SÜMEYRA KIRCA / YENİÇAĞ – ÖZEL HABER
Siyasette kullanılmaya başlanan dilin artık şiddet ve saldırıya dönüştüğüne dikkat çeken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, günün sonunda bu çirkin dilin sahibine zarar vereceğine dikkat çekti. "Kullanılan dil midemi bulandırıyor" diyen Akşener, "Çıkıp alenen iftira atıyor sonra çıkıp benim lafım hukuki değil siyasi' diyorlar. Üstlerine de hiçbir şey yapışmıyor" dedi.
Ankara Temsilcimiz Orhan Uğuroğlu'na yapılan saldırı sebebiyle "geçmiş olsun" demek ve geçen ay vefat eden yazarlarımız Burhan Ayeri, Muhittin Nalbantoğlu ve Kenan Akın için başsağlığı dilemek için Yeniçağ'ı ziyaret eden Meral Akşener önemli açıklamalarda bulundu. Siyasette kullanılan dili eleştiren Meral Akşener konuyla ilgili olarak şu kıssayı anlattı:
"Benim aile büyüklerimden duyduğum bir masat ve köpek hikâyesi vardır. Bir kasap dükkânına köpek girmiş. Kasap dükkânı kapatıp gidince gece acıkan köpek ortada kalan masatı yalamaya başlamış. Kendi dilinin kanıyla yalaya yalaya ölmüş! Bunu anlatırlardı bize kıssa gibi, bu tür aşırılıkların sonu böyle oluyor ve o kadar ipin ucu kaçtı ki, eroin bağımlılığı gibi, daha fazlası daha fazlası... Önce o değerleri tartış, şimdi iş küfre varıyor."
Türkiye ekonomisinin giderek kötüleştiğini ve iktidarın bunu görmezden gelmek için sürekli gündemi değiştirdiğini vurgulayan Meral Akşener gazetemiz yazarlarından Orhan Uğuroğlu'na yapılan saldırı ile ilgili şunları söyledi:
"Şimdi Türkiye'de 'Bu iş yanlıştır' dediğiniz andan itibaren vatan haini ilan ediliyorsunuz. Sizi vatan hainliği ile suçlamaya kalkana baksanız sicili çok bozuk. En son bizim gibilere Türkiye'deki insanlara sen vatan hainisin diyebilecek Türkiye'nin 83 milyon insanını sıralasan, sonlarda yer alacak insanların dilinden çıkıyor bu iş. Burada gözden kaçan şey şu; bu dil ilk önce çok fayda sağlar gibi görünür ama eroinman gibidir, artarak gider ve tutuma yansır. Yansıdı da. Bakın gazetecilerin ve Sayın Selçuk Özdağ'ın canına kastettiler. Fakat bu durum, siyasetin bu kirli ve tehditkar dili döner dolaşır bu dilin sahibini vurur."
İktidarın sürekli aynı ihaleleri verdiği 5 müteahhit için bütçeye 30 milyar lira para koymasına karşılık tarım için sadece 22 milyar lira para konmasını da eleştiren Meral Akşener, "Sanki sıfır enflasyon varmış gibi bir önceki yılın aynısını koydular tarım bütçesine... 18 yılda 49 milyar dolarlık iş almış şahıs vergi rekortmenlerinin en sonunda yer alıyor. Böyle bir adaletsizlik, işte vatandaşa açlık ve işsizlik olarak geri dönüyor" dedi.
İktidarın ekonomik sıkıntıları konuşturmamak adına sürekli muhalefete bir tartışma konusu açtığına dikkat çeken Meral Akşener, bu durumu şöyle anlattı:
"Burada politika yapmak kolay. Rutin bir algoritma var, önce darbeci oluyorsun, sonra FETÖ'cü oluyorsun... Sayın Kılıçdaroğlu'na darbeci denildiği bir dönemdi. Grup konuşmasından çıktım ki konuşmamızın tamamı ekonomi üzerineydi, çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplayacaktım. Yoksulluk üzerine sorular bekliyorum ben, gazeteciler bana, 'Sayın Erdoğan Kılıçdaroğlu'na darbeci dedi, Kılıçdaroğlu Erdoğan'a şu cevabı verdi.
