İYİ Partili Seven: Sınırlarımız dışındaki Türklerle ilgilenmek tarihi vazife

İYİ Partili Seven: Sınırlarımız dışındaki Türklerle ilgilenmek tarihi vazife
Ortadoğu ve Orta Asya’daki mazlum Türklere yönelik faaliyetleri ile bilinen İYİ Parti GİK üyesi Sultan Neslihan Seven Yeniçağ’a açıklamalarda bulundu. Seven, sınırlarımız dışındaki Türkler ile ilgilenmenin tarihi bir sorumluluk olduğunu belirtti.

Yeniçağ / İstanbul

İYİ Parti kurucular kurulu ve GİK üyesi Sultan Neslihan Seven, hem sınırlarımız dışındaki hem de ülkemize çeşitli coğrafyalardan gelmiş soydaşlarımıza yönelik çeşitli çalışmalarda bulunuyor.

Afrin’deki Türkmenlerden Karabağ’daki Türklere kadar faaliyetlerde bulunan Seven, bu çalışmaları ile ilgili Yeniçağ’ın sorularını yanıtlarken, “Milli sınırlarımızın dışında yaşayan tüm soydaşlarımızın derdi ile dertlenmenin, yaralarına merhem olabilmenin, hepimize tarihten gelen bir sorumluluk olarak yüklendiğini düşünüyorum.” dedi.

İşte Seven’in gazetemize yaptığı açıklamalar:

Yeniçağ: Sayın Seven, sizi Ankara'da Türkmenlere, Afrin'de soydaşlarımıza ve son olarak Karabağ'daki Türklere yardım ederken gördük. bu çalışmalarını bireysel mi yoksa bir dernek çatısı altında mı yapıyorsunuz?

S. Neslihan Seven: "Orta Asya’daki, Anadolu’daki ve Ortadoğu’daki Türklerin tarihinden gelen mirasa sahip çıkma zorunluluğu ve sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Türk Milleti olarak bu konu, en az kendi hukukumuzu ve toprak bütünlüğümüzü korumak kadar hayati bir milli meseledir. Bu bilinçle bugünkü milli sınırlarımızın dışında yaşayan tüm soydaşlarımızın derdi ile dertlenmenin, yaralarına merhem olabilmenin, hepimize tarihten gelen bir sorumluluk olarak yüklendiğini düşünüyorum. Bu düşünceyle bir süredir bir grup arkadaşımızla birlikte çalışmalar yapıyoruz. Öncelikli hedefimiz ise bu çalışmalarımızı bir süre sonra kurulacak bir dernek çatısı altında yapmak olacaktır."

n-(4)-001.jpg

Yeniçağ: Son olarak sizi Azerbaycan'ın Karabağ topraklarında gördük. sizi oraya götüren düşünce neydi? 

S. Neslihan Seven: "Türk tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti’nin kışlık başkenti olma önemi taşıyan Dağlık Karabağ’da, günümüzde Ermeni işgali, mezalimi ve soykırımının ardından sağ kurtulan soydaşlarımız bulunmaktadır. Azadlığına yeni kavuşmuş olan, fakat sevinci kursağında kalmış Oğuz boylu Karabağ göçmenlerinin hatırlarını sorup ne durumda olduklarını yerinde görme gayesini taşıyordum. Bu konuda yıllardır Türkiye’de konferans yapmaktan ileri gidemeyenlerden olmaktan ziyade, oraya gidip bayram günü kapılarını çalıp Türkiye’den onlara en başta sevgi, muhabbet, özlemlerimizi ve hasretlerimizi ulaştırmak istedim. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’ndan gönüllü bir arkadaşımın 2 yıldır bölgedeki Karabağ göçmenlerinin çoğunluğunun imkânsızlıkla mücadele ettiğini duyurması ile birlikte, kurban bayramı vesilesi ile bana emanet edilen kurbanları da oradaki şehit, gazi ve Karabağ(Hocalı) göçmenlerine ulaştırma ve paylaştırma gayesi ile bölgeye ulaştım." 

n-(1)-001.jpg

Yeniçağ: Karabağ'daki Türklerin durumu nedir? Nerede yaşıyorlar, durumları nasıl ve geçimlerini neyle sağlıyorlar?

S. Neslihan Seven: "Bir milyona yakın ailenin, Adapazarı ovası gibi düzlük bir alana, yanlarına ceketlerini bile alamadan, gözün gözü görmediği bir kış günü, canlarını kurtarmak için kilometrelerce yolu yaya giderek ovaya yayıldığını düşünün... Birçok sorunla boğuşan, topraklarının yüzde yirmisi işgal edilen yeni kurulmuş genç bir devletin normal olarak bunca insana ilk anda yetişmesi düşünülemez. 15-20 yıllarını çadırlarda, Sovyetlerden kalan terk edilmiş binalarda, stadyumlarda, yük vagonlarında geçirmişler. Azerbaycan devletinin güçlenmeye başlamasıyla birlikte son birkaç yıldır cephe hattında oluşan sınırın hemen 1-2 km yakınında kendilerine kerpiçten, sazlıklardan evler yaparak yaşam mücadelesi veren Karabağ göçmenlerine yaşam alanları yaparak yerleştirildiklerini gözlemledim. Fakat bin kilometreden fazla olan cephe hattı boyunca binlerce köy ve yüzbinlerce aile bulunmakta. Dolayısıyla birçok temel yaşamsal ihtiyaçlara cevap verilemediğinden, insanımızın fakirlikle mücadelesine devam etmekte olduğunu gördüm. Bölgedeki soydaşlarımız çok kısıtlı imkânlarla tarım ve hayvancılıkla geçinmeye çalışıyorlar."

Yeniçağ: Kurban yardımlarını bizzat yaptınız, kaç kurban kesildi?

S. Neslihan Seven: "Yüze yakın kurban kesimine aracı oldum. Her kurbanın kesimini görüntüleyip sahibine ulaştırdım. Bir kurbanı 7-8 parçaya böldürdük. Bu vesile ile yaklaşık 700 ailenin evine 3-4 kg kurban eti girmiş oldu. Onlar açısından en büyük sevinç Türkiye’den gelen misafirlerinin ziyareti oldu."

n-(7)-001.jpgn-(5)-001.jpgn-(6)-001.jpgn-(3)-001.jpgn-(9)-001.jpgn-(8)-001.jpgn-(2)-001.jpg