Haklı çağrı

"İşte bu" dedirtecek gelişmeler yaşadığını gösteren bir gündem daha. CHP lideri Kılıçdaroğlu, siyasi cinayetler konusuna dikkat çektikten sonra ikinci gündem tartışmasını da başlattı. Bürokrasiye seslendi. Dedi ki: "Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa, pazartesi itibariyle durun. Bu illegal, paralel sistemlerden elinizi eteğinizi çekin."

Dikkat ediyor musunuz? Artık Türkiye''deki siyasal gündemi iktidar belirlemiyor.

Kim belirliyor?

Muhalefet!

Hatırlayın birkaç haftadır neler konuşuyoruz?

Önce İYİ Parti lideri Akşener''in "Ben başbakan olacağım" şeklindeki demecini tartıştık? Sonra Kılıçdaroğlu''nun "siyasi cinayetler"le ilgili dikkat çeken demecini konuştuk.

Şimdi?

Şimdi konu şu: AKP bürokrasisinin karar alma sürecinde yasal alan içinde kalıp kalmaması.

TÜGVA olayında da görüldüğü gibi AKP iktidarları 2015''ten sonra yeni bir strateji geliştirerek devlet bürokrasisini ve ana devlet kurumlarını ele geçirme, bunun için bürokrasiye hâkim olma yolunu seçmiş. Fetö''den modellenen bu stratejiyle, polis, asker ve adliye gibi temel kurumlar hedef alınmış. Çıkan haberler, yapılan yorumlar, sızan belgeler, bunun böyle olduğunu gösteriyor.

E, hâl böyle olunca, ortaya çıkan durum endişe verici oluyor. Çünkü herkesin ve hepimizin olması gereken devlet, iş başındaki hâkim partinin eline geçmiş oluyor. Bu durumda ortaya çıkan devlet, demokratik hukuk devleti değil, AKP parti devleti olmuş oluyor.

Nitekim son gelişmelerin siyasal yansımalarına bakıldığında, HSK''dan istifa eden ya da ettirilen MHP kadrolarından olduğu bilinen Av. Kocabey''in istifası oldukça manidar. Basına yansıyan haberlere göre Kocabey, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını adeta "hukukun adaletin kalmadığını" söylemiş.

Zaten dikkat çeken asıl mesele, MHP''nin ideolojik amaçlarının tam tersi yönde AKP''ye eklemlenmesi ve bununla da yetinmeyip, onun siyasi çıkar ve amaçlarına hizmet eder hale gelmesidir.

AKP''nin inşa etmek istediği parti devleti, 20 yıl içinde önemli aşama kaydetti. Bürokrasi neredeyse partileşti. Parlamenter sistemden kalan, Harp Okullarının yetiştirdiği Atatürkçü, milliyetçi askerî kadroların genel çoğunluğu emekli edildi. Fetö''cülerden boşalan alanları iktidar kendi kadrolarıyla doldurdu. Bunların içinde iktidar ortağı MHP''den de kimseler bulunsa da asıl güç merkezini elinde tutan daima AKP kadroları oldu.

Kısaca devlet bürokrasisi, olması gereken normalin dışında, yeterliklere (liyakat) dayanmaktan çok, siyasala dayanan çizgide oluşturuldu.

AKP iktidarlarının bunu neden yaptığını kimse sorgulamadı. Yapılanı tespit etti ama neden yapıldığını sorgulamadı.

Acaba neden yaptı?

Birincisi, Atatürkçü-milliyetçi kadroların yerine, kendi ideolojik devletini yerleştirmek ve görünür hale getirmek için. Çünkü alternatif devlet ve yönetim kurmak, bunu da 2023''te özellikle de Cumhuriyetin yüzüncü yılında yapmak istiyordu.

İkincisi, yeni ideolojiyle kurulan bürokrasi, kendisini var eden, hâkim güce sonuna kadar itaat edecek ve her istediğini yapacaktı. Böylece AKP, hem devletin sahibi olacak ve hem de iktidarın gücü olacaktı.

Bunu yapabilmek ve başarabilmek için Fetö neyi kullanmıştı?

Eğitimi.

Okulları.

Öyle ise AKP de aynısını yapmalıydı. Dinî içerikli vakıflar, dernekler ve elbette bolca imam-hatip lisesi açmak, kitlelerin önce beynine hükmederek, sonra da akıllarını ve bedenlerini kendi hizmetine koyması lazımdı.

O sebepledir ki Kılıçdaroğlu sonuna

Yazarın Diğer Yazıları