Dün ‘ak’ dediğine bugün ‘kara’ diyor

Dün ‘ak’ dediğine bugün ‘kara’ diyor
Tarih ve arşivler, gündem değiştirme amacıyla her konuştuğunda polemik yaratan Erdoğan’ı yalanlamaya devam ediyor. En son çelişkilerinden biri de Türkçe üzerine söylediği sözler oldu

Dün ‘ak’ dediğine bugün ‘kara’ diyor

Tayyip Erdoğan, Ak Saray’da önceki gün düzenlenen 49. TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri törende yaptığı konuşmayla yine kendi kendisini yalanladı. Daha 2 yıl öncesine kadar Türkçe’ye övgüler yağdıran Erdoğan, bugün Osmanlıca’yı savunmaya başladı. Törende yaptığı konuşmada, en büyük sıkıntılardan birinin dil konusunda yaşandığını belirten Erdoğan, Osmanlıca’ya atıfta bulunarak, “Bizim son derece zengin, bilim yapmaya, üretmeye son derece müsait bir dilimiz varken bir gece yattık sabah kalktık, baktık ki o dil yok” dedi. Türkiye’nin, yabancı dillerle ya da yabancı kelime ve kavramlarla bilim öğrenen ve öğreten bir ülke haline getirildiğini söyleyen Erdoğan, şunları söylemişti:
Felsefe dili değil
“En büyük sıkıntılardan birini de maalesef dilde yaşadık. Bizim bilime son derece müsait dilimiz varken, bir gece yattık, sabah kalktık baktık ki o dil yok. Binlerce kelime ve kavram unutturuldu, sözlüklerden çıkarıldı. Kelime ve kavram üretmeye son derece elverişli olan dil yapısı adeta törpülendi. Şu anda Türkçe’nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca kelime ve kavramlara başvuracaksınız ya da İngilizce, Almanca, Fransızca kelime ve kavramlara. Özgüven sahibi bilim insanları ve onların yetiştireceği talebeler inşallah bilim diline, kültürüne, ahlakına sahip bir toplum inşa edecektir. Şahsen yeni Türkiye ile birlikte bu yeni ve umut verici sürecin de başladığına inanıyorum. İnşallah müdahaleden arındırılmış bir üniversite ve bilim kendi mecrasını da menzilini de bulacak ve oraya doğru hızla akacaktır.”
2 yıl önce “Irkçı”
Tayyip Erdoğan, 2 yıl önce Türkçe’ye medhiyeler düzmüştü. Türkçe ile felsefe yapılamayacağını söyleyen Erdoğan, 24 Nisan 2012’de düzenlenen “Anayasa’nın Dili” sempozyumunda şöyle demişti: “Anayasa’nın dili Yunus Emre’nin dili olmak zorundadır. Yunus Emre, süt gibi arı Türkçesiyle sınırları aşan, zamanı aşan, kültürleri, kıtaları aşan bir mana ortaya koymuştur.  Türkçe Yunus Emre’nin elinde, dilinde, gönlünde bu kadar sadelikle, bu kadar netlikle bu kadar engin bir manayı verebilen bir dildir. Diller arasında bir ayrıma gitmek, açık söylüyorum bir ırkçılıktır. Zaman zaman söyleniyor, ’Türkçe ile felsefe, bilim yapılmaz, bilim dili kurulmaz’deniyor. Bunların tamamı ırkçılık kokan açıklamalardır. Dünyadaki tüm diller gibi Türkçe de zengin kelime hazinesiyle, bu dili konuşan herkese sonsuz, sınırsız, engin bir muhayyile sunabilecek güce sahiptir.”

İnönü’yü bu defa övdü
Tayyip Erdoğan, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajda da kendisiyle olan çelişkisini yansıttı. Erdoğan dün yayınladığı mesajında, “İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, milli mücadelenin zaferle neticelenmesine sağladığı katkıların yanı sıra değerli bir siyaset ve devlet adamı olarak da Cumhuriyet tarihimizin önemli şahsiyetleri arasında yer almaktadır. Merhum İsmet İnönü’yü vefatının 41. yıl dönümünde saygı ve rahmetle yâd ediyorum” dedi. Oysa Erdoğan, geçen yıl 25 Haziran’da parti grup toplantısında, “Faşist görmek istiyorsanız çalışma odalarınızdaki Milli Şef’în fotoğraflarına bakın” demişti. Yine Erdoğan, 4 Mart’taki Adıyaman mitinginde İnönü için, “Aradık, sorduk, diktatörü bulduk. Ey CHP, diktatör senin içinde ya. Kim, İnönü, İnönü. İşte İtalya’da, biliyorsunuz orada nazi, faşizm onlar iktidar olduğunda onları ilk tebrik edenlerden olmuştur” diye konuşmuştu.