İnsan haklarında erozyon

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edildiği 10 Aralık, 1948'den bu yana İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor.

1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ne rağmen dün ve günümüzde Rideolojik sosyo-ekonomik sistemler, dikta yönetimler insan hakları ihlalleri yapmış ve yapmaktadır.

1953'te ölümüne kadar Stalin, rejimi oturtuyorum diye milyonlarca insanın katledilmesine neden olmuştur. Bu güne kadar çok sayıda diktatör gelmiş ve gitmiştir. Halen Dünyada, insan hakları ihlallerinin yoğun olduğu birçok ülke mevcuttur.

Ayrıca Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 1990 yılından beri "İnsani Gelişme Endeksi" düzenliyor. 

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ayrıca  "Küresel İnsani Gelişme Raporları" yayınlıyor. 2016 İnsani Gelişme Raporu beş temel mesaj içeriyor ve bunlardan ilk ikisi insani gelişmenin önemini ve temel yoksunlukların altını çiziyor. Bazıları;

Çeşitli insan grupları hala temel yoksunluklar yaşıyor ve bunları aşmada büyük engellerle karşı karşıya kalıyorlar."

Dünyadaki ülkelerin yalnızca dörtte biri yüksek insani gelişmişlik düzeyine ulaşmıştır. Küresel insani gelişme endekslerinde geri kalmış ve yoksunlukların devam ettiği toplumlarda var olan ya da yeni ortaya çıkan bir takım engeller var. Bu engeller, siyasi popülizm, siyasi ayırımcılık, dışlama, sosyal norm ve değerler, önyargı ve hoşgörüsüzlüktür.

Gelişmekte olan birçok ülkede ve özellikle Orta Doğu'da insani gelişmede engeller arttı ve gerileme oldu. İnsani sorunlar devam ediyor. Günümüzde insanlığı rahatsız eden sorunlar şöyle özetlenebilir:

· Dünyada her 9 insandan birisi açtır,

· UNDP, 2018 raporuna göre, halen Dünyada 1.3 milyar insan yoksuldur.

· Her üç insandan birisi yetersiz besleniyor,

· Her yıl yaklaşık 15 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evleniyor,

· Dünyada her gün 18.000 kişi hava kirliliği nedeniyle ölüyor,

· Yılda 2 milyon kişiye HİV virüsü bulaşıyor,

· Her dakika 24 kişi yerinden yurdundan ediliyor.

· Dünyada 370 milyon insan hukuk düzeninde, kendi dillerinde eğitime erişemiyor, arazi, su, orman ve fikri mülkiyet haklarına ulaşmada ayırımcılık karşısında kalıyor veya dışlanıyor.

· Suudilerde, İran'da ve bazı İslam ülkelerinde kadınların ve kız çocuklarının hakları sınırlıdır.

· Dünya, Suriye dışına kaçan beş milyon Suriyeli mülteciye çözüm bulamıyor.

· İslam olanlar, ABD ve Avrupa için vize sorunu yaşıyor. Dünya genelinde zorla yerinden edilmiş 65 milyon insan, iş ve normal gelir imkanlarına, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerine ulaşamıyor.

· Dünyada artan otokrasi eğilimi ve dikta rejimleri, insanları ötekileştiriyor, temel hukuk hakları, insan hakları ve demokrasi değerleri çiğneniyor.

· Dünya nüfusunun en tepedeki yüzde biri, dünya servetinin yüzde 46'sına sahiptir.

· Dünyada; terör, otokrasi, diktatörlük gibi insan güvenliğine tehditler, riskler ve krizler artıyor.

· Dünyada bu 1.3 milyar yoksul nüfusun yüzde 46'sına denk gelen 600 milyon insan aşırı yoksulluk içinde yaşıyor.

Maalesef Birleşmiş Milletler İnsanlığa karşı olan görevini yapmıyor. Ya da otokratik yönetime sahip ve emperyalist hedefleri olan bazı ülkeler tarafından bu görevi özellikle engelleniyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de, aynı şekilde bu sorunları çözmek yerine tersine, insani gelişmenin önünde engel oluşturuyor. Sözgelimi ABD ve Rusya gibi ülkelerin, Ortadoğu ve Uzakdoğu'daki çıkar hesapları insani değerleri aşağılamaktadır.

 

Yazarın Diğer Yazıları