Gezgin gazeteci Tuğba Hacıbayramoğlu Türkiye’den vize istemeyen iki büyük ülkeyi açıkladı. Ülkeye nasıl gittiğini söyledi

Gezgin gazeteci Tuğba Hacıbayramoğlu Türkiye’den vize istemeyen iki büyük ülkeyi açıkladı. Ülkeye nasıl gittiğini söyledi
Yeniçağ muhabiri Tuğba Hacıbayramoğlu son günlerde çıktığı seyahatte Japon ve Güney Koreli insanların Türkleri çok sevdiğini söyledi. Hacıbayramoğlu, orada en çok kendisini nelerin şaşırttığını açıklarken Japonya ve Güney Kore seviyesine ulaşamazsak neler olacağını anlattı.

Gazeteci Tuğba Hacıbayramoğlu, Türkiye’den bu kadar uzakta olup da Türkleri seven, hatta Türk vatandaşlarından vize bile istemeyen iki ülke olduğunu söyledikten sonra bu ülkelerin Japonya ve Güney Kore olduğunu belirtti..

Geçtiğimiz haftalarda Japonya ve Güney Kore seyahati gerçekleştirdiğini aktaran Hacıbayramoğlu bu gezi için “Benim için farklı kültürleri görmek adına ilginç bir deneyim oldu” ifadelerini kullandı.

TARİHSEL BİR BAĞIMIZ YOK AMA JAPONLAR DA TÜRKLERİ SEVİYOR”

Japonya ve Güney Kore’deki insanların Türkleri sevdiğinin altını çizen Hacıbayramoğlu, “Güney Kore’yi anlayabilirim çünkü Türk askeri orada Güney Kore için savaşmış. Kore halkı da bunu unutmamış ancak ilginç bir şekilde Japonlar da Türkleri seviyor. Üstelik tarihsel bir bağımız yok. Alışverişte, sokakta, restoranda kime Türkiye’den geldiğimi söylesem ‘It’s a nice country’ yanıtı aldım. Bir de konuştuğum insanlar artık ‘Turkey’ değil, 'Türkiye' demeye de başlamış.” diyerek neler yaşadığını şu sözlerle açıkladı:

“90 GÜNE KADAR VİZE İSTEMİYOR”

Öncelikle hem Japonya hem de Güney Kore, Türk vatandaşlarından 90 güne kadar turistik seyahatlerde vize istemiyor. Pasaportunuzla gidebilirsiniz. Sadece Güney Kore seyahatten bir iki gün önce elektronik vize ‘K-ETA’ istiyor. Kalacağınız oteli, uçuş bilgilerini, pasaport bilgilerini elektronik ortama yüklüyorsunuz, kısa bir sürede onay geliyor.

EN ÇOK NE ŞAŞIRTTI

“Bu seyahatte seni ne şaşırttı” diye sorarsanız. Öncelikle teknolojik gelişim derim. Özellikle Tokyo öyle bir şehir olmuş ki. Baştan aşağı yeni, modern, buna rağmen şehirde huzur var. Neredeyse bütün araçların elektrikli ya da hibrit olması sebebiyle araç gürültüsü yok. Toplu taşıma ağı çok iyi, bu yüzden ciddi bir trafik de yok.

“YAŞLANSALAR BİLE ÇALIŞMAK İSTİYORLAR”

Japonya, İkinci Dünya savaşının yıkımını öyle bir atlatmış ki refah seviyesi yüksek bir ülke ortaya çıkmış. Düşünün ki ikinci dünya savaşında atom bombaları atılmış. Tokyo’da, atom bombalarının atıldığı Hiroşima ve Nagazaki’den daha fazla insan hava saldırılarında ölmüş ve ordusu lav edilmiş bir ülke. Hiç şüphesiz bu gelişiminde savaş sonrası ABD yardımlarının etkisi var. Amerika Birleşik Devletleri, atom bombası sonrası Japonya’ya makine ve enerji yardımı yapıyor. Ancak Japon halkı da o kadar çalışmış, o kadar çalışmış ki. Üretmekten hiç vazgeçmemiş. Yaşlansalar bile çalışmak istiyorlar. Sokaklarda çalışan çok sayıda yaşlı insan görüyorsunuz. Çok saygılılar, otobüs şoförleri bile karşı karşıya kaldıklarında birbirlerine selam veriyor. İşlerini çok titiz yapıyorlar. Örneğin biz yanlış bir yemek siparişi verdik, yemeği geri gönderince birkaç kez gelip eğilip özür dilediler. Halbuki siparişi biz yanlış vermiştik.

