‘Getto’yu bilir misiniz?

‘Getto’yu bilir misiniz?

Gazze bir kuşatılmış şehir, bir getto... O kadar kalabalık ki... Gittim, gördüm.

Şimdi HAMAS’ın sözcüsü olarak adı sık duyulan Dr. Sami Ebu Zuhrî, Gazze Üniversitesi’nde öğrenci temsilcisi seçilmişti. HAMAS yoktu ama hissediliyordu. Öğrenciler HAMAS’ın temsilcilerine oy vermişlerdi. Filistin yönetiminde Yaser Arafat vardı ve Arafat üniversiteye kendisini desteklemediği için maddî yardımda bulunmuyordu.

O zaman Necmettin Erbakan biliniyordu. Zuhrî, Erbakan’ın hayranıydı. Benden Erbakan’ı anlatmamı istemişti. Ne diyecektim... Dışarıda farklı konuşamayız; o, bir “mümtaz Türk büyüğü” idi! Recep T. Erdoğan’ın HAMAS’la gönül bağını anladınız mı?

O zaman Filistin’in bütün üniversitelerinde HAMAS, öğrenci temsilciliklerini kazanmıştı. Farklı bir yerde, Ramallah’ta, meşhur Bîrzeyt Üniversitesi’nde bile, görüştüğüm öğrenci birliği başkanı HAMAS’tandı.

Şimdi düşünüyorum da R. T. Erdoğan zihniyeti ile HAMAS zihniyeti arasında sıkı bir bağ var. R. T. Erdoğan’a bakarak, halkın efsunlanmasını Filistin’de de görebilir miyiz ve takip ettikleri yol ne derece doğru?

Farklı bir konu... HAMAS neticede bir işgale karşı aşırı hassasiyet gösteren ve mutlaka bu işgalden ülkesini kurtarmak isteyen bir örgüt. Acaba Gazze’de HAMAS değil de başka Filistin temsilcileri söz sahibi olsaydı, “Gazze gettosu” soluk alabilir miydi?

Gazze, eni 10 km, boyu 36 km. Bu küçücük alanda 1 milyon 600 bin insan yaşıyor.

Ne olursa olsun, insanları HAMAS’a iten sebepler üzerinde durmalıyız. Bilmiyorum, bizim insanımızı R. T. Erdoğan’a iten sebeplerle paralellik kurabilir miyiz?

Hitler’in Yuhudileri topladığı Varşova Gettosu’ndan çıkış yoktu, Gazze’de de çıkış yok ve insanlar ölmeye mahkûm.

Her yerde bulabileceğiniz bilgiler ama yine ben hatırlatmak istiyorum.

Bilgiyi Türk Yahudilerin gazetesi Şalom’dan almayı tercih ettim:

1942 Ocak ayındaki Wansee Konferansı’ndan sonra, Naziler, Yahudileri sistemli bir şekilde, tüm Avrupa’dan, Polonya’daki altı imha kampına göndermeye başladı... Doğu Avrupa’daki gettolarda bulunan pek çok Yahudi, Almanlara karşı direniş örgütlemeye, çalıntı ve el yapımı silahlarla silahlanmaya çalışıyordu. 1941-43 arasında yaklaşık 100 Yahudi grubu, yeraltı direniş hareketleri oluşturdu. Yahudilerin Almanlara karşı en bilinen direniş teşebbüsü, Varşova Getto’sunda yaşandı... Yahudi gençler Z.O.B. (Lehçe, Yahudi Muharebe Örgütü) adında bir örgüt oluşturdular. 23 yaşındaki Mordechai Anielewicz liderliğindeki Z.O.B., gettodan kamplara sürmek üzere, yeni bir grup toplamaya çalışan, Alman birliklerine ateş açtı. Savaşçılar, gettoya kaçak olarak sokulmuş, az miktardaki silahları kullanıyorlardı. Birkaç gün sonra Alman birlikleri geri çekildi. 19 Nisan 1943’te, Alman birlikleri geri geldiler. 750 savaşçı, ağır silahlı ve iyi eğitimli Almanlara karşı savaştı. Getto savaşçıları, yaklaşık bir ay kadar dayanabildi. Ancak 16 Mayıs 1943’te isyan sona erdi. Almanlar direnişi yavaşça kırmışlardı. Yakalanan 56.000 Yahudi’den yaklaşık 7.000’i vuruldu. Geri kalanlar ise imha kamplarına gönderildi.

Gazze ile Varşova Gettosu arasında ne fark var? İsrail yönetimi de herkesi öldürmüyor mu? (Arslan Tekin, Yeniçağ, 20 Temmuz 2014)

***

Altta yazının çıktığı tarihi görmeseniz, yeni yazılmış sanırsınız. Ben de eski yazımı okurken sanki bugünü yazmışım hissine kapıldım.

Tarih akıyor, şartlar değişmiyor. Ama değişmeli!

Yazarın Diğer Yazıları