KİTAP / AHMET YABULOĞLU

KİTAP / AHMET YABULOĞLU
Hainlerin döktükleri kanda boğulmaları kaçınılmazdır

Mesleki hayatının büyük bölümünü Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da geçirdikten sonra 2015 yılında emekli olan Jandarma Yarbay Ufuk Gökmen, “Zafer Mümkün” adıyla kaleme aldığı kitapta terörün bitirilmesi için yapılması gerekenleri analiz edip önemli tespitlerde bulunuyor.

1-577.jpgUfuk Gökmen, şehit aileleri ve gazilere ithaf ettiği kitabında PKK’nın kuruluşundan itibaren yaşanan olayları, bölgenin coğrafi ve kültürel yapısı zemininde irdeleyip çözüm önerilerindebulunuyor. Teröristlerin taktiklerinin de mercek altına alındığı kitabı yazma gerekçelerini Ufuk Gökmen Şöyle açıklıyor: Doğru yerden bakılırsa görülecektir ki; PKK Terörüyle mücadele, kazanılmış pek çok başarıların destanıdır. Ancak toplumun yaşanmakta olan süreci iyi görebilmesi için bizzat mücadelenin içinde olanların penceresinden bakabilmesi gerekmektedir. “Zafer Mümkün” bu maksatla hazırlanmış bir çalışmadır.

Terörün en çok ülke gündemini işgal ettiği dönemlerde mevcut imkânlarla büyük bedeller ödenmiş, 1999 Şubat ayında Zafer olarak nitelendirilebilecek bir sonuca ulaşılabilmiştir. Doksanlı yılların subayları kısa süreli eğitimle büyük birliklerin başına geçerek, hazırlıksız dahi olsalar terör örgütünü sindirmeyi başarmışlardır. Aynı dönemde çarpışan astsubaylar ve uzman jandarmalar, onlarca insanın bir araya geldiğinde yapabilecekleri işleri yapmışlardır. Bir dönem bütün derelerde ve tepelerde tim yöneten Asteğmenler eğitimini almamış olsalar da içlerinden gelerek can pazarına katılmışlardır. Nöbetleşe, yaşı gelen her bir Türk evladı ağır silahlarla terörist kovalamayı bilmiştir. Bütün bu sancılı sürecin içerisinde seyir halinde olan anne ve babalar ile birlikte yol gözleyenler canları acıyarak ülke bütünlüğünün temel taşlarına sarılmışlardır. Bu cümle tek başına, bir zaferin tanımıdır. Terörle mücadelenin felaha ermesi için ve ülkenin geleceğinin aydınlanması için olan biteni doğru pencereden anlatmak üzere kaleme alınmış bu kitapta sizler, neler olup bittiğinin anlatılması yanında hangi yöntemlerin mutlak zafere ulaştıracağını okuyacaksınız. Tarih sosyal olaylarda, tahminlere sıcak bakmaz. Bu kitapta gelecek tahmininin, beklentinin ötesinde mutlak zafere olan inanç ortaya konulmuştur. 

Sakarya ve Menderes havzaları arasında kazanılan zafer ne kadar mucizeyse, Dicle ve Fırat arasındaki zafer de o kadar şanlı olacaktır. Zafer Mümkündür! Küresel sömürgenler adına PKK taşeronluğunda yapılan bu son asimetrik saldırı, yine Mehmetçik tarafından bertaraf edilecektir. Asla unutulmamalıdır ki, terör örgütlerinin ateşkes ilân etme yetkisi yoktur.

İrfan Yayıncılık Tel:(0212) 518 38 66

 

*
 

Avrupa’da bir Sultan

Haziran ayının Sultan Abdülaziz’in saltanatında ayrı bir yeri vardır. Aylık Tarih ve Kültür Dergisi YEDİKITA Haziran sayısında Sultan Abdülaziz’in 47 gün süren Avrupa seyahatini kapağına taşıdı. Üstelik, yine bir ilke imza attı ve dergimizin hediyesi olarak sultanın seyahat rotasını çıkarttı.

3-286.jpgEsasında memleketinin her tarafını görmek arzusunda olan Abdülaziz Han, bu seyahatten önce de İstanbul dışına çıkmış; İzmit Tersanesi’ni teftiş ederek Gemlik’i dolaşmış, sonra da Bursa’da ecdadının türbelerini ziyaret etmişti. Özellikle İstanbul’a olan bağlılığını kuvvetlendirmek için Mısır’a gitmek istiyordu. Nihayet önce Mısır’ı ve ardından çıkılan seyahatle Paris, Londra, Viyana gibi en mühim Avrupa şehirlerini gören Sultan Abdülaziz ülkesine döndüğünde zihni; demiryolu, donanma, modern fabrikalar ve daha pek çok sahada girişeceği teşebbüslerle meşguldü. Sultanın Avrupa seyahatinin detaylarını Selman Soydemir yazdı. Asırlarca Osmanlı ordusuna hizmet etmiş Yeniçeri Ocağı’nın farklı bir cephesini ’Entelektüel Yeniçeriler’başlıklı makalesiyle Mehmet Kökrek kaleme aldı. Düşman saflarında çarpışırken yaralanıp sakat kalan, düşman kurşunu değil mağduriyetin yıktığı gazilere yardım için kurulan cemiyeti, Prof. Dr. Hamit Pehlivanlı yazdı. Günümüzde de Ramazan ı Şerif’te Hırka-i Şerif büyük bir hürmetle ziyaret edilmekte. Osmanlı devrinde ise Topkapı Sarayı’nda bulunan Hırka-i Saadet, devlet erkânınca aynı hürmet ve tazimle ziyaret edilir, gelenlere de Destimâl-i Şerif denilen, Hırka-i Saadet’e temas ettirilmiş mendiller hatıra olarak verilirdi. Bu kadim saray ziyaretini Hasan Eren Ulu yazdı.

