“Hazır parayı görünce gülersin tabii köftehor!”

“Hazır parayı görünce gülersin tabii köftehor!”

Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı ile birlikte İstanbul'da, küresel çapta iş yapan kuruluşların başkanlarıyla “Yatırım Danışma Konseyi” adı altında toplantılar yapıldı. Bu toplantılarda Türkiye'nin hangi sektörünün, küresel sermayenin hangi şirketleri tarafından paylaşılacağı kararlaştırıldı ve satışlar bu kararlara göre yapıldı! Bu toplantılara katılan yabancı şirketlerden birinin başkanı, "Silahımız dolu, uygun kuşu bekliyoruz" demişti! Yani millî sermaye ile oluşturulan şirketler, onlar için birer avdan ibaretti. Türkiye, küresel sermayenin avı oldu! AKP de küresel sermayenin iş birlikçiliğini yaptı!

Öyle ki “Babalar gibi satarım” diyen dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, sonunda “Sata sata bitiremedik” lafını bile kullandı!

***

Biz AKP iktidarının ilk yıllarında başlattığı satış politikalarına karşı, “Ekonomisi tamamen yabancıların eline geçmiş bir ülkenin bağımsızlığından söz edilemeyeceği gibi insanları da köleleşir! Bugün için dış borçla ülke ekonomisi döndürülüyor ama deniz bittiği zaman artık borç da vermeyecekler! Çünkü zaten ekonomi, bütünüyle yabancıların elinde olacak!” diye uyarıda bulunmuştuk.

İşte şimdi Hazine boşalmıştır. Ağır vergiler, açığı kapatmaya yetmiyor. Elde kalan değerlerin de yok pahasına satılması söz konusudur.

Erdoğan, BOTAŞ'ın satılacağı yönündeki iddialara, “Körfez ülkelerinin, Türkiye'den belli assetleri alma durumu olacak. Ama bazı cambazların söylediği gibi BOTAŞ'ın satılması gibi bir durum yok. Biz neyi satıp neyi satmayacağımızı iyi biliriz.” diye cevap verdi...

“Asset”, İngilizce’de “varlık” demek... Erdoğan, herhalde Varlık Fonu’ndaki kurumlar akla gelmesin diye “varlık” yerine “asset” dedi...

Erdoğan, 2006 yılında, özelleştirmelerle ilgili eleştirilere de “Biz, neyin satılacağını çok iyi biliriz” diye cevap vermişti... Nitekim toplamda 70 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı.

***

Şimdi ülke ekonomisi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin söylediği gibi türbülansa girmiştir. Erdoğan, bu sebeple Körfez ülkeleri turuna çıkmıştır. Cidde'de Ritz-Carlton Otel'de Türkiye’nin organize ettiği iş forumunda konuşan Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Abdulaziz el-Falih, “S. Arabistan olarak 2030 hedefleri kapsamında o tarihe kadar 3,3 trilyon dolarlık yatırım hedefliyoruz. Şimdiye kadar yapamadığımız şey, iki tarafın güçlerini bir araya getirmekti. İki ülkenin özel sektörünün güçlerini bir araya getirince ne kadar büyük bir güç ortaya koyacağımızı düşünemiyorum...” dedi

Bakan el-Falih, gayrimenkul, turizm, konut, sanayi, tarım, gıda ve madencilik gibi değişik sektörlerde iş birliği yaparak büyük projelere imza atabileceklerini anlattı.

Etkinlikte konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat da “Suudi Arabistan'ın ülkemizde 2 milyar doları aşan doğrudan yatırımları ve ülkemizde faaliyet gösteren 1400'den fazla şirketi bulunmaktadır. Rüştünü küresel ölçekte ispat etmiş Türk müteahhitlik firmalarımız Suudi Arabistan'ın 2030 vizyonu kapsamındaki tüm projelerde görev almaya hazırdır.” dedi.

***

S. Arabistan’ın 2030 projelerinde yeni şehirler ve Kızıldeniz’de turizm merkezleri inşa etmek var. Bu projelerde Türk şirketlerinin çalışması, elbette Türkiye’ye önemli bir ekonomik katkı sağlar. Yalnız, 2030 yılına kadar Türkiye ekonomisi dayanamaz!

Nasrettin Hoca, parasını isteyen alacaklısına, “Şu bayıra çalı dikeceğim, koyunlar geçecek, yünleri takılacak, o yünleri toplayıp iplik eğireceğiz. Hanım da o ipliklerle kazak örecek, kazakları satınca borcumu ödeyeceğim” deyince adam gülmeye başlamış... Hoca da “Hazır parayı gördün, gülersin tabii köftehor...” demiş... Türkiye’nin durumu da ona benziyor...

Üstelik Türkiye’nin artık satacak bir kuruluşu da kalmadı! Toprak satmak ise vatanı satmak demektir!

Yazarın Diğer Yazıları