İktidarsan Haklısın kültürü

100. yaş gününde epey hırpalanmış bir Cumhuriyetin doğum gününü kutladık.

Herkes katıldı mı?

Hayır!..

Herkes katılmadı.

Neden peki?

Cumhuriyet öncesinden kalan siyasal kavgaların güncellene güncellene bugüne kadar getirdiği zihinsel şemalardan belki.

Belki kültürün bizatihi kendisinden.

Arketiplerinden.

Bizzat toplulukçu/dayanışmacı varlığından.

Kim bilir?

Toplulukçu kültürün, oymak ve boylarla sürüp gelen; oba yaşamına dayalı, obadan bir Bey çıkarıp devlet kurma geleneğinin en son örneği şüphesiz Osmanlılardı.

Obaya sadakat, boya sadakatle olur.

Devlete sadakat de yine Bey'e, yani iktidara sadakatle olur. Velev ki o bey, obadan kopup uzaklaşsa, soyu ve sopuyla obadan eline eteğini çekse ve bu sebeple gittikçe obadan kopup yabancılaşsa bile, kültürün arketipleri yaşar.

Nitekim yaşıyor.

Cumhuriyet 100 yaşına geldi ama bir türlü kendini Osmanlı'dan koparamayan kimseler var. Bunun nedeni açık: Devlet çökerken ayrışan, siyasal farklılıklar yaratan Osmanlı siyasal aktörleri ve aydınları, bu farklılıklardan beslenen ideolojik çatışmayı Kurtuluş savaşı boyunca sürdürdüler.  Bunların bir kısmı, saraya sadakatin sonucu, bir kısmı çıkarın ve işbirliğinin sonucu olsa da, düğümlendiği yer, devletin varlığıdır. Bu devlet varlığı, kimilerine göre İslami nedenlerle saltanat, kimilerine göre alışkanlıklar nedeniyle saltanattır. Bu sebeple ideolojik karşıtlık, öncelikle saltanat taraftarlığından dolayı, Mustafa Kemal karşıtlığıdır.  Çünkü alışkanlıkları o bozuyor, yenilik oradan geliyor. Öyle ise tehlike de orasıdır.

Obaya/devlete bağlılığı gerekçe gösterip, düzenin devamı isteyenler, yıkılan düzeni devam ettirmek isteyecek elbet. Çünkü tarihi süreç içinde emir alarak yönetilmiş.

Her bir insanın ne yapacağına bey karar verir. Kiminle savaşacaksın, obanın menfaatine neyin iyi neyin kötü olacağına yine bey karar verir.

Zamanla töre bozulsa da zihinlerde daima bir bey şeması sürüp gelmiştir.

İşte Cumhuriyetle birlikte gelen parlamenter sistemi bozduk ve yerine tek bir kişinin hükmettiği bey düzenini kurduk.

İtaat kültürü..

Bir üst otorite olmadan kendi kendine karar vermeme alışkanlığı.. İlla soracaksın. Danışmak için değil, ne yapacağına karar vermek için soracaksın. Sen düşünmeyeceksin. Senin yerine en tepedekiler düşünecek ve gereğini yapacak.. Felsefe bu.

Kim kızarsa kızsın..

Bu nedir biliyor musunuz?

Halen daha kentlileşemediğimizin göstergesidir. Gerçek bir kent kültürüne ulaşıp, yetkin bir toplum olamadık.

Emir alacağın adam arıyorsa beynin, kendi kendini yönetemiyorsun demektir.

Başka izahı var mı?

Atatürk büyük adam..

Bu topluma, kendi kendini yöneteceği, kararlarında özgür olacağı bir sosyalleşme düzeni kurdu.

Ama yerleşik kültür şemaları bunu anlamıyor. Çünkü zihninde, aklını yöneteceği kentli kültür şemalarını kurmadı.

Partilere bakın.

 "Dava adamlığı… Davamız.. Bu ihanet çeteleri.." diye karalama başlıyor sonunda hain oluveriyorsun..

Eğer iktidardaysan her zaman haklısın. Bu iktidar ister partinin kendi örgütsel iktidarı, isterse devlet iktidarı olsun, sonuç fark etmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları