Ersun Yanal, Fenerbahçe ile ilgili büyük sırrını açıkladı!

Ersun Yanal, Fenerbahçe ile ilgili büyük sırrını açıkladı!
Teknik direktör Ersun Yanal, teknik direktörlük yaşamı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu

Fenerbahçe''nin yanı sıra Milli Takım ve Trabzonspor''da da görev yapan teknik direktör Ersun Yanal, flaş açıklamalarda bulundu.

Yanal, NTV''de ekrana gelen programda şu ifadeleri kullandı:

- Vestel Manisa''dayken Arda''yı (Turan) gidip 5 dakikada aldım Galatasaray ''dan. Arda bizde 2 sene oynayacaktı. Hiç kimse de talep etmiyordu, gidip alıyorduk. Selçuk İnan için Çanakkale Dardanelspor''da oynarken ben kendim gidip pazarlık yaptım, Mehmet Topal''la birlikte aldım geldim. Hatta kimse tanımıyordu, "nereden çıktı bu çocuk " dediler. "Ne yapıyoruz biz" dediler. Tabii antrenmanlara çıkınca bizim arkadaşlar ya futbolcuymuş bunlar diyerek espri de yaptılar.

- Yurt dışında çalışmayı düşündüm. Teklif de geldi. Son anda olmadı. Almanya''dan teklif aldım. Son dakikaya kadar her şeyde anlaşıldı. Ama son dakikada olmadı. Milli takım sonrasında yaşandı. Sonrasında Vestel Manisa''daki proje çok önemli bir vizyon ortaya koyuyordu.

- Yusuf Şimşek müthiş korkunç bir yetenekti. Yusuf Şimşek, Avrupa''da bir yerde dünyaya gelip oradaki şartlarda futbol kültürüyle gelseydi ya da Brezilya kültüründeki bir oyuncunun beklentilerini doğuran kültürle gelseydi çok farklı olurdu.

- Milli takımın başındayken Fatih Terim baskısı asla hissetmedim. Fatih Terim, Türk antrenörler için saygı duyulacak bir karakter, saygı duyacağımız bir büyüğümüz. Başarıları ile de alkışladığımız bir büyüğümüz. Onun yapmış olduğu teknik direktörlük duruşu konusunda hiç kimsenin söyleyeceği bir söz olamaz. Ortada her şey. Bu bir rekabet olarak değerlendirilmemeli. Milli takımdan gönderilişim, onun sorumluluğu değil, yönetimdekilerin sorumluluğu. Onlar sorgulanmalı bence.

- Trabzonspor''a ikinci geldiğimde Fenerbahçe ''den ayrılmıştım. Sonrasında o dönemde başkan İbrahim Hacıosmanoğlu''ydu. Okay Yokuşlu''yu transfer etmiştik. İlk dönem sona erdi. İkinci dönemin başlamadan hem sağlık hem de başka bir nedenle Amerika''ya seyahat etmiştim. Döndüğümde ise birkaç ismin takımda olmamasını istemiştim ancak burada İbrahim başkanla anlaşamadık. Oturduk medenice el sıkışarak ayrıldık. O takım yarım kalmış oldu. 2. sezonda yarım çalışmış oldum.

- Eğer işinizi doğru yapıyorsanız, futbol adamıysanız, futbol için emeğinizi ortaya koyuyorsanız, Fenerbahçe''ye ve Trabzonspor''a ikinci defa gitmenin çok büyük bir problem olduğunu düşünmüyorum. Ben de bu tarafsızlığı temsil ettiğimi düşünüyorum. Asla bir fanatizmin temsilcisi değilim ben. Herhangi bir camianın fanatizmini de temsil etmem. Futbolun çıkarları için uğraşırım. 

