Türk futbolunun tecrübeli teknik direktörlerinden Güvenç Kurtar, Kocaeli''de katıldığı bir panelde öğrencilerin sorularını yanıtladı. Kurtar, Türkiye''deki yabancı teknik direktörlerle ilgili flaş yorumlarda bulundu.
Kurtar, şunları söyledi:
- Genç jenerasyondan yeni teknik adamlar yetişiyor. Onların gelip başarılı olmasını, onların çalıştırmasını istiyorlar. ‘Genç, dinamik, aç’ gibi üç kelimelik bir sloganları var. Halbuki bilgi ve tecrübe de çok önemli. Tecrübeyi yabana atmamak lazım ama bu sloganlar olunca bizi tercih etmiyorlar. Halbuki yanlış. Çünkü ben de şöyle söylüyorum; ''Kulüplerin herhalde taş ocağı var, taş falan taşıtacaklar genç antrenörlere''.
- Bizler bugünlere kolay gelmedik. O kadar emeğimiz var, o kadar başımızdan olaylar geçti ki bazı şeyleri değiştirebiliriz. Mesela düşecek çok takım var, ben geçen sene de bu sene de çok kurtarırdım veya şampiyonluğa oynatabilirdik. Bize de inşallah çok da gecikmeden sıra gelir. İnsanlar heyecanını, dinamikliğini kaybetmedikten sonra, arzulu ve istekli olduktan sonra her şeyi başarabilir. İnşallah bir gün eski başarılı günlerimize döneriz.
- Yabancı hocaların bizden fazla bilgisi yok. Tekrar söylüyorum ki okulu, kitabı yok bu antrenörlüğün. Tabii tecrübeleriniz olacak futbolculuktan ve antrenörlükten. Kafanız çalışacak, bu işe kafa yoracaksınız. Futbolcuları fizik olarak, kondisyon olarak hazırlamak için o işin uzmanları var. Bu bizim işimiz değil. Biz nasıl maç alırız, ne değişiklikler yaparız, nasıl futbolcu eğitiriz, nasıl gole yönlendiririz, savunma yaparız.. Bunları öğreteceğiz.
- Yabancı antrenörün bizden bir fazlası yok ki. Kim bu işe kafayı yorarsa, o kadar daha iyi antrenör olur. Tabii olanaklar, yönetim, hepsi bir zincirin halkaları. Eskiden bu kadar para yoktu. Şimdi Anadolu kulüpleri dünya kadar para veriyor, 1 milyon euroya adam alıyor. Müthiş paralar harcıyorlar. Avrupalı hocalar buraya gelecek, takımı tanıyacak. Yabancı hoca almaya aklım, sırrım ermiyor. Kusura bakmasınlar ama yöneticilerin antrenörlere aklı ermiyor.
- Yöneticiler, adam alırken 10 tane antrenörle bir konuşsunlar. Birileri bir şey söylüyor, o onun amcası, öbürü onun dayısı, oradan torpil, buradan torpil, seni karalıyor, yabancı geliyor ondan sonra. Türkiye’de bu da var, bütün antrenörler birbirlerini kötülüyor, karalıyor. Olmayacak şeyleri aleyhinde konuşuyorlar. O yüzden de iş bulmak çok zor. Yabancı antrenörleri onun için öneriyorlar. Onlar da geliyor, başarılı olamıyorlar.
- İşte Sumudica geldi gitti, Romanya’da ceza almış. Türkiye’de 3-4 tane takımda çalıştı. En son Malatyaspor’u geldi, düşürdü, gitti. E ne oldu şimdi? O Malatyaspor’u ben alsam bu zor durumlara düşürmezdim. Kurtarırdım yani ama sorduğunda insanlar adını bile geçirmiyor.
- Kaliteli başkanlar, kaliteli idareciler, yöneticiler lazım. Şimdi bu gelen Valerian Ismael, Torrent, bunlar kim ya? Biz de bir laf vardır; ‘Ayakkabımı atsam bundan iyidir’ diye. Benim ayakkabımı atsam onlardan daha iyi antrenörlük yapar.