“ÇOK KURALCILAR”

Herkes sırasını bekliyor, ışıklarda duruyor, okullarda ahlaki eğitime çok önem veriyorlar. Sokaklar tertemiz ama çöp kutusu yok. İnsanlar çöplerini evine taşıyıp sonrasında dönüşüm durumuna göre kovalara atıyor.

DEPREM OLDU AMA HİÇ DEPREM HAVASI YOKTU”

Tokyo’da kaldığımız günün sabahı deprem oldu. Uykudan uyandık ancak camdan aşağıya baktığımda hiç deprem havası yoktu. Böylesine depremlerin tsunamilerin olduğu, doğanın her fırsatta kendi gücünü hissettirdiği bir coğrafyada, dünyanın önemli bir ekonomik gücü olmak gerçekten büyük başarı.

“KURALLAR ÜLKESİ”

Tokyo’da hiç eski bina yok. Çünkü depremler nedeniyle 30-40 yılda bir binalar yenileniyormuş. Yollarda her hangi bir çalışma varsa, bir sürü çalışan sistemi aksatmayacak şekilde önlem alıyor. Sistemin aksamaması için her ihtimali düşünmüşler.

“ÇOK UCUZ”

Ülkede elektronik ürünlerin fiyatları bayağı uygun. Elektronik ürün ıvır zıvır satan çok katlı mağazalar var. Yine elektronik oyunların oynandığı kumarhane benzeri binalar da var. Elektronik oyunlara Japon halkı düşkünmüş. Tokyo’da yeme içme fiyatları İstanbul’da göre daha uygun. Hele ki fast food markaları çok daha ucuz…

“MANZARASI VE KÖPRÜLERİ MODERN”

Gelelim Güney Kore’ye. Güney Kore’nin başkenti Seul, çok büyük bir şehir. Kentte çok sayıda köprü var. Hatta bir tanesi 22 km uzunluğunda. Seul biraz daha bize benziyor. Örneğin modern semtlerin birkaç sokak arkası farklı bir manzara var. Yani Maslak’ın iki sokak arkası Aksaray gibi düşünün. Şehirde çok sayıda modern binalar var. Güney Kore teknolojik hamleleri tam yerinde ve zamanında yapmayı başarmış bir ülke. Devlet aile şirketlerini desteklemiş ve büyük global markalar yaratmayı başarmış.

NEDEN BU KADAR BAŞARILILAR?

Her iki ülkenin de başarılarının arkasında ABD yardımlarının etkisi var. Ancak bu iki ülkede de insanlar çok çalışarak, iş ahlakını önde tutarak ve eğitime önem vererek büyük bir ivme yakalamış.

Dünyada artık ülkeler teknolojik gelişmişlikleriyle öne çıkıyor. Güney Kore örneğin dünyanın en büyük çip üreten tesislerine sahip. Her iki ülke de Toyota, Honda, Suzuki, Kia, Hyundai gibi global otomobil markaları yaratmış ve pazarda ciddi bir payları var.

“EĞER TEKNOLOJİK OLARAK BİR BAŞARI YAKALAYAMAZSAK…”

1960’lara kadar bizden ekonomik anlamda gerilerde olan bu ülkeler giderek güçleniyor. Eğer biz de teknolojik olarak bir başarı yakalayamazsak modern çağa ayak uyduramazsak makas çok daha açılır.

İlgili Haberler