İşte mutlaka bilinmesi gereken ilk yardım müdahaleleri

İşte mutlaka bilinmesi gereken ilk yardım müdahaleleri
İlk ve Acil Yardım Programı Öğretim Görevlisi Nurcan Esin, “Bu bilgiler hayat kurtaran bilgilerdir ve olay anında her zaman sağlık ekipleri yanımızda olamazlar” dedi ve mutlaka bilinmesi gereken acil müdahaleleri hakkında bilgi verdi. İşte o çok önemli bilgiler…

 

Sadece afet durumlarında ya da sonrasında değil, ilk yardım bilgisinin her zaman herkesin sorumluluğunda olması gerektiğini bilmek gerekiyor. Yakın zamanda yaşadığımız ve milyonları etkileyen deprem afetinden sonra sağlık ekiplerinin aynı anda herkese anında müdahale edememesi durumu yine ilk yardım bilgisinin önemini ortaya çıkardı. Özellikle kalp durması, nefes alamama ve kanama gibi durumlar karşısında ilk yardımın hayati öneme sahip olduğunu ve herkesin her an müdahale edebilecek kadar bilgiye sahip olması gerektiğini aktaran Nurcan Esin, konuyla ilgili bilgilendirmelerde bulundu.

 

İLK MÜDAHALE, YANINDAKİ KİŞİLERDEN GELİR

“İlk müdahaleyi yapanlar genelde yanımızdaki kişilerdir” diyerek konunun hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için hassas olduğunu dile getiren İlk ve Acil Yardım Programı Öğretim Görevlisi Nurcan Esin, “Ambulansların ortalama geliş süreci 7-8 dakikayı almaktadır. Kalp ve beynin hasar alması, özellikle beyin hücrelerinde oksijensizliğe bağlı hücre hasarı ilk 4 dakikada başlar. 6 dakikadan sonra bu hasar artmaya devam ederek 10 dakikada geri dönüşümsüz hale gelir. Bu yüzden ambulans veya profesyonel ekipler gelene kadar, size yardım edebilecek kişiler yanınızdaki kişiler olmalı” diye konuştu.

Hasta/yaralı kişinin öncelikle şuur kontrolü yapılmalıdır. Seslendiğimizde ya da dokunduğumuzda bize cevap vermeyen hastaya ağrılı uyarı verdiğimizde de cevap yoksa hemen 112''yi aramalıyız ya da arayacak başka biri varsa direkt talimat verip 112 acil sistemi harekete geçirmeliyiz. Hastanın/yaralının şah damarından nabız bakmayı biliyorsak nabız bakarak nabzı olmayan hastaya hemen kalp masajına başlamalıyız. Bize cevap vermeyen bilinci kapalı hasta/yaralıda nabız bakmayı bilmiyorsak veya nabız baktık ama emin olamadıysak ve hava yolu tıkalı değilse solunumunun olup olmadığını hızlıca değerlendirdikten sonra solunumu olmayan hastaya kalp masajına başlayabiliriz” şeklinde konuştu.

KALP MASAJI NASIL YAPILMALI

Esin, kalp masajına ne kadar erken başlanırsa ölüm ve sakat kalma oranı o kadar azalacaktır diyerek kalp masajının nasıl yapılacağını aktardığı bilgilendirmelere şunları söyledi:

“Kalp masajına hızlı ve erken başlamak çok önemli. Erkenden başlanan kalp masajı ambulans gelene kadar kan dolaşımını ve beynin oksijensiz kalmasını engellemiş olur. Bu durum beyin hücrelerinin hasarını azaltarak ölüm ve sakat kalmayı en aza indirir. Göğsün tam ortasına el ayamızı koyarak üst üste ellerimizi kenetliyoruz. Hiç kıpırdamadan yer değiştirmeden ve kollarımız dik, 90 derecelik açı olacak şekilde göğsün tam orta kemiği üzerine kalbe baskı uyguluyoruz.”

KALP MASAJI VE NEFES VERME NE KADAR DEVAM ETMELİ

30 kere kalp masajı sonrasında hastanın rahat nefes almasını sağlamak için baş geri- çene yukarı pozisyonu verdiğimiz hastaya 2 kere de soluk vermemizi belirten Esin, “Derin nefes alıp, burnunu elimizle kapattığımız hastanın ağzından ağız yoluyla 2 kere nefes veriyoruz ve hiç aralık vermeden tekrar kalp masajına geçiyoruz. 2 dakika boyunca ara vermeden bu döngüyü bir dakikada 100-120 bası olacak şekilde devam ettiriyoruz. 2 dakika sonra kalp ve solunumu kontrol ediyoruz. Eğer hastada hala kalp atışı ve solunum yoksa uygulamaya ambulans gelene kadar devam ediyoruz” diye konuştu..

KAPALI OLAN AĞIZ AÇILMAYA ÇALIŞILMAMALI, DİLİN GERİYE KAÇMASINI ENGELLEMEK İÇİN BAŞ GERİ ÇENE YUKARI POZİSYONU UYGULANMALI


Genellikle kendinde olmayan hastaların kapalı olan ağzının açılarak dilinin boğaza kaçma ihtimalinin düşünülmesinin yanlış olduğunu bunun yerine “baş geri- çene yukarı” pozisyonunun yeterli olduğu konusunda uyarıda bulunan Esin, “Solunumu değerlendirirken şöyle bir yanlış uygulama yapılıyor; nedense herkes dilin geriye doğru kaçtığını düşündüğü için hemen dili yukarıya çekip dışarı çıkarmaya çalışıyor. Bu nedenle elini hastanın ağzına sokarak dili tutup dışarı çekmeye çalışıyorlar. Bu davranış hastaya zarar verebilir, yaralanma ve kanamaya, diş kırıklarına sebep olabilir. Hasta/yaralının ağzında gözle görülür bir şey varsa elimizle zorlamadan alabiliriz. Kalp masajı kadar önemli olan baş geri-çene yukarı pozisyonu verdiğinizde zaten dil kökü yukarı doğru kalkacağı için soluk yolunu tıkamayacaktır” şeklinde konuştu.

İlgili Haberler