İskele satılır mı çay, gözaltına alınır mı?

Bu da oldu. Hadiseden haberi olmayanlar ve şimdi başlığı okuyanlar, ne demek istediğimi anlayamamış olabilirler.
İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Kadıköy iskelesi bir otele satılıyormuş. Bunu protesto etmek isteyen vatandaşlar da Barbaros Meydanı’nda toplanıp çay içmeye karar vermişler,  “Termosunu Kap da Gel” diye yazışmışlar. Bu vatandaşlar çaylarıyla birlikte gözaltına alınıyor.
İskele neden satılır, nasıl satılır, iskeleyi alan ondan ne yapar bir türlü aklım ermedi? Ama daha da aklımın ermediği şey, oturup çay içmek için toplanan ehlikeyfi gözaltına almak.
Ehlikeyif dediğime bakmayın, aynı zamanda sorumluluk sahibi insanlar bunlar. Sevdikleri yerden, diyelim ki vatandan, şehirlerinden göl ve denizlerinden, meralarından, ormanlarından bir şey satılınca içi cız eden, bunun hesabını soran, bu satışlara artık dur demek isteyen vatanseverler.
Bu itiraz işini çeşitli biçimlerde yapmışlardı, şimdi de bu yepyeni yöntemi bulmuşlar, ne var bunda? Gezi eylemlerinin ortaya çıkardığı zekadan hoş bir örnek bu sevimli buluş.
Hayır bunların hiçbiri olmayacak. Çatık kaşlar, asık suratlar, coplar, tekmeler, tokatlar, gazlar, palalar, kurşunlar Kürtlerden gizlice bir Taliban örgütü oluşturmak gibi (Fransız istihbaratı) şaşkınlıklar. İyice zıvanadan çıktılar. İnsani bütün niteliklerini kaybettiler.
Ömer Asım Aksoy
Türk Dil Kurumu’nun Atasözleri ve Deyimler sözlüğü kitabından öğrenci kızlar için yapılmış akıl almaz tavsiyeler ortaya çıktı. 40 yıl kadar önce, Türk Dil Kurumu’na üye olduğum ve Ankara’daki kurultaylarına gidip geldiğim yıllarda, Ömer Asım Aksoy’u tanımıştım. Bütün üyeler tanır. Kurumun en itibarlı çalışanlarındandı.
“Kızlar küçükken evlendirilmeliymiş, ağabeylerine hizmet ederken, kocaya hizmet eğitimi görmüş olurmuş, dayak cennetten çıkmaymış...”  Bunlar Ömer Asım Aksoy’un sözleri ve düşünceleri olamaz. Türk Dil Kurumu cumhuriyetçi bir kurumdu.
Bu işin içinde bir iş var. Ömer Asım Aksoy hâlâ gözümün önünde, uzun boyu, kır saçı ve vakur haliyle tam bir cumhuriyet beyefendisiydi. Bu tür tavsiyelere en uzak adamdı. Türk Dil Kurumu’nda bazı yazılar değiştiriliyor mu? Geçende de böyle bir vaka olmuştu. Galiba ’çapulcu’tanımı değiştirilmişti. Ömer Asım Aksoy’a iftira atıp, vebal yüklenmeyin. Vefat eden bir adamın arkasından böyle şeyler yapmak hem ayıptır, hem günah.
Bu önermelerin, ilkelerin, alışkanlıkların veya tavsiyelerin zamanı yani miadı doldu. Çağ üstüne çağ atlıyoruz. “Bunlar faydalı mı değil mi” deneyecek zamanımız, hevesimiz ve imkanımız yok.
Zamanı en iyi ve en doğru değerlendirebilecek, terbiyeli, iyi eğitilmiş, evrensel değerleri bilen çocuklar yetiştirmek olmalı amacımız. İsterseniz bebekleri okula teslim ederken “Eti senin, kemiği benim” dedirtin.
Böyle zamanlarda Erbakan Hoca’nın kendisinden duyduğum ve geçenlerde yazdığım bir tespiti aklıma gelir:
 “Hanımı tesettürlüymüş. Ona bakmayın, Hakk’a mı hizmet ediyor, batıla mı ona bakın.”
Siz hangisinden yanasınız?

Yazarın Diğer Yazıları