- Ben büyük takımlarımızın hepsinden teklif aldım. İlk teklif Beşiktaş''tan geldi. Denizlispor''dan ayrıldım, ligin bitmesine 8 hafta var. Sayın başkan Yıldırım Demirören ve Ahmet Hamoğlu beni aradılar ve İstanbul''a döndüm. Sayın başkanımızın evinde buluştuk. Benim oraya gelmemi istediler. Bunun zor olacağını düşündüğümü söyledim. Scala diye bir teknik direktör getiriyoruz. Seni de onun yanına istiyoruz. Scala bir menajer gibi olacak sen çalışırsın. Daha sonra ikinci toplantı İzmir''de yaptık. Benim çok kafama yatmadı. Scala ile çalışmam nasıl olurdu. O konuda anlaşma gerçekleşmedi.

- Daha sonra Ankaragücü''ne gittiğim ilk sene aynı teklif Fenerbahçe''den geldi. Lig devam ederken sanıyorum Lorant öncesinde Ankara''da bir toplantı yapıldı. Sayın Nihat Özdemir ve Hamdi Akın ile birlikte başkanımız Cemal Aydın toplantı yapmıştı. Orada da gerçekleşmedi, vermediler. Gençlerbirliği''ne geldim. Özkan Sümer başkan olduğunda beni Trabzonspor''a istemişti, o dönemde de gidemedim, olmadı. Bu aralarla milli takım, Vestel Manisaspor ve sürecin 2013''e kadarki kısmında ben büyük takımlarla çalışamamış oldum. Ama bunda en ısrarcı ve üzerinde duran Fenerbahçe oldu. Fenerbahçe taraftarıyla buluşmamızın en büyük nedeni, üstün olmayı, üstün oyun oynamayı, baskın oynamayı skor kadar önemseyen bir takım. Hissettirir bunu. Hem oyuncusuna hem teknik direktörüne hem yöneticisine. Fenerbahçe takımı bunu gösterirken çok farklı bir atmosfer yaratırlar. Benim bir sözüm var "Fenerbahçe savunma yapmaz, yaptırır". Bu en güzel açıklayacak şeydir.

- Ben çocukluktan beri Fenerbahçeliyim. Benim dedem, Fenerbahçe genç takımında oynamış. Bizim ailede babam da Fenerbahçeli. Bizim ailede baba ve baba tarafındaki Fenerbahçelilik herkese bulaşmıştır ve biz Fenerbahçeliyiz. Fenerbahçe''de en sevdiğim futbolcu Osman Arpacıoğlu''ydu. Onun attığı goller çok hoş gelirdi bana. Çok nazik, kibar bir golcüydü. O çok etkilemişti beni. 

- Ben profesyonelim. Bugün Fenerbahçe''ye dışarıdan tarafsız olarak baktığımda "bu niye böyle olmuyor" dediğim çok olmuştur. Ama üstlendiğim bir misyon var. Şu anda ben tarafsız ve adil olmak zorundayım. Kendi içimdeki rüzgarı dışarı vurursam o duygular başkalarını da etkiler. Fenerbahçe''yle karakter olarak özdeşleştirdiğim yanım: kazanmak. Fenerbahçe gibi kazanmak. 

- Fenerbahçe''ye geldiğimde çok iyi bir takım vardı. Bu takımın dayanıklı oyuncusu var. Bu takımın kavga edebilecek oyuncusu var. Bu takımın teknik olabilecek oyuncusu var. Bu takımda strateji belirleyip o stratejiyi sahada uygulayacak deneyimde sürekliliği sağlayacak oyuncusu var. Çok büyük bir taraftar kitlesi var. Yaşadığı 3 Temmuz sürecinin arkasından acıları var. Bu acılarını hafifletecek iddialı durmak ve şampiyon olmak var. 

- O maçtan sonra şöyle bir hikaye var. Sayın başkanımız Aziz Yıldırım mahkemelerle uğraşıyordu ve çok yoğun bir program vardı. Bu maç sonrasında kulüpte bir toplantı yapıldı. Kritik yer şuydu. Sayın Aziz Yıldırım''ın söylediği bir söz var. Bu takım böyle şampiyon olamaz. Bu takımda hoca var, futbolcular var. Hoca ne diyorsa o olacak. Bu takımda ben olmam, hoca olur. Hepiniz ayağınız denk alın ve hoca ne diyorsa onu yapın. Oradaki duruşu desteklemesi ve bizim gerekli olan tavır ve davranışı takımın üzerinde kurup, takımdan istediklerimizi net bir şekilde söylememiz ve oyuncularımızın buna karşılık vermeleri bu takımın çok rahatlıkla şampiyon olmasına yetti zaten. Bazı oyuncularımızdan istediklerimizi alabilmek için oynatmadık, özel çalıştırdık ve takım oldular. O sürecin sonunda da şampiyonluk yaşadık. 

