Gündemin içinden seçmeler

Zaman akıyor. Olaylar ve gelişmeler zaman geçtikçe tarihteki yerini alıyor. Kısaca her şey önem sırasına göre tarih oluyor.

Gündeme bakınız.

-Kiev''de nükleer santral vuruldu.

-Perinçek grubu destek olmak için Rusya''ya ekip gönderdi.

-Türkiye''de sol, Rusya''yı tutma konusunda ikiye bölündü.

-Fakirleştikçe fakirleşiyoruz: Tüketici enflasyonu üç haneli oldu.

-Linyit madeni çıkarmak için zeytinlikleri yok edecek yönetmelik çıkarıldı.

-Ve altı siyasi parti, ülkenin içinde bulunduğu darboğazı aşacak tarihî adımı attı. 28 Şubat''ta ortak bildiri yayınladı.

Gündem uzun. Yazdıkça yazabiliriz. Lakin amacımız, zaman aktıkça tarihe nelerin yazılacağına vurgu yaparak, içinde bulunduğumuz an ile ilgili kısa analizlere yer vermek.

Buyurun birincisinden başlayalım.

NÜKLEER SANTRAL

Ukrayna''da nükleer santralın vurulması, Zelenski''nin açıkladığı gibi sadece Avrupa''yı tehdit etmiyor. Öncelikle Çernobil''den hatırlayacağımız gibi Türkiye''yi tehdit ediyor.

Elbette yakın Avrupa''yı da tehdit ediyor. Zaten Rusya''nın amacı da bu. "Nükleer silahlar" açıklamasından sonra yine bir nükleer santralın vurulması ne anlama geliyor? "Size nükleer dediysek illa füze atmamıza gerek yok. İşte santral, onu vururum ve herkese haddini bildiririm" demek istiyor.

PERİNÇEK GRUBU

-Perinçek grubu, Amerika''yı terk edip, yeni emperyalistimiz olarak Rusya ve Çin''i seçmemiz gerektiğini, yarattığı gerekçelerle bize kabul ettirmeye çalışıyor.

İlginç!

Tarih bunu da not etti.

Bunların, "Kemalistim, Atatürkçüyüm" derken tam bağımsızlığın yolunu Rusya''ya-Çin''e bağlayacaklarını hiç düşünmemiştim.

Bunu da gördük.

SOL BÖLÜNDÜ

-Türkiye''de sol bölündü. Kimileri halen daha Sovyet günlerinden kalma zihinsel şemalarla hareket ediyor ve Rus yayılmacılığını normalleştiriyor, kimileri de uluslararası hukuk, evrensel ilkeler açısından bakarak Putin''in de bir çar olduğundan söz ediyor.

Halbuki Rusya daha dün 2014''te Giray Han''ın ülkesi Kırım''ı yuttu. Kendilerini "özgürlükçü" olarak takdim eden solun, tam da şu sıralar "Kırım özgür devlet olsun" demesi gerekmez miydi?

Yılların sloganı, "Halklara özgürlük", konu Kırım olunca neden suskunluğa dönüşüyor?

Bir gönderme de milliyetçilere-ülkücülere yapalım. "Rusya şöyle, Ukrayna böyle" diyeceğinize Turancı ruhunuzla "Kırım özgür devlet olsun" desenize!"

Diyemezler.

FAKİRLEŞİYORUZ

-Enflasyon rakamları açıklandı. Gün geçtikçe iyileşmek yerine kötüleşiyoruz. İktidarın kırk devire dönerek açıkladığı onlarca ekonomi planı hiçbir işe yaramadı.

Fakirleşiyoruz.

İster hükümetin TÜİK''inden bak, ister bağımsız araştırma kurumlarından. Sonuç bu.

"Yaparsa Tayyip gene yapar" diyenlere gelsin. Üzülmeyin, gene kendisi yapıyor.

ZEYTİNLİK

-Türkiye''de kurulu her ne varsa yıkıp satmaya mı karar verdiler ne? Yıllardır zeytinliklerle uğraşıyorlar.

Niye?

Linyit çıkarıp enerji üreteceklermiş.

En adi kömür.

Kömürü bir sefer kullanırsın, yanar biter. Lakin zeytin binlerce yıldır insanlığı besliyor.

Bazıları iktidarın bu davranışları karşısında "Allah akıl fikir versin" diyor. Hayır, öyle değil, "Allah bunlara artık ülkeye verdiğimiz zarar yeter, seçime gidelim fikri versin!" dememiz lazım.

ALTI SİYASİ PARTİ

-Altı siyasi parti, Türkiye için bir araya geldi. Türkiye için büyük bir umut ışığı doğdu. İktidar "demokrasiye dönüşü", halka, "geriye dönüş" olarak anlatarak, bu gücün etkisini azaltacağını sanıyor.

"Özgürlüklerden kaçın, despotizme gelin" demek istiyor.

Sizin olsun.

Biz; dik başlı, kurt bakışlı, tarihin oğlu Türk milletiyiz. Haksızlıklarınızı, despotizminizi, tüm adaletsizliklerinizi kesinlikle kabul etmiyoruz.

Açık mı?

Yazarın Diğer Yazıları