Altay kalecisinin kafasına inen o bayrak direğini ne yapalım şimdi

Altay kalecisinin kafasına inen o bayrak direğini ne yapalım şimdi

GÜREL YURTTAŞ / Yeniçağ

Gözümün önünden gitmiyor o görüntü. Koskoca adam geçmiş medyanın karşısına ağlıyor. Konuşurken gözlerinden yaşlar süzülüyor. Kendine mi, Türk futboluna mı, adaletsizliğe mi? Hepsine birden belki de. Sanki suçluymuş gibi cezaya çarptırılmış; kabullenemiyor.
Beşiktaşlı Josef de Souza ağlayan. Daha bu sezonun başında; 10 Eylül 2022''de düzenlediği basın toplantısında.
Onu ağlatan olayın oluş tarihi 4 Eylül 2022.
Ankara''da Ankaragücü-Beşiktaş maçı. Oyun durduğu anda taraftar kılığında bir terörist girmiş sahaya. Güvenlik görevlileri uyurken (!) orta sahaya kadar koşmuş. Havalanmış, sanki Wang Yu mübarek. Uçarak tekme atacak! O sırada Josef giriyor devreye, adamı havada yakalıyor. Takım arkadaşını kurtarıyor, herifi etkisiz hale getiriyor.
Sonra ne mi oluyor? Hakem Mete Kalkavan kırmızı kart gösteriyor Josef''e. TFF Disiplin Kurulu da 1 maç ceza veriyor sonra üstelik. İşte bu nedenle düzenliyor Josef ağladığı basın toplantısını. Oradaki bir kelimesi zihnime çakıldı, kaldı. Hatırlatıyorum:
"Bu karar yüzünden ciddi anlamda hayal kırıklığı yaşıyorum. Maçta takım arkadaşlarım ve hakeme yardımcı oldum, onları korudum. Bunun sonunda haksız bir ceza aldım. Bu cezanın 1 maç olması çok önemli. Orada yüzde yüz doğru bir şey yaptığıma inanıyorum. Arkadaşlarımı koruduğumu biliyorum. Böyle bir aksiyonun sonunda ceza verilmesini kabul edemiyorum. Sahaya giren taraftar Cenk''i, Salih''i sakatlasaydı ya da elinde onlara zarar verecek, yaralayacak bir alet olsaydı, sahadaki herhangi biri yaralansaydı insanlar bana yine 1 maç mı ceza vereceklerdi? Milli oyuncular Cenk ya da Salih''in futbol oynamasını engelleyecek bir şey olsaydı gerçekten şu an Josef''in cezası mı konuşulacaktı? Bu tür durumlar da bu şekilde cezalandırılması maalesef Türk futbolunun imajına zarar veriyor. Ailemle yaşanan olay ve buna verilen reaksiyon yüzünden, bu tarz olayların tekrar yaşanabileceği konusunda güvensizlikler hissediyoruz."
Türkiye Futbol Federasyonu''nu fazla ilgilendirmedi bu sözler!
Disiplin Kurulu (!) üyelerini de.
Gülüp geçtiler belki de.
Ama zaman neyin ne olduğunu gösterdi işte.
Göztepe-Altay maçında çıkan olaylardan bahsediyorum.
Adam girdi sahaya. Güvenlik görevlileri görmedi.
Korner bayrağının olduğu direği yerinden söktü. Güvenlik görevlileri görmedi.
Koşa koşa gitti Altay kalecisi Ozan Evrim Özenç’in arkasından kafasına kalleşçe vurdu o direği. Öyle vurdu ki, direk kırıldı! Sonrasını biliyorsunuz zaten; etraftan koştular, saldırganı yaka paça yakaladılar. Kaleci kardeşimiz neyse ki yaralanarak atlattı olayı; ölebilirdi!
Bayrak direği ile vurmak üzereyken Ozan''a bir başka arkadaşı engel olsaydı bu futbol teröristine ne olacaktı? TFF yine Disiplin Kurulu''nu toplayıp, arkadaşına ceza mı verecekti?
Adalet bu öyle mi?
Adaletiniz batsın sizin!
Şimdi soruyorum. Josef''i ağlatanlar size, saklanmayın öyle kıyıda köşede.
O adamın elindeki bayrak direğini ne yapalım şimdi?
Alın o bayrak direğini de... Asın kararları verirken kapandığınız odanın duvarındaki baş köşeye.
Bir daha böyle bir şey yaşandığında karar verirken o bayrak direği çok şey anlatacaktır size.

Yazarın Diğer Yazıları