Medya Polemik

Medya Polemik
Medya Polemik

Bunu Suriye’yi “Peşaver”leştirirken düşünecektiniz

 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç  “Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini tehlikeye atacak gelişmelere göz yummamız beklenemez” dedi.
 (...)
AKP hükümetinin  “Suriye’nin birlik ve beraberliği”  konusunda bu kadar hassas olması yeni bir durum!
Suriye’de bir iç savaşa dönüşen ayaklanmanın taraflarından biri olan Özgür Suriye Ordusu’na mülteci kampında karargâh kurma izni verileli şunun şurasında iki yıl ancak oldu.
Bu işin başından beri her türlü gösterge, bugün nelerin olabileceğine işaret ediyordu aslında.
Türkiye-Suriye sınırı kevgire döndürülüp, Ortadoğu’nun Peşaver’i haline getirilirken de  “Suriye’nin birlik ve beraberliği” söz konusu değil miydi?
Mehmet Y.Yılmaz/Hürriyet

 

+++

 

Tarzan zorda!

 

...Yani de facto bir durum daha ortaya çıkacak ve bu durumda bizim bu oluşum için yeni bir  “devlet terminolojisi”  icat etmemiz lazım.
Neyse ki artık bu konuda tecrübeliyiz ve o tecrübe bize diyor ki:
Oraya  “Kuzey Suriye”  dememeliyiz.
(...)
Sorun şu:
Eski tecrübeden yararlanmamız mümkün değil.
Oraya  “Suriye’nin kuzeyi” de diyemeyiz.
Çünkü artık Suriye diye bir devleti de defterimizden sildik.
Orası diktatörün ülkesi.
 “Esad’ın memleketi...”  dolayısıyla ağzımıza alamayız.
Ülkenin sahibi olarak onu da tanımadığımıza göre,  “Esad’ın kuzeyi”  de diyemeyiz.
Öyleyse ne diyeceğiz?
 “ÖSO’nun batısı..”
ÖSO malum  “Özgür Suriye Ordusu”...
Ama bir sorun var.
Bölgede o da hâkim değil. Suriye’de Esad hâlâ var ama ÖSO’nun esamisi giderek hiç okunmuyor.
Bir de El Kaideci  “Nusra” var.
O zaman şöyle diyebiliriz:
 “Nusra’nın doğusu...”
Yine sorun var.
Bu defa Nusra’ya bir bölge  tanımış olacağız, o zaman da  karşı çıktığımız de facto’dan daha da facto bir durum karşımıza  çıkacak.
Hem sınırımızda kendi ellerimizle bir Peşaver, yani dört dörtlük bir terör bölgesi yaratmış olacağız.
Başımız kendimizle belaya gireceği gibi, bir de Batı karşımıza dikilecek.
Anlayacağınız, Ankara zor durumda.
Stratejik derinlik, gırtlağına kadar Ortadoğu’nun sığ bataklığına saplanmış durumda...
Ertuğrul Özkök/Hürriyet

 

+++

 

Dünya yalan, narkoz şirketten

 

Siz uyurken evinizi soymaya giren hırsızlar için en büyük tehlike nasıl ki uyanıp direnmenizse; iktidarı soygunculuk üstüne kurulu muktedirlerin de en büyük korkusu, soyulan halkın uyanıp kendilerini mülkten kovması, hatta hesap sorup cezalandırmasıdır.
Dünyada ezelden ebede semirmek amacıyla iktidar olan bütün sömürücüler ve yoz muktedirler de işte bu yüzden, halkı rahatça aldatabilmek için uyutmaya, gerekirse narkoz altında tutmaya özen gösterirler.
Halkı uyutmaktan amaç, neden-sonuç ilişkisi kurabileceği rasyonel mantık yürütmesini engellemek, gerçek dışı olgu ve olaylara kolayca inanmasını sağlamaktır. Olmayana inanan halk, gözünün önünde olana tepki göstermez, gerçeklerle bağı kopar, üstelik mucize beklerken acı çekmeye bile katlanır!
Halkı böyle uyutup oyalamanın biricik yöntemi böylece inanç, en etkin inanç aracı da elbette ki dindir.
Mine Kırıkkanat/Cumhuriyet

 

+++

 

Öyle kötüdür ki İsmet İnönü...

