Fatih ERBOZ / YENİÇAĞ
İYİ parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, yerel yönetimlerin yetkilerinin merkezi yönetime devredilmesinin yolsuzluğun başlıca nedeni olduğunu söyledi. Subaşı, "Belediye meclisleri, yapılan icraatı denetlenebiliyor gerektiğinde hesap sorabiliyor. Ama merkezi yönetimi denetleyen bir kurum yok" dedi.
Hasan Subaşı, merkezi birimlerin yetkilerinin artmasının yerel yönetimlerdeki karar süreçlerini olumsuz etkileyeceğini, böylelikle iktidarın tasarrufunun daha çok artacağını ifade etti. Subaşı, "İmar yetkisini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birimlerine veriyorsunuz. Bu yetkinin merkeze devredilmesi iktidarın bu yetkiyi istediği gibi kullanabileceği anlamına gelir. Yani denetim konusunda sıkıntı yaşanacaktır" diye konuştu. İmar planı belirlemede yerel yönetimlerin yetkilerinin kısıtlanmasının iktidara daha geniş bir alan yaratacağını belirten Subaşı şöyle devam etti:
"Yerel yönetimlerde, belediyelerde, büyükşehirlerde belediye meclisleri ve belediye meclis üyeleri var. Bu üyeler yapılan icraatlardan bire bir haberdar oluyorlar. Bunun sonucunda doğal olarak bir denetleme mekanizması da devreye girmiş oluyor. Gerektiğinde üyeler hukuk yollarını kullanabiliyor. Oysa bu yetki bakanlığa ve dolayısıyla iktidar birimine verildiği zaman bunun nasıl denetlendiğini bilemeyebilirsiniz. Bu yetkinin nasıl kullanıldığını nasıl denetleyeceksiniz? Buna uygun düzenlemelerin önemi burada yatıyor. Toprak Kanunu var mesela. Bu kanuna göre tarım arazisi vasfı taşıyan yerleri imara açamazsınız. Bunu yapmaya kalktığınızda denetleme kendiliğinden devreye girer. Kanal İstanbul örneğin. Burada tarım arazisi vasfı taşıyan araziler bu şekilde kullanılabilir. Bunu eğer belediye belirleyemezse ondan bu yetkiyi alıp merkeze çektiğinizde merkezde yapılacak imar planları bunu yapabilir. Bunun denetimi nasıl yapılacak? Kim yapacak? Bunlar çok önemli. Bir çok arazinin gereksiz kullanıma açılmasının sonuçları başka sorunları da beraberinde getirir. Bunlar ne kadar düşünüldü? Maalesef bir çok soru işaretini beraberinde getiren bir düzenleme var ve sonuçlarını önceden kestirebilmek de koyal olmaz bu şartlarda."
Bu arada Hasan Subaşı, örgüte üye olmadıkları halde örgüt üyesi gibi cezalandırılan muhalif basın mensupları ile eleştiri yaptığı için yargılananlara yönelik kanun teklifi verdi. Subaşı önergesinde, "Anayasada güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklere yönelik fiillere karşı koruması amaçlandığı halde uygulamada daha büyük hak ihlalleri ve keyfilik ortaya çıkıyor. Türk Ceza Kanunu'ndaki ilgili maddenin keyfiliğe yol açacak şekilde yorumlanması nedeniyle, muhalif görüş ileri süren birçok kişinin bir şekilde suç örgütünün üyesi olarak cezalandırılması mümkün olmaktadır. Bu madde değişmeli" dedi.
