Kralın gözyaşları

Ürdün Kralı yurdumuza geldiğinde çok samimi gözyaşları dökmüştü. Anıtkabir ziyaretindeydi ve İstiklal Marşı çalınıyordu. Yan gözle fotoğrafçıya bakışını bile hatırlıyorum. O zaman da buna benzer bir algı uyanmıştı bende. Ama bu izlenimim pekişti.
Ürdün, bu Arap karışıklığının içinde bir ülke. Bunun daha büyük boyutlarda devam edeceğini de Kral, tecrübesi ve zekasıyla ve belki tarih bilgisiyle biliyordu. Türkiye’nin laik bir cumhuriyet idaresiyle bu kargaşanın dışında kalabildiğini de biliyordu. Ama ne yazık ki bu huzurlu ülkenin ve hatta bölgenin kendi yöneticileri eliyle huzurunun bozulmakta olduğunu da görüyordu. Belki bütün Arap alemi için gözyaşı döküyordu. Çok mu hayalperestim dersiniz, kurgulama mı yapıyorum?
Diyanet hutbelerde zalimliği eleştiren bir ayet dile getirecekmiş veya getirmiş.
Biraz geç kalmadınız mı beyler? Zulmü yeren insanlara veya zulme duçar olanlara, bilhassa iktidarı eleştirirken bunu vurgulayanlara kulak tıkamakla biraz geç kalmadınız mı? Bakın size zulüm ayetlerinden bir tanesinin mealini yazacağım: Allah, kötülüğün sözle açıklanmasını sevmez. Ancak zulme uğrayanlar müstesnadır. Allah, her şeyi işitici ve bilicidir. (Nisa 148)

 


***

 


Hâlâ Adeviyye Meydanı’ndaki protestocuları isyana sevk etmeye devam edecek misiniz? Siz buna başlamadan önce birkaç tane olan ölü sayısı yüzlerce...

 


***

 


Üç güneydoğulu gencimiz PKK’ya karıştığı için 2 aile birbirine girmiş; 8 tane ölü. Kutlamalarda çocuklar, oradaki PKK’lıların ve bir ailenin etkisiyle dağa çıkmışlar. Bir şehit babası da oğlunun kabri başında intihara teşebbüs etti.
Bu açılım şımarıklığı aydınları rahatsız ediyordu ama şimdi halkı da rahatsız ediyor. Aynı Gezi olayındaki gibi infial, canı yanan halkı da etkilemeye başladı. Neydi o polis kılığındaki yol kesen, denetimler yapan PKK grupları, neydi o şehirlere inip şenliklere katılmalar, neydi o yakında özerk olacağız, sizler de PKK’nın polisleri olacaksınız vaatleri. Suriye’deki PYD -Nusra savaşında da 2 MİT’çi ölmüş. Ne zaman ülkelerin iç işlerine karışmaktan vaz geçeceksiniz? Unutmayın, Kur’an’da akıl etmeyenlere Allah’ın pislik yağdırdığı söylenir.

 


***

 


Cuma akşamı dinlediğim iki kanaldan birinde bir zat, durum analizi yapıyordu. Bir ara  “Biz de bütün Osmanlının yaşadığı felaketlerden sonra kabuğumuza çekilmiştik”  gibi bir şey söyledi.  “Bunlar”  da başlangıçta o kabuğu kırmak için aktif dış siyaset yapmışlar. Yaptıkları iyiymiş. Sunucu hanım  “Ama... Ama...” larla itiraz edecek oldu.  “Ama çok ciddi zararlara uğradık”  diyecek oldu. Sonra sıra bulup da söyleyemedi. Dışa açılmamıza bakar mısınız?
Türkiye’yi, Libya’yı, Suriye’yi, Irak’ı ve özellikle o kadar güzel şarkıların söylendiği, Ümmü Gülsüm’lerin yetiştirildiği, o kadar güzel Kur’an’ların okunduğu Mısır’ı mahvettik. Dışa açılacağız derken neredeyse ülkemiz bizim dışımızda kalacak. Fazla tahammül edemedim ve öteki kanala geçtim. Orada da zaten  “İdeal bedene nasıl geçilir”  reklamı bitmişti.
O zat diyordu ki; çocuğunuzun başına bir şey gelmesinden korkarak sokağa çıkarmazsanız... falan diye, bildiğimiz bir örneği tekrarladı. İyi de Berkin, ekmek almaya giderken Gezi göstericilerine sıkılan kurşunlardan biriyle yaralandı ve hâlâ komada. Siz bu eski pedagojik bilgileri bir yana bırakın, sokaklarınızı güvenli tutmaya bakın. Ülkenizi de. Yoksa çocuklarınız trafik kazasına uğramıyor ama dağa çıkıyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları