilen söze yapılan mutabakata uymadı. Onun için de biz uyarılarımızı yaptık ve şu anda orada 12 gözlem noktasında çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bay Kemal bunu da öğren. Arzu edersen seni de oraya göndeririz. Ama gidemezsin. Yapmış olduğumuz son anlaşmanın içeriğinden de bunun haberi yok. Takip etmiyor. Çünkü bunun akıl hocaları çok çok farklı. Tel Rıfat bölgesindeki terör örgütlerinin saldırıları da giderek artıyor. Buradaki teröristleri de bulduğumuz halde etkisiz hale getirerek bertaraf ediyoruz. 

Türk askeri bu milletin evlatları hiçbir zaman zalim Esed'in korumasına muhtaç değildir. Bunu böyle bil Bak Kemal. Sen kendin korunmaya muhtaç olabilirsin. Ama bu milletin evlatları asla. Bu güne kadar El Bab'da Cerablus'ta, Afrin'de nasıl dimdik durduysak, İdlib'de nasıl dimdik durduysak bundan sonra da aynı şekilde dimdik durmaya devam edeceğiz. Bize düşen sükûnetin gayreti için her türlü gayreti gösterirken saldırılara karşı da hazırlıklı olmaktır. Bu hazırlıklarımız var. Oradaki bütün en ileri teknolojiye sahip olan silahlara, hava savunma sistemlerine karşı hamd olsun bizler bu mücadeleyi verdik, Moskova'da geçici ateşkesi imzaladık. Şimdi mesele bu geçici ateşkesi kalıcı ateşkes haline dönüştürmektir. Onu da yaptıktan sonra işimiz çok daha kolay olacaktır. 

"Ülkemizdeki diğer partilerin bir kısmıyla da anlaşamadığımız hususlar olsa da ülkemizin ve milletimizin temel çıkarları konusunda askeri bir zeminde buluşmaya gayret ediyoruz. Sadece Kılıçdaroğlu'nun güdümündeki parti ülkemize husumet çizgisinde yürümekte ısrarcıdır. CHP vesayetin sözcülüğüne ve avukatlığına soyunur. CHP, arkadaşlar diyerek teröristlerden yana olur. Bazı milletvekilleri de bu teröristlerin merasimlerine katılır ve tabuta omuz verir. Türkiye FETÖ ile mücadele eder, CHP kontrollü darbe diyerek işi sulandırmaya çalışır. 

TUTUKLANAN  GAZETECİLER ÜZERİNDEN CHP'YE ELEŞTİRİ

Esed'in askerleri bizim askerlerimizi koruyor' diyecek kadar zıvanadan çıktı. Bizim askerlerimizi Esed'in askerlerinin koruduğunu söyleyecek kadar zavallı, o kadar alçalmış. 12 gözlem kulesini bilmiyor, 7 tane gözlem noktası var diyor. Ne anlatırsan anlat maalesef anlayacak idare yok. Gözü var görmez, kulağı var duymaz, kalbi var hakikati anlamaz. Ülkemizde de suç olan istihbarat mensuplarının ifşa edilmesi eylemini işleyenleri en hararetle savunan da kim? Yine CHP. Bu partinin ülkemize çağ atlatan dev projelere gösterdiği tepkileri de saymıyorum. 

YUNANİSTAN'A TEPKİ

Avrupa'ya gitmek üzere batı sınırlarımıza yönelen sığınmacılar konusu. Avrupa'ya gitmek isteyen sığınmacılara engel olmama kararı aldım. Gitmek istiyorlar, biz de önlerini zorla kapamıyoruz. Eğer adil yük paylaşımına yaklaşmazsanız biz kapıları açacağız dedim. Bunları kendilerine söyledim. Bunlar zannettiler ki ben şaka yapıyorum. Ve kapıyı açtık. Misafirlerimiz gidiyor mu, gidiyor. Zaten kimseyi ülkemizde zorla tutma gibi de bir sorumluluğumuz yok. Cenevre Sözleşmesi bu kişilerin Yunanistan'a oradan da diğer ülkelere geçilmesine izin evrilmesi gerektiğini söylüyor. Ama Yunanistan sığınmacılara şiddet uygulayarak geri göndermeye çalıştı. Batı'nın ve adeta onların görevlendirdiği Yunanistan'ın ne olduğunu görelim.

Biz Yunan mezalimini tarihten biliriz. Şimdi gelenler de aynısını yapıyorlar. Ya bunlar dende durmayacak ki sen de aç kapıyı, Batı'nın o zengin memleketlerine, Avro, dolar zengini memleketlere senin üzerinden gitsinler. Neden onları engelliyor, bu Nazi işkencelerini yapıyorsun? Döverek göndererek insanlık suçu işleyen Yunanistan'a maalesef kimse ses çıkarmıyor. Niye? Avrupa Birliği üyesi, onun için mi? Bu tablolar bizim dilimizde olacak. Biz bunu görüştüğümüz bütün liderlere anlatacağız. Sağlık ekiplerimiz bu şekilde saldırıya uğramış bine yakın göçmene müdahale ederken 4 kişinin de hayatını kaybettiğini tespit etti. Katıksız bir faşist olduklarını tüm dünyaya göstermişlerdir. TBMM insan haklarını inceleme komisyonumuz sınıra giderek oradaki durumu tespit etmiş ve rapora bağlamıştır. Suriye krizinin tırmanmasının ardından AB ile 18 Mart 2016'da bir anlaşma yapmıştık. Biz ülkemiz üzerinden Avrupa'ya gidenleri geri kabul edecektik. Buna karşılık her bir kişiye karşılık bir kişinin üye ülkelerde iskanını sağlayacak ve Türkiye'ye mali yardım yapılacaktı. Biz üzerimize düşen her şeyi yaptık. Sayıları milyonları bulan göçmenin Avrupa'ya geçişini engelledik. Suriye dışında gelen yüz binlerce düzensiz göçmeni ülkelerine gönderdik. Buna karşılık AB yükümlülüklerini yerine getirmedi. Ne serbest dolaşımla ne de fasılların açılmasıyla kayda değer hiçbir adım atılmadı. Son iki haftadır pek çok AB üyesi ülkenin lideriyle bu meseleleri konuştuk.