Irak’tan ziyaret

Irak Meclis Başkanı Usame En Nuceyfi, 10-13 Eylül tarihlerinde TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in davetlisi olarak Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Misafir başkan, Gül, Erdoğan ve Davutoğlu ile görüşmüştür. Meclis başkanları yasamanın başıdır. Yürütmenin başı olan başbakanlar veya devlet başkanları kadar yetkileri yoktur. Ancak uluslararası ilişkilerde veya diplomasilerde halkların temsil edildiği, meclisin başında olması nedeniyle, meclis başkanları ziyaretleri önemsenir. Bu ziyaretler nezaket veya sembolik olabileceği gibi, ilişkilerin iyi gitmediği dönemlerde yürütmeyi (hükümetleri) angaje etmeden iki ülkenin ilişkilerini düzeltmek için ön görüşmeler ve fırsat yaratma ziyaretleri olarak kabul edilir. Mevcut Meclis Başkanı Cemil Çiçek aklı başında, yurtsever ve rasyoneldir. Türk devletinin ve milletinin geleneklerine saygılıdır. Arapçı ve beynelmilelci kozmopolit danışmanları yoktur. İdeolojik değildir, yani kısacası diğer bazı başkanlar gibi değildir. Dolaysıyla Irak Meclis Başkanı’yla Arapçılık yapmadan, din-mezhep ideolojisine girmeden çağdaş ikili ilişkilerin tekrar tanzimi için önemli bir adımı bu ziyarette atabilirler. Komşularla sıfır dost durumundan çıkmak için, hiç olmazsa Irak ile ilişkilerimizi normal bir düzeye getirebiliriz. Irak hükümeti İran’ın desteğini almak için içte ve dışta yalnızlaştı ve izole olmuş küçük bir İran durumuna geldi. El Maliki’nin Şii karakterli hükümeti içte ve dışta ayakta kalabilmek için İran’ın desteğine ihtiyaç hissetmektedir. İran’ın baskısı üzerine Esad’ı destekleyerek bölgede ve uluslararası ilişkilerde yalnızlaştı. Körfezin zengin ve Amerikancı Arap ülkeleriyle de ilişkileri bozuk. Türkiye, bu ziyareti iyi kullanmalı, bölge ve komşu ülkelerle yarattığı düşmanlıkları Irak’tan başlayarak düzeltmelidir. Bu iyi bir fırsattır.

 


Olimpiyat meselesi
Türkiye gibi ülkeler, Olimpiyat oyunlarının önemini henüz kavramalarına rağmen, bu oyunların tarihi İsa’dan Önce 8.YY’a kadar gitmektedir. Yunan Mitolojisine (Efsanesine)göre olimpiyatlar, Heraklius’un babası Zeus için yaptırdığı Olimpik stat ile başlamıştır. İlk müsabaka da koşu yarışması olarak M.Ö. 776 yılında gerçekleştirilmiştir. Bugünkü manasını kazanması ise, Fransız Baron Pierre de Coubertin’in 1894 yılında “Uluslararası Olimpik Komiteyi” kurmasıyla başlamıştır. İlk Olimpik oyunlar Atina’da 1896 yılında gerçekleştirilmiştir. Ülkeler arasında barışçıl işbirliğini geliştirmek için askeri yarışma yerine, sportif yarışmanın daha insancıl ve barışçıl olacağı düşünülerek, ülkelerin gövde gösterisi ihtiyaçlarının bu şekilde karşılanması amaçlanmıştır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları süreleri hariç yaz ve kış olimpiyatları her dört yılda bir aralıksız olarak gerçekleştirilmiştir. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmanın birçok anlamı ve yararı vardır. Olimpiyatlara ev sahipliği yapan ülke, uluslararası kabul görmüş, organizasyon için kapasitesi ve yeteneği olan, saygın, varlıklı, medeni, demokrat, barışçıl, Batılı değerlere sahip, olimpiyat ruhunu taşıyan, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygılı ülke demektir. Başbakan, 2020 yılı Olimpiyat oyunlarını alamamasının nedenlerini yukarıda not ettiğimiz değerlerin arasında kaç tanesine sahip olup olmadığını dikkate alarak anlayabilir. Türkler ve Türk devleti Olimpiyat oyunlarını organize edecek kapasite ve kaliteye sahiptir. AKP zihniyeti Olimpik zihniyetine sahip değildir. Din ve mezhep eksenli ideolojik yöneticilere Olimpik oyunların organizasyonlarını vermezler. Uluslararası Futbol Federasyonu, Uluslararası Olimpik Komite, Greenpeace, Sınır Tanımayan Doktorlar ve benzeri uluslararası kuruluşlar Batılı istihbarat örgütleri ve Batılı entelijansiyanın kontrolündedir. Batılı değer ve ölçülerinin dışına çıkartmazlar. Başbakan Olimpiyat başarısızlığını içte düşman yaratarak, taraftarları nezdinde aklanmaya çalıştı. Bu davranışı bile başlı başına Olimpiyat ruhuna aykırıdır. Türkiye’nin kaybetmesine sevinenler gerçekten var mı bilmiyoruz ama varsa eğer onlar Türk devleti ve milletiyle bir ilgisi olmayan bir avuç marjinallerdir. Başbakan’ın bu aykırı ve yadırgılar üzerinden halkı bir kez daha kamplaştırmaya çalışması, bir başbakanın yapmaması gereken davranıştır. Kısacası yaşadığımız bu Olimpik başarısızlık Türkiye’nin değil AKP zihniyetinindir.

Yazarın Diğer Yazıları