 

Lozan görüşmeleri sırasında İsviçre polisi İsmet Paşa’ya gelip,  “Ermeni komitacılar sizi öldürmek istiyor. Aracınızdaki Türk bayrağını indirseniz, daha kolay koruruz!”  demişler. İsmet Paşa cevap vermiş:  “O bayrağı indirteceğime canımı veririm daha iyi.”
İşte böyle bir kötü (!) insandır İsmet Paşa!
Lozan’da Kürdistan’ı, Ermenistan’ı çizdiği için hiç mi hiç sevilmez...
Rıza Zelyut/Güneş

 

+++

 

“AKP Emlaktan satılık kelepir memleket”

 

...Evet, evet satılıyor hem de yağmalanırcasına. Yabancıya toprak satışında rekor artış sağlayan düzenlemenin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Bu kısa sürede vatan toprağı adeta yağmalandı.
... Ekonomideki yama tutmayan açık için elde avuçta ne varsa satan, bedelli askerlikten vergilere kadar pek çok kaleme umut bağlayan hükümet, şimdi de yabancılara gayrimenkul satışından gelecek paraya bel bağladı. Mütekabiliyet Yasası ile yabancılara satıştaki üst sınır 2.5 hektardan 60 hektara çıkartılırken, yasanın ardından yabancıya satışlar yüzde 30.9 artarak 2.64 milyar dolara ulaştı...
 ... Satışlar, 6 aylık sürede 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde yapılan toplam satışların yüzde 17’sini oluşturacak seviyeye ulaştı. Bu durumu halktan gizlemek adına Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinde bulunan yabancılara mal satışını il il gösteren menü 2012 yılı başından itibaren kaldırıldı.
Milli Gazete

 

+++

 

Sabah, Akşam ve NTV patronlarından doktora tezi olur

 

105. yıldönümünde Türkiye   Gazeteciler Cemiyeti açıklıyor. Gezi eylemleriyle birlikte medya üzerindeki baskı doruğa ulaşıyor. Son yıllarda atılanlar hariç, son bir buçuk ayda 72 gazeteci işinden oluyor, ya atılıyor, ya istifaya zorlanıyor ya da zorunlu izne çıkarılıyor.
72 gazeteci rekorunda başı TMSF’nin el koyduğu, sonradan aniden satılan Show ve Akşam grubu çekiyor. Bu gruptan 27 gazetecinin işine son veriliyor.
Bu çirkin rekorun ikinci sırasında NTV var, 15 gazeteci istifa etmek zorunda kalıyor.
Gazeteci kıyımına göz kırpmadan  “evet” diyen Show, Akşam, NTV patronlarının AKP ile ilişkileri doktora tezi olur. AKP döneminde bu patronlar hangi işleri aldılar, varlıkları on yıl önce ne idi, şimdi ne, iyi bir çalışma olur.
(...)
Sansürü ve baskısıyla ünlü II. Abdülhamid ile mücadele eden Osmanlı Matbuat Cemiyeti bugünü görse inanamazdı herhalde.
Yalçın Doğan/Hürriyet

 

+++

 

Cemaat “orta yol”u buldu:

 

Gel “yarı başkan” ol!

 

...Sayın Erdoğan Çankaya’ya çıktığında AK Parti genel başkanı ve başbakan kim olursa olsun Çankaya-hükümet ilişkileri problemli ve sıkıntılı olabilir. Hatta öncekilerden çok daha farklı olabilir.  Bugüne kadar iki tren yan yana giderken yaşanan problemlere de benzemez. Bu defa aynı rayda birbirine doğru gelen iki tren olacak. Kaldı ki, rahmetli Özal Çankaya’ya çıkarken başbakanlığı en güvendiği, en iyi anlaşabileceğini düşündüğü Sayın Yıldırım Akbulut’a verdi. Yine de yaşanan sıkıntıları biliyoruz. (...) Başkanlık sistemi ısrarından AK Parti de vazgeçtiğine göre yarı başkanlık, bir orta yol olarak tartışılamaz mı? Mevcut Anayasa’ya göre sorumsuz olan cumhurbaşkanı yerine hukuki sorumlulukları olan, yargıya hesap verme konumunda bir cumhurbaşkanı üzerinde anlaşma denenemez mi?..
Hüseyin Gülerce/Zaman

 

+++

 

Yeni Şafak’a 1 TL’lik dava

 

Tiyatrocu Mehmet Ali Alabora, Yeni Şafak’a 1 TL’lik tazminat davası açtı. Alabora’nın dava gerekçesi, Gezi Parkı olayları sırasında gazetenin kendisini hedef göstermesi.