- (Aziz Yıldırım ile bir kez daha çalışır mısınız?) O konjonktürün çok oluşabileceğini düşünmüyorum ama futbol çok enteresan bir oyun. İnsanların ilişkilerini futbol üzerinden değerlendirince her şey olabilir ama bence bir olasılık görmüyorum.

- Fenerbahçe''nin ihtiyacı olduğu ölçekte, ihtiyacı olduğu güçte, tarafsız bir şekilde fikrimizi de beyan ederek Fenerbahçe''ye için her türlü şeye varız. En mutlu olduğun anı yaşadığın yerdir. Şampiyon olarak yaşadığın yer. En mutlu olduğun anı yaşadığın yerin sana ihtiyacı olduğunda, bu kadar sevgi gösterilen bir yerin sana ihtiyacı olduğunda bu düşünülmeyecek bir şey olamaz.

- Ali Koç''un beni iyi tanımadığını düşünüyorum. Ali Koç beni tanıdıktan sonra daha iyi anladı. Ali Bey, Fenerbahçe için, Türk futbolu için büyük bir şans. Ali Bey''in bugünkü tarzı, duruşu, onun hayal ettiği tarzı ya da vizyonu çok iyi anlıyorum. Biz Türkiye''de çok farklı bir iklime sahibiz. Belki o biraz bu iklime yabancı kaldı. Bu kadar derinlemesine değerlendirme yapmadım.

- İnsanın kurduğu hayallerin gerçekleşmesi herhalde çok büyük bir tatmin. Bu gerçeği ben yaşadım. Fenerbahçe''de şampiyon olmak benim kurduğum çocukluk hayalimin, ya da benim kurduğum meslek hayalimin ya da futbol hayalimin gerçekleşmesi kadar güzel bir şey olabilir mi? Her şeyin bir bedeli var. En güzel bedel en sevdiğin şeye kavuşmak. 

- Ben Fenerbahçe''den ayrıldığım yere kadar şampiyonluğu bayağı zorladık. Çok büyük sıkıntılar vardı. Transfer limitlerimiz vardı. Hakemler, medya ve federasyondan oldukça şikayetçiydik. Kaotik ortamı yönetmek, hem yönetim açısından hem de teknik adam olarak önemli ve kritikti. Hatta yıprandık hep beraber. O gün Fenerbahçe için çok kritik bir gündü. 3-0 devre arasına girmek ve böyle bir takımın aldığı en büyük yaralardan bir tanesiydi. Müdahale etmeniz gerekiyor ve bir sonuç almanız gerekiyor. Hiçbir zaman oynayacağımız oyundan vazgeçmedik. Bunu oyunculara iyi aktardığımızı düşünüyorum. Bazen güç kırıldı. Mecbur kaldığımız oyuncuları oynatmamız gereken anlar vardı. Kısıtlı bir kadro ile iyi işler yapıldı. Vedat transferi çok önemliydi. Vedat transferi yapılmasaydı Fenerbahçe 20-25 milyon euroluk olacaktı. Altay''ın transferi için çok ciddi çaba sarf ettiler. Sezonda şampiyonluk olmasa bile, ki olması zordu. Başkanımızın da çok şikayet ettiği durumlar vardı. Hakemlerden, medyadan, federasyondan, limitlerden, Bu inanç birlikteliği şampiyonluk için yeterli değildi. Bize zarar verecekti. Bu durum fazla Fenerbahçe''ye başkan Ali Koç''a zarar vermeden en doğru karar ayrılıktı.