Kur çarpar

Dolar kuru 8,57 rekor seviyesini görmüştü. Bakan ve MB başkanı değişti, Cumhurbaşkanı piyasaların beklentisi yönünde konuştu ve kur düştü. Dün öğlen saatlerinde dolar kuru 7,86 idi.

Bu aşamada; neden arttı? Neden düştü? Nereye kadar gider? soruları önem kazanıyor.

Dolarda rekor artışın temel nedeni ekonomik ve siyasi istikrar sorunudur. Ancak kısa sürede etkileyen 3  gelişme oldu. 

Birisi; yöneticilerin piyasa ile inatlaşması, piyasalara ve aynı anlamda üretici, tüketici tercihlerine ters düşmesidir.  

Eski Hazine ve Maliye Bakanı, doğrudan veya dolaylı olarak kurlarla ilgilenmediğini söyledi. Bu anlayışın özeti, ben ekonomik istikrarla ilgilenmiyorum demektir. Bu anlayışı herkes aynı anlamda tercüme etti. Ancak kendisi ya farkında değildi veya bilmediğimiz tercihleri vardı.

Öte yandan her şeyin yolunda olduğunu tekrar ederek, algı yaratmaya çalıştı. Olumlu bekleyişler ekonomik istikrarı da olumlu etkiler. Ancak eğer siyaha beyaz derseniz ters teper. Mamafih sorun yaşayanlar da tepki gösterdi. TL'si olanların umudu kayboldu ve 'dövize yönelim' arttı.

İkincisi; kısa ve orta vadede dalgalı kur sisteminde oyun kuralına göre oynanmadı.

Serbest kur veya dalgalı kur sistemi, başıbozukluk anlamında bir serbestlik değildir. Gelişmiş ülkelerde bile kur hareketleri eğer ekonomik istikrarı bozacak boyutlara ulaşmışsa, ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası elindeki araçlarla dolaylı yoldan müdahale eder.

Bunların başında faiz gelir. Görevden alınan Murat Uysal, faizi yanlış kullandı. Gösterge faizi, enflasyonu ülke riski kadar artırmadı. Ancak MB dolaylı yoldan, gecelik faizlerle ve geç likidite penceresini kullanarak fonlama faizini artırma kararı aldı. Faizleri dolaylı artırma kararı aynı zamanda yarın faizler ne olacak? Gibi sorulara neden oldu. Belirsizlik yarattı. Piyasaları aldatmak, piyasa ile oyun ters tepti.

Dalgalı kurun altı boşaltıldı

Dalgalı kurun yaratacağı kırılganlığı önlemek için ekonomi yönetiminin ve MB 'nı elinde çok sayıda araç var. Faiz, TL arzı, Resmi rezervler, MB karşılık oranları bunlardan bazılarıdır.

Döviz rezervleri hem kur politikası, hem de iç ve dış güven açısından önemlidir.

MB açıklanan Ocak- Eylül ödemeler blançosu verilerine bakarsak, kurların artmaktan başka gideceği yer olmadığını da görebiliriz...  9 ayda cari açık 28 milyar dolara yükselmiş, doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmemiş, vatandaşlık veriyor olmamıza rağmen yabancıya yalnızca 2,9 milyar dolarlık gayrimenkul satışı olmuş, 14,9 milyar dolar portföy yatırımı çıkmış, nereden çıktığı belli olmayan 10,1 milyar dolarlık döviz çıkmış ve rezervlerde 42,6 milyar dolar azalmış. Bu tabloya kuru bırakın, can dayanmaz.

 

esfender-odeme.png

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a avans

Grup Toplantısında Genel Başkan olarak Erdoğan, piyasaların ve halkın beklentileri yönünde konuştu. Yargı güvencesi verdi. Şeffaflık vurgusu yaptı. Güven ve kredibilite sağlanacağını açıkladı. Yatırımlara destek verileceğini söyledi. Acı reçeteden de söz etti.

Bu konuşma  piyasa tarafından, üretici ve tüketici tarafından olumlu algılandı ve kendisine avans verildi. 

Bu avans ne kadar sürer? Süre bu konuşmanın arkasının gelmesine bağlıdır. Ayrıca ilk elde inandırıcı olan bu konuşmayı herkes kendine göre yorumlayacak ve inanırlarsa avans devam edecek, inanmazlarsa kur artmaya devam edecektir.

Öte yandan Merkez Bankası, piyasaya döviz sürmesinin kur üzerinde de geçici etkisi oluyor.  

Yazarın Diğer Yazıları