Faiz kritik eşikte

Bu gün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Faiz kararı verecek. Bu karar , ekonomi yönetiminin faiz direncinin bu günkü şartlara uygun değişip değişmeyeceğini gösterecektir.

Yaşadıklarımız net olarak gösterdi ki, ekonomide uzun dönemli bir perspektif olmayınca, planlama olmayınca, günü kurtarmak önemli oluyor. Ama faize takılmak günü de kurtarmıyor.

Faiz enflasyon için bir sebepmidir, sonuçmudur? Bu yanlışlara takıldığımız için bu günkü sorunları yaşıyoruz. Gerçekte bu sorunun en iyi cevabı ''tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar'' olacaktır. Faiz ve enflasyon ilişkisi; ekonomik konjonktüre, talep yapısına, güven durumuna göre değişir.

Bu alanda tecrübelerimiz çok tazedir. Önceki Merkez Bankası Başkanı döneminde gösterge faizi 10,25'te tutulmayıpta,  şartlara göre artırılsaydı, dolar 8 lirayı geçmezdi.

Hazine ve Maliye Bakanı istifa etmeden önce, Türkiye'nin beş yıllık tahvillerinin uluslar arası piyasalarda iflas risk primi 525 baz puan idi, istifadan ve MB faiz artırmasından sonra 320 baz puana geriledi. 

Bu gün, hükümete, yargıya karşı güven azaldığı için,  ekonomi aşırı kırılgan olduğu için, Merkez Bankası'nın elinde kura müdahale edebilecek döviz rezervi yetersiz olduğundan reel faiz kurları daha çok etkiliyor.

Halen TÜFE oranı yüzde 14, yıl sonunda biraz daha artar. Bu şartlarda MB gösterge faizine göre reel çok faiz düşük kaldı. Yıl sonunda sıfır da olabilir. 

Yaşadığımız eksi reel faiz doğrudan dövize, altına ve gayrimenkule talebi artırdı. Devam edecektir. Reel faiz oranları aynı zamanda Türkiye'nin risk primi olan CDS oranlarını da kapsamalıdır. Yani en az 3  puan olmalıdır. Enflasyon yüzde 14 ise reel faiz yüzde 17 olmalıdır. 

Kurları tutmak zorundayız... Çünkü  Oynak kur, sistemi bozdu… Dalgalı kur politikasının getirdiği sorunlar diğer döviz sorunları ve ekonomik sorunlarla birleşince kurlar aşırı oynak oldu. Kur artışı üretimde kullanılan ithal girdi fiyatlarının ve maliyetlerin artmasına neden oldu. Ayrıca ithal tüketim mallarının da fiyatının artmasına neden oldu.

Halen döviz sepeti yüzde 40 daha değerlidir. Merkez Bankası kurları tutmak için, Merkez bankası ve kamu bankalarının döviz satmayacağını açıkladı. Ellerinde yalnızca faiz ve TL likidite araçları olduğunu söyledi. TL arzını aşırı kısmak , ekonomide daralmanın boyutunu artırır. Bu nedenle Bu günkü toplantıda para politikası kurulu faizleri artırmak zorundadır.

Cari açıkta döviz ihtiyacını artırıyor. İlk 10 ayda cari açık 31,1 milyar dolar oldu. Bu yıl cari açık GSYH'nın yüzde 5'i kadar 37-38  milyar dolar olacaktır.

Gayrimenkul dışında yabancı doğrudan yatırımlar durdu ve  portföy yatırımlarında çıkış var. Üstelik yerlilerde korunmak için dışarıya döviz transfer ediyor.

Yüksek risk ve faiz nedeni ile özel sektör yeni dış borç almak yerine kendi imkanları veya varsa yurt dışındaki tasarrufları ile yılbaşından bu yana 15 milyar kadar dış borç ödedi.

Merkez Bankası yüksek faizle swap yapıyor. Yüksek faiz, döviz maliyetini artırıyor.

Daha önce söylediğim özet çözümü bir defa daha tekrar edeyim; çözüm kur politikasını değiştirmek ve kurlarda görülebilir bir sisteme gitmek, Merkez Bankası kanununu değiştirerek bankayı siyasi baskıdan kurtarmak ve TL ile birlikte aynı zamanda kurları da gözetmesini sağlamak, en önemlisi ise demokrasi ve hukukta yeniden güven sağlamaktır.

Yazarın Diğer Yazıları