İktidar demokrasiyle kavga ediyor

İktidar demokrasiyle kavga ediyor

                AKP, iktidarı, medyası, vakıf, dernek, sendika gibi tüm kurum ve kuruluşlarıyla el ele demokrasi ile kavga ediyor.

                Nereden biliyorum?

                Halen daha Partili Cumhurbaşkanlığını hararetle savunmalarından. Parlamenter sisteme yönelik yaptıkları saçma sapan yorum ve haberlerden biliyorum.

                Çünkü parlamenter sistem, doğası gereği parlamentonun yani milletin gücü, Partili Cumhurbaşkanlığı ise en tepedeki tek adamın ve partisinin gücü demektir.

Unutmayalım, güç ne kadar milletin elinde ise millet o kadar söz sahibi, ne kadar gücü kayıp etmişse de o kadar çaresiz ve güçsüz demektir.

                Neydi demokrasi?

Milletin kendi kendini yönetmesi.

                Millet kendi kendini parlamento eliyle yönetiyor ve parlamento ülkeye ne kadar söz geçiriyorsa, millet de o kadar güçlü ve o kadar da sözü geçiyor demektir.

Hâlbuki "Partili Cumhurbaşkanlığında" milletin gücü, ancak seçimden seçime sadece sandık başında görülür.

Millet bir kere seçer, beş yıl boyunca beklemeye geçer. Bu süre içinde seçtiği parti ve onun başındaki kişi tek yetkili hale gelir.

Dediği dedik, çaldığı düdüktür.

Peki Millet?

O seyircidir artık.

Tabii olup bitenleri tam öğrenebilir ve gerçek haberlere ulaşabilirse gelecek seçimde iktidarı değiştirir ama özgür basın varsa öğrenir.

Yoksa?

İktidar millete sürekli beyin yıkama yapar. Ve seçimden seçime kendi vergilerinden biraz kaynak ayırarak herkese ulûfe dağıtır. Böylece halk, mutlu olur. Sonrasında da yeniden seçim yapılır.

"Öyle diyorsunuz ama Partili Cumhurbaşkanlığında parlamento yok mu?" sorusu akla gelebilir.

Var!

Lakin Partili Cumhurbaşkanlığı''ndaki parlamento adeta Partili Cumhurbaşkanı''nın kararlarını tasdik makamı, yönetimin bazı kararlarını usule uygun hale getirme yeri gibi çalıştırılır.

Denetim yetkileri en aza indirilmiş, özgür karar verme hali neredeyse iktidarın çoğunluk gücüyle bloke edilmiştir. Dolayısı ile Partili Cumhurbaşkanlığı ile Parlamenter Sistem demokrasi açısından asla yan yana getirilemez.

Parlamento milletin vekillerinin yeri olduğundan, milletin gücünü temsil eder. Dolayısı ile hükümetlerden bağımsız, hatta onu denetleyecek gücü elinden alınmışsa, bunun anlamı açıktır. Millet, etkisiz ve yetkisiz hale getirilmiş demektir. Kendisini temsil edilen vekillerin eli kolu bağlanmış demektir. Bu durumda yasa koyucu ne kadar milletin kendisi ve ne kadar iktidardır?

İşte içinde yaşadığımız tüm gelişmeler buna şahittir.

Partili Cumhurbaşkanlığı sarayında bürokratların ve teknokratların hazırladığı yasa tasarıları bir torbanın içine konularak, şekil olarak komisyonlarda görüşüldükten sonra "reisin istediği" şekliyle Meclis''ten geçiyor. Bu durumda millet varlığı ve gücü tersyüz (baypas) edilmiş oluyor. Esas hükmeden, millet yerine iktidarın başındaki kişi, esas nemalanan da iktidardaki parti ve onun çıkar grupları olmuş oluyor. Apaçık gerçeği önümüzde duruyor. Müteahhitler düzenini hatırlayın. Benzer şekilde üç-beş maaşlı bürokratları düşünün. İşte bu ve benzeri nemalananlar takımı, iktidarın alt bileşenlerini oluşturuyor.

Hiç şüphesiz bu düzen, demokrasi değildir. Bir çeşit vurguncu düzendir. İşleyişine bakın. Zaten bu işleyişten de görülmektedir. Haliyle bu yönetim şekli de demokrat değildir. Dahası millet çıkarı gözetilmeyen bir çeşit seçkinler oligarşisidir.

AKP, kurduğu partili oligarşiyi, partili seçkinler eliyle sürdürmek istiyor. Çıkarının devam için de Parlamenter Sistemi kötülüyor. Dernek, vakıf, sendika, iktidar medyası vb. yapılar da, bu oligarşinin kâr ortağı olduğundan dolayı her türlü yalan ve dolan pahasına çıkarı için mevcut sistemi savunuyor.

Yazarın Diğer Yazıları