İstanbul’un geçmişte yaşadığı kışlara bakınca son birkaç günde görülen soğuk ve kar yağışı bahar havası gibi gelebilir.

24 Şubat 1954’te İstanbul Boğazı buzlarla kaplandı, bir taraftan diğerine yürüyerek geçenler bile oldu.

Dönemin gazetelerinde bu olay okuyuculara şöyle duyurulmuştu:

“Boğaz büyük buzlarla kaplandı.

Bir vapurla 2 motor buzlara sıkıştı.

Halkın buzlar üstünde karşıya geçmesi men edildi.

Tuna Nehri’nden koparak Karadeniz Boğazı’ndan içeriye giren buz parçaları bütün Boğaz’ı istila etti.”

***

Meteoroloji Mühendisi Faruk Sanlı, İstanbul’daki sert kışlarla ilgili şu bilgileri veriyor:

401 yılından başlayarak 1954 yılına kadar Boğaz’a buz kütlelerinin sürüklenmesi durumu belirli periyotlarla yaşandı.

763 yılında 30 metre derinliğe kadar donma yaşandığını aktaran belgeler var.

Yazılı metinlerden edinilen bilgilere göre 928 yılında buzul parçalarının dört ay boyunca erimediği belirtiliyor.”

***

Daha yakın tarihlere gelecek olursak:

25 Ocak 1963’tü.

Çatalca’da kara saplanan trenle ilgili haber yapmak ve fotoğrafları çekmek için görevlendirilen Hürriyet gazetesi elemanları, muhabir Yüksel Kasapbaşı, foto muhabiri Abidin Behpur ve şoför Yüksel Öztürk araçlarıyla yola çıkmışlardı. Çok geçmeden tipiye yakalanıp mahsur kaldılar ve aracın içinde donarak öldüler.

Bulunduklarında üçünün de soğuktan korunmak için birbirlerine sarılmış oldukları görüldü.

Hürriyet gazetesinde bu olay 27 Ocak 1963’te “Üç arkadaşımız donarak öldü. Çatalca’da kara saplanan trene gidiyorlardı.

Üçü de vazifeleri uğruna genç yaşta hayata veda ettiler”diye verildi.

***

İstanbul’da geçmişte yaşananlar ve son günlerde tanık olduklarımızdan alınması gereken önemli bir ders var:

Kıştan değil kışa hazır olmamaktan korkmak gerekir.

Yerel yönetimler ve merkezi idare ne yazık ki “istikrarlı tavrını” yine bozmadı, kışa bir kez daha hazırlıksız yakalandı.

Yollarda çekilen işkence, yaşanan kazalar, gazetelerin “Beyaz esaret”, “Her kar yağışında aynı rezalet”, “İstanbul kara teslim”, “Evden çıkmayın!” gibi başlıkları hep bunun sonucuydu.