Siz neler söylemek istersiniz?' dediler. İçimden geçen cevap 'Bana ne' idi... O yün yumağını o zaman fark ettim. Atıyorlar bir yün yumağı sürekli içinde dönüyorsunuz. O gün arkadaşlarıma dedim ki, 'Ben Anadolu'ya gidiyorum bu yün yumağını ayaklarımızdan atmak zorundayız. Geçen yıl ben esnaf gezilerine çıktım bir yıldır karış karış Anadolu'yu geziyorum.
Bir yıldır konuştuğum insanlar arasında bir kişi bana gazetecilerin sorduğu soruyu sormadı. O zaman fark ettim ki seçmen velinimet olmaktan çıkmış seçmen kolay bir şekilde kutuplaştırılan, kendi derdinin kamuoyuna yansıtılmadığı, bir sistem kurulmuş. Seçmenin meydandan çekildiği bir sistem oluşturmuşlar. Bu o kadar iğrenç bir şey ki, sürekli daha fazlasını istiyor."
ANNELER KULAĞIMA 'YAVRUMA MAMA ALIN' DİYOR
Geçtiğimiz gün esnaf ziyareti kapsamında Sakarya'ya giden Meral Akşener burada vatandaştan kendisine gelen talepler karşısında şaşkına döndüğünü anlattı. Kendisi kadın olduğu için, genç kadınların kulağına fısıldayarak 'Bebeğime mama alır mısınız?' sözleri karşısında çok sarsıldığını belirten İYİ Parti lideri Akşener, "Türkiye'nin geldiği durumu daha iyi anlatan bir tablo var mı? Bugün bakıyorsunuz marketlerde bebek mamaları kilit altına alınmış. Şimdi neden vatandaşın gerçek gündemi tartışılmıyor anlıyor musunuz? Şimdi bunu konuştuğunuzda bu durumu çözmek zorundasınız, çözmeye çalıştığınızda 5 müteahhidinizle ters düşmek zorundasınız.
Ekonomik sıkıntılar konuşulsa, işte bunların hepsi ortaya çıkacak. Şeffaf olmanız gerekecek, adil olmanız gerekecek, adam kayırmamanız gerekecek, yolsuzluğun önüne geçmeniz gerekecek. Bunları yapmak maliyetli ama gündemi değiştirmenin maliyeti yok" dedi.
Meral Akşener, Kütahya'da hayvancılığın yoğun olduğu bir ilçede bir esnafa "Haftada kaç kilogram et alıyorsun" diye sorduğunu buna karşılık esnafın avaz avaz bağırarak "Et alamıyoruz" dediğini aktardı. Türkiye'de ekonominin iyice duvara yaslandığını dile getiren Akşener, "100 küsür ilçe gezdim, bir kere o yukarlarda konuşulan konular bana sorulmadı.
AK Parti'nin sağlam seçmeni olduğu belli esnaflarla karşılaşıyorsunuz, onlar da dertlerini anlatıyorlar iletin diye... Ben muhteremler derim; bana 'Abla söyle de o muhteremler de gelsin' diyorlar" açıklamasında bulundu.
HER İDDİAYA VARIM ERDOĞAN SEÇİLEMEYCEK
Yıllardır politikanın içinde olan biri olarak bir analiz yaptığını ve haziran ayında seçim beklediğini yeniden vurgulayan Meral Akşener, bu beklentisinin temellerini ise şöyle anlattı:
"Herhangi bir bilgim yok ama siyasi okumalarıma göre ben haziran ayında seçim bekliyorum. Birincisi 'Biden'ın karşısına ben seçildim' deyip sıfırdan ben kazandım deyip oturmak ister, ikinci motivasyonu; 'Ekonomi daha da kötüleşecek' deyip şansını denemek ister diye düşünüyorum. Ancak ister benim öngördüğüm tarihte olsun ister 2023'te olsun sizinle iddiaya varım Sayın Erdoğan seçilemeyecek. Çünkü kor seçmeni, yani o Ak Partililikten ziyade Reisçi olmuş bir seçmen kitlesi var, şu anda ekonomideki berbatlık o seçmendeki tüm okları Sayın Erdoğan'a atıyor. Yani önceden 'Reis iyi etrafı kötü' idi, şimdi olmayacak bu işe doğru gitmiş durumda. Dolayısıyla seçilemez."
