Mahir Ünal'ın attığı işaret fişeği

Mahir Ünal'ın attığı işaret fişeği

Ak Parti''nin Grup Başkan Vekili Mahir Ünal''ın, Cumhuriyet''i yok sayan sözleri belki de "yetti gayri" dedirtecek bir işaret fişeği. Herkes kesin hatlarla saflarını belirleyecek.

Ne söylediğini hatırlayalım: "... maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir... Bugün konuştuğumuz Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz, sadece ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz."

Türkçe üzerine tartışma, Cumhuriyet''ten çok önce başlamıştır.

Hususiyetle Genç Kelemler dergisinde, Türkçenin sadeleştirilmesi üzerine Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin ısrarla durmuştur. Sonra ayrıntılı tartışmalar Türk Yurdu dergisinde devam etmiştir.

Genel kabul gören Ömer Seyfettin''in "Yeni Lisan" manifestosu diyeceğim, metni üzerinde düşünmek gerekir.

Genç Kalemler''de büyük emeği olan Ali Canip (Yöntem) Yakın Tarihimiz''de çıkan hatıralarında, Mahir Ünal ve onunla aynı safta olanların itiraz edemeyeceği şu değerlendirmede bulunur:

"Genç Kalemler, ''Vatan, Yalnız Vatan...'' ad­lı bir broşür yayımladı. Bu broşür ''Türkler, milletlerarası te­şekküllerden, masonluktan, sosyalistlikten uzak kalmalıdır'' cümlesiyle hulâsa edilebilir."

Bu broşürü arkadaşlarıyla istişare ederek yazan kim dersiniz? Ömer Seyfettin. Yeni harflere aktardık. "Ömer Seyfettin-Türk Ülküsü" kitabımızda yer alır. (Bilge Kültür Sanat Yayınları)

Yusuf Akçura''nın Üç Tarz-ı Siyaset''ini de hatırlatacağım. İlkin 1904''ta Mısır''da çıkan "Türk" gazetesinde yayınlanmış ve büyük tartışma çıkmıştı. (Tartışmalara katılanlar Abdülhamit''in hışmına uğramamak için takma isimler kullanmışlardır. Yusuf Akçura''nın makalesi de imzasızdır.) Dergideki o tartışmalar da yeni harflere aktararak "Üç Tarz-ı Siyaset ve Tartışmalar" adıyla yayınladık. (Bilge Kültür Sanat Yayınları)

Bunları, Osmanlı zevale ererken aydınların arayışının derinliği görülsün, diye yazıyorum.

Cumhuriyet''in kuruluşu tabiî neticedir. Arızalar yok muydu? Olmaz olur mu? Tartışıla tartışıla çok partili hayata geçildi. Şimdi ise yine tek partili hayat için direniliyor. Üniversiteleri "Medreseler" çatısı altında toplamak için, derinden derine yol alınıyor. İslâmı kendilerine göre yorumlayan tarikatlar, cemaatler, dizginsiz dört nala koşuyor.

Mahir Ünal Cumhuriyet''in "lügatimiz, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok ettiğini" söylüyor.

M. Ünal, Ömer Seyfettin''in Ömer Seyfettin''in "Yeni Lisan" makalesini okudu mu? Dilimiz ve edebiyatımız için ne diyor, biliyor mu? Hatırlatayım:

"Eski Lisan: Nedir? Asla konuşulmayan, Latince ve İbranice gibi yalnız kendisiyle meşgul olanların zevki ve idