Erdoğan’ın Afrika ziyareti ve cemaat okulları

Erdoğan, 21 Ocak’ta uzun bir Afrika ziyaretine çıktı. Bu ziyaret, devletten devlete bir ziyaret değil de Gülen cemaatinden intikam alma ziyareti olarak zihinlerde kaldı. Zira basın yayın kuruluşları, bu ziyaretin politik ve ekonomik hedeflerinden ziyade cemaat okullarının kapatılma talepleri ve Afrikalıların tavırlarını konuştu. Erdoğan kendisini T.C. Devleti sanıyor. Birileri Erdoğan’a sadece cumhurbaşkanı olduğunu, yetkisinin, yasa ve anayasada belirlendiğini, bunların dışına çıktığında ise suç işlediğini söylemesi gerekir. Cemaat on yıl boyunca, devlette tahribat yaparken, sağdan ve soldan vatan evlatlarını mağdur ederken Erdoğan ses çıkartmadı, sıra kendisi ve ailesine gelince cemaati hain ilan etti. Yani cemaat devlete değil, Erdoğan’a ihanet ettiği için cezalandırılıyor. Tek başına gücünün yetmeyeceğini bildiği için cemaatin devlete ihanet ettiğini söyleyerek, devletin gücünü cemaate karşı kullanmaktadır. Cemaatin adamlarının devletten temizlenme operasyonuna muhalefetten ve kamuoyundan bir ses çıkmıyor, sadece cemaatçiler bağırıp çağırıyor. Bunun tek nedeni, Erdoğan korkusu değildir. Zira cemaat basında, akademik camiada, yargıda, askeriyede ve ticaret dünyasında ciddi manada ayrımcılık yaptı ve çok sayıda mağdur hatta kasıtlı bir şekilde, aldırmadan ve gereksiz ve anlamsız düşmanlar yarattı. Bununla da yetinmedi cemaati cemaat yapan vefakâr ve çilekeş kendi içinde yurtsever gariban Anadolu çocuklarını da ihmal etti ve elde ettiği kaynak ve fırsatları, sonradan gelenlerle cemaatin temel felsefesine aykırı olan bir takım insanlara aktardı, onları besledi. Cemaat içinde mağdur edilenler de bugün cemaatin başına gelenleri seyretmekte ve sessizce izlemektedir. Gürültü yapan beyaz yakalı cemaatçiler, aslında cemaatin başına gelenleri bertaraf etmekten ziyade, kaybettikleri konfor ve maddi imkanlar ve kendi çıkarları için mücadele vermektedirler. Dışarıdan böyle anlaşılmakta ve böyle görülmektedir. Erdoğan cemaatle ilgili temel bir hata yapıyor. Zira cemaatin en alttakileriyle uğraşıyor. Bu garibanlar cemaatçi olabilirler ama netice olarak onlar bir emri uygulamışlardır. Yüksek plan, proje ve strateji varsa bile bunların haberleri dahi olmamıştır. Hedef yanlışlığında bir kasıt ve strateji yoksa, bu politikayla cemaate herhangi bir zarar vermesi mümkün değildir. Erdoğan’ın tutumu, yeni bir Anadolulu gariban mağduriyeti yaratmaktan öteye gidemez.

Ticaret farklı işliyor
Cemaatin Türkiye’deki mücadeleleri ve faaliyetleri devam ederken, Erdoğan’ın Afrika’daki okullarıyla uğraşması, hem samimi hem de akıllıca bir tavır değildir. Cemaatin yurt içi ve dışında en çok takdir edilen faaliyetleri eğitim faaliyetleridir. Özellikle Afrikalı yöneticiler tarafından çok beğenilmekte, güçlü politik ve ekonomik destekçileri vardır. ABD ve Batı’nın da bu okulları desteklediği bilinmektedir. Hangi akılla Afrika seferine çıkıp cemaat okullarını kapatın diyor, bu tutum, hem ülkeyi hem de kendisini zor durumda bırakmaktadır. Erdoğan gerçekten cemaatin Afrika işlerini kurcalamak istiyorsa, cemaate bağlı hangi şirketlere devlet kredisi açılarak zengin edildi, onları açıklasın. Bu konu çok önemli, ama Türkiye’de uzman gazetecilik olmadığı için durum bilinmiyor. Afrika kıtası devletlerinin diğer ülkelerle, farklı bir ekonomik ilişki yöntemi vardır. Afrikalı bir ülke, bir ülkeden mal alacağı zaman parası olmadığı için, mal alacağı ülke, Afrikalı ülkeye bir kredi açar ve der ki ihtiyacın olan malları örneğin şu Türk şirketinden alacaksın ve malın bedelini ben o şirkete öderim. Devlet böylece istediği şirketi işaret eder, şirket, malı Afrikalı ülkeye gönderir ve parasını da devletten alır. Afrikalı ülke parayı ödeyemeyeceği için devlet bu borcu siler. Bu hep böyle olmuştur. Türkiye’de de böyle olmuşsa eğer, Erdoğan bu şirketleri açıklasın. Biz de samimiyetini alkışlayalım. Bu rakamlar milyar dolarlara ulaşabilir. Hazine, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve devlet bankaları bu şirketleri açıklasın, biz bu bilgileri ilgili kurumlardan istedik ama alamadık.

 

Yazarın Diğer Yazıları