Derginin “Tecrübe Konuşuyor” bölümünde ise ülkemizin önde gelen sosyologlarından Prof. Dr. Bedri Gencer’le hayata, akademiye ve ilme dair bir sohbet yer alıyor.

YEDİKITA Dergisi Tel:(0212) 657 88 00

 

*

Türkmenlerin bitmeyen çilesi

4-152.jpgEdebiyatı Dergisi’nin Haziran sayısı iki güzel hikâye ile başlıyor. İlk hikâye kaleminden her seferinde çarpıcı hikâyeler çıkan Celalettin Murat’a ait Madam. Murat, bir akademisyen hanımın akıbetini anlatıyor. Onu takip eden hikâye
Nuhan Nebi Çam’a ait. Nuhan Nebi, okuyucunun dikkatini Suriye’de yaşanan trajediye çekmek istiyor. Bir Türkmen çocuğun dilinden, gözünden savaşı ve göç olgusunu anlatıyor. Hikâye, insanlığın katılaşmış vicdanına
bir isyan, sessiz bir isyan niteliğinde. Türkmenlerle ilgili dosya ise Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun Hikâyet şiiri ile başlıyor. Ufuk Aykol, Prof. Dr. Tufan Gündüz ile Türkmenlerin kim olduklarını, bölgeye ne zaman geldiklerini ve bugünkü durumlarını konuşuyor. Prof. Dr. Suphi Saatçi, Irak Türkmeneli Edebiyatı başlıklı yazısında Irak’ta Türkmenlerin nasıl bir edebiyat yarattığını tarihsel süreç içerisinde anlatıyor. Kamuoyunda, Bayır Bucak Türkmenleri üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Ali Bademci ise son derece dikkat çekici bir yazıyla dosyaya katkıda bulunuyor. Bademci, “Suriye’de Türk Varlığı” yazısında Türkmenlerin bölgeye gelişinden başlayarak köy köy, şehir şehir Türkmen nüfusunu ve bu nüfusun yaşadığı coğrafyayı tespit ediyor. Haritalarla da desteklenen bu tespitler, bölgedeki Türkmen varlığının ehemmiyetini gözler önüne serer nitelikte. Bademci’nin yazısını Mehmet Menderes’in Çağdaş Türkmen Şairleri adlı eser üzerine yaptığı bir inceleme takip ediyor

Türk Edebiyatı Dergisi Tel: (0212) 526 16 15

*

 

Bir devrin röntgeni

2-442.jpg

 

Gazeteci Tuncay Yılmaz, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren yaşanan tüm süreci sıradışı bir üslup ve ironik dille kitaplaştırdı. İçeriğinin yanısıra kapak tasarımı ile de dikkat çeken Yılmaz’ın “Yeni
Türkiye’yi Hiç Böyle Okumadınız!” isimli kitabı Türkiye, Din ve Hayat başlıkları altında üç ayrı bölümden oluşuyor. Kitabın önsözünü kaleme alan R. İhsan Eliaçık şu değerlendirmeyi yapıyor: Yeni Türkiye’nin üç konuda aklanması gerekiyor: Öldürmek, çalmak, iftira atmak. Bu kitap buna yanaşmayanları deşifre ediyor.

İştirak Yayınları Tel:(0212) 527 29 26

 

 

*

 

Çocuklar isterse...

5-078.jpg

 

Yeni romanı, “Dünyayı Döndüren Kız” ile hem doğadan hem de birbirinden kopmuş insanlara seslenen Aslı Tohumcu, bir gün bir şeylerin değişip düzelmesinde çocukların rolünün önemini hatırlatıyor: Onu ilk Ay gördü. Ardından, o dayanılmaz koku geldi. Onu da ilk Ay kokladı. Ertesi sabah, hiçbir insan mutlu uyanmadı. Hiçbir hayvan da bir daha o topraklarda uyanmayacaktı. Çünkü ormanın kalbi hastaydı... Kimsenin fark etmediği karanlığı aydınlatacak iki ışığın, İpek’le Burak’ın yolculuğu da, işte böyle başladı...

Can Çocuk Yayınları Tel:(0212) 252 56 75