Balyoz Davası’nda çığlık dolu mektuplar

Balyoz Davası’nda çığlık dolu mektuplar
Balyoz Davası’nda çığlık dolu mektuplar

Ağır hukuk ihlallerinin görüldüğü bu davada Yargıtay umutları da boşa çıkan askerlerin isyanı satırlardan taştı. İngiliz gazetes

Ağır hukuk ihlallerinin görüldüğü bu davada Yargıtay umutları da boşa çıkan askerlerin isyanı satırlardan taştı. İngiliz gazetesi Financial Times bu mektuplardan birini sayfalarına taşıdı.

 

Balyoz Davası’nda İstanbul’daki Beyazıt ve Fatih camilerini bombayalacakları iddia edilen operasyon timlerinde adları geçen subay, astsubayların ikisi hariç tamamı beraat etti. Yüzbaşı Hüseyin Topuz ile Jandarma Teğmen Erdinç Atik’e ise 16’şar yıl hapis cezası verildi.  Teğmen Erdinç Atik, bulunduğu Ankara Mamak Askeri Cezaevi’nden durumunu anlatan bir mektup gönderdi. Erdinç, mektubuna 1. Ordu Komutanlığı’nda yapıldığı söylenen seminere katılmadığı gibi 1. Ordu Komutanlığı’na hiç gitmişliği olmadığını, buna rağmen 16 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ifade ederek başlıyor.

 


Anadolu çocuğuyum
Kendisinin tam bir Anadolu çocuğu olduğunun altını çizen Atik, “Bırakınız İslam dinimize ve kutsal camilerimize, değerlerimize saldırıyı, diğer dinler ve ibadethanelere de sonsuz saygı göstermemiz gerektiğini ve bu yerleri canımız pahasına korumamız en iyi bilenlerden biriyim. Görevlerinden biri de dinimizi ve kutsallarımızı korumak olan bir Türk vatandaşı ve subayıyım. Oysa cami bombalayacak ekipte yer almakla suçlanmaktayım. Acaba aynı listedi adı geçenler nerede birlikte bakalım” diyor. Erdinç, mektubuna şöyle devam ediyor: “Bu davada; İstanbul ilinde görevli 91 jandarma subayının isminin yazılı olduğu bir listede adımın geçmesine rağmen sadece ve sadece bana ceza verildi, diğer herkes beraat etti. Kimin hazırladığını bilmediğim ve haberim olmayan bir liste. Bu listede adı geçen jandarma subaylarından en kıdemsiz Teğmen rütbesinde olan subay olmama rağmen. Sadece benim tutuklu olmam ve cezalandırılmam acaba düşündürücü değil midir? Hem de ismi geçenlerden farklı bir durumum yok iken. Diğerlerinin tamamı tutuklanmamış ve beraat etmişlerdir. Hukuk devletinde yasalar önünde herkes eşit değil mi?

 


İmzasız listeler
Şimdi başka bir listeden bahsedeceğim, bu listede benim dışımda herkes durumumuz aynı olmasına rağmen beraat etti. Erdinç’in bahsettiği bu listeler Döküm-Sakal-Tırpan-Orak vs. isimler verilmiş ” Operasyon Timleri ve Görevleri “ listesi. Erdinç’in gönderdiği evraklar arasında bulunan ” Görevlendirme çizelgesi “ başlıklı 3. Listede ise 9 kişinin adı geçiyor. Erdinç, bu listede adı geçenlerden sadece kendisinin ve listeyi hazırlayan olarak görülen Jandarma Yüzbaşı Hüseyin Topuz’un dışında hiçbirinin tutuklanmadığını, beraat ettiklerini kaydediyor. Mahkeme açıkça belirtmemiş olmasına rağmen delil olarak gösterilen her şey sahte ve kurgu. İsmim birden fazla listede geçiyor diye 16 yıl hapis cezası ile cezalandırıldım. Oysa beraat ettirilenlerle aramda en ufak bir fark olmadığı gibi en ufak farklı bir delil de yoktur.

 

Erdinç Atik: Vatan-millet sağolsun

Seminere katıldığı halde hiç çağırılıp ifadesi dahi alınmayanlar olduğu gibi seminere katılıp sunun yapan yüksek rütbeli bir çok subay beraat ettiğini belirten Erdinç; ” Oysa ben seminere katılmadım, haberim olmadı. Bana böyle bir görev verildiği veya benim böyle bir görevi kabul ettiğime, görevi yaptığıma dair hiç bir delil bulunmamasına rağmen cezalandırıldım. Pozitif hukuk kuralları nerede diye sormam sanırım hakkımdır. Sonuçta öncelikle canımdan çok sevdiğim ülkem, milletim, Türk Silahlı Kuvvetleri, genel hukuk normları, özel yetkili adalet sistemi, yüksek yargı makamları ile ben, ailem, çocuklarım, yakınlarım mağdur edildik. Vicdanım rahat. Çünkü, ben milletimin, meslektaşlarımın, ailemin yüzünü kızartacak en ufak bir suç işlemedim. Uğradığım haksızlıklar ve suçsuzluğum elbet bir gün ortaya çıkacaktır. Ben olmasam da; ülkem, bayrağım, ordum, milletim, neslim sonsuza dek sağolsun “ diyor.

 

Yargıtay Başsavcısı karara itiraz etmeli

Balyoz davası hükümlülerinin aileleri ve yakınları, 58’inci kez bir araya gelerek Yargıtay’ın kararına bir kez daha tepki gösterip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın karara itiraz etmesini istedi. Ankara’da Sakarya caddesinde toplanan aileler ve yakınları, pankartlar açarak Ümraniye, Balyoz, Poyrazköy, Gizli Belge ve benzeri davalarda yaklaşık bin 500 TSK personeli, gazeteci, siyasetçi, aydın ve öğrencinin yargılandığına dikkat çekti. Vardiya Bizde Platformu adına basın açıklaması yapan Emekli Albay Selçuk Uçar, “Ülkenin yeniden şekillendirilmesine mani olabileceği değerlendirilen Türk ordusunun şerefli mensuplarının ve topluma önderlik edecek nitelikteki aydınların itibarsızlaştırılmasını amaçlayan bu davalar, siyasi ve hukukun katledildiği tasfiye operasyonudur” dedi. Uçar, şöyle devam etti: “Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç gibi saygın hukukçular, onanan Balyoz kararlarının hatalı ve hukuka uygun olmadığını söylemekte, yetkilileri uyarmaktadırlar. Bu aşamada yapılabilecek tek işlem, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Ceza Genel Kurulu’na itiraz ederek, 9’uncu Ceza Dairesi tarafından verilen kararın Genel Kurul’da yeniden incelenmesini sağlamaktır. Bu girişim, yargıya olan inancın yeniden can bulması için son şanstır.”

 


Marjinal değiliz
Kocaeli’nde ise Sessiz Çığlık eylemi için aileler Gölcük Değirmendere’deki Atatürk Anıtı önünde toplandı. Balyoz’da cezaları kesinleşen eş ve yakınlarının suçsuz olduklarına inandıklarını söyleyen komutan eşlerinden biri “Bazı yayın organları bizi ’marjinal’olarak gösteriyor. Biz marjinal değil, herkes gibi sıradan insanlarız” diye tepki gösterdi. Balyoz  Davası’nda 16 yıl hapse çarptırılan Hava Harp Akademisi Komutanı Hava Pilot Tümgeneral Ayhan Gümüş’ün, ekonometri okuyup, yüksek lisansını istatistik üzerine yapan kızı Selin Gümüş, hukuk eğitimi almaya karar verdi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Adalet Yüksek Okulu’na kaydını yaptıran Gümüş, hukuk fakültesine geçmeyi planlıyor. Selin Gümüş, “Babamın içerde kaldığı saniyelerin bile birer birer hesabını soracağım. Mücadele yeni başlıyor” dedi.

 

Financial Times’a imdat mektubu

Balyoz Davası’nda darbeye teşebbüs suçlamasıyla 16 yıl hapse mahkum edilen Deniz Albay Yasin Türker’in Maltepe Askeri Cezaevi’nden yazdığı mektup İngiliz Financial Times gazetesinde yayımlandı. Türker mektubunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu bir şiir nedeniyle sekiz ay hapis yattığını belirterek, şimdi Erdoğan’ın iktidarı sırasında insanların sahte belgelerle onlarca yıllık hapis cezalarına çarptırıldığını savunuyor. Yasin Türker şöyle diyor: “Tüm Balyoz davası basılı olmayan, dijital dosyalara dayanıyor. Bu MS Word dosyaları uydurma. Belgelerin 2003 tarihli olduğu söyleniyor ama Office 2007 fontları içeriyor. Bağımsız Amerikan, Alman ve Türk adli tıp bilişim uzmanları ve üniversiteler bu dijital dosyaların sahte olduğunu doğruladı.” Kararın kamuoyu tarafından haklı bulunmadığını belirten Türker şöyle devam ediyor: “Askeri personel olmamızın dışında hiç bir neden olmamasına rağmen biz kurbanların sesi Batı kamuoyunda duyulmuyor. Tüm okuyuculardan Balyoz Davası’nın ciddi bir insan hakları ihlali olduğu gerçeğini göz ardı etmemelerini istiyorum. Sesim olup, Türkiye’deki son gelişmeler konusunda kaygılarınızı dile getirir misiniz?”