Haşr suresinin Türkçe anlamı nedir?

Haşr suresinin Türkçe anlamı nedir?
Medine’de inen Haşr suresi 24 ayetten oluşmaktadır. Haşr suresi 2 - 7. âyetlerinde yahudi kabilelerinden Nadîroğullarının sürülmeleri hakkında bilgi verdiği için Haşr adını almıştır. İşte Haşr suresinin Tükçe anlamı..

Haşr suresi Medine''de inmiştir. 2 - 7. âyetlerinde yahudi kabilelerinden Nadîroğullarının sürülmeleri

hakkında bilgi vermektedir. Haşr suresi 24 (yirmidört) âyettir.

HAŞR SURESİ TÜRKÇE ANLAMI

1. Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah''ı tesbih etmektedir, O üstündür, hikmet sahibidir.

2. Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünleri yurtlarından çıkaran O''dur. Siz onların

çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah''tan koruyacağını

sanmışlardı. Ama Allah''ın azabı, onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku

düşürdü; öyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı.

Ey akıl sahipleri! İbret alın.

3. Eğer Allah onlara sürgünü yazmamış olsaydı, elbette, onları dünyada başka şekilde

cezalandıracaktı. Ahirette de onlar için ateş azabı vardır.

4. Bunun sebebi şudur: Onlar Allah''a ve Resulüne karşı geldiler; Kim Allah''a karşı gelirse

Allah''ın azabı şiddetlidir.

5. Hurma ağaçlarından her hangi bir şey kesmeniz veya kökleri üzerinde bırakmanız hep

Allah''ın izniyle ve O''nun, yoldan çıkanları cezalandırması içindir.

6. Allah''ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de

deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye

kadirdir.

7. Allah''ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah''a, Resul''e, ona akrabalığı

bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında

dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan

sakının ve Allah''tan korkun. Çünkü Allah''ın azabı şiddetlidir.

8. Bir de göç eden fakirlere aittir ki yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah''ın lütuf

ve rızasını ararlar; Allah''a ve Resulüne yardım ederler. İşte doğru olanlar onlardır.

9. Ve onlardan önce o yurda yerleşen imana sarılanlar kendilerine göç edip gelenleri severler

ve onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa

dahi, onları öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar

umduklarına erenlerdir.

10. Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi

bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok şefkatli, çok

merhametlisin!"

11. Münafıkların, kitap ehlinden inkar eden dostlarına "Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız,

mutlaka biz de sizinle beraber çıkarız sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız. Eğer savaşa

tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz." dediklerini görmedin mi? Allah, onların yalancı

olduklarına şahitlik eder.

12. Andolsun eğer onlar, çıkarılırsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar,

onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de

yardım edilmez.

13. Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allah''ın korkusundan fazladır. Böyledir, çünkü onlar

anlamayan bir topluluktur.

14. Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların

ardından (sizinle savaşmak isterler). Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları

toplu sanırsın, oysa onların kalbleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir

topluluktur.

15. (Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, ahirette de

kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin (Bedir''de cezalarını bulan putperestlerin)

durumu gibidir.

16. (Yahudileri kandıran münafıkların durumu da) tıpkı şeytanın durumuna benzer ki insana

"İnkâr et." dedi, (insan) inkar edince de: "Ben senden uzağım, ben âlemlerin Rabb''i Allah''tan

korkarım!" dedi.

17. Nihayet ikisinin sonu, ebedi olarak ateşte oldu. Zalimlerin cezası budur.

18. Ey inananlar, Allah''tan korkun ve kişi, yarın için ne (yapıp) gönderdiğine baksın.

Allah''tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

19. Allah''ı unutup da Allah''ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan

çıkan kimselerdir.

20. Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli kurtularak isteklerine erişenlerdir.

21. Biz bu Kur''ân''ı bir dağa indirseydik, Allah''ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça

olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.

22. O, öyle Allah''tır ki O''ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O,

esirgeyen bağışlayandır.

23. O, öyle bir Allah''tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mâlik ve sahiptir,

münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür,

istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah puta tapanların ortak koştukları

şeylerden münezzehtir.

24. O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah''tır. En güzel isimler O''nundur. Göklerde

ve yerde olanlar O''nun şânını yüceltmektedirler. O, gâlib olan, her şeyi hikmeti uyarınca

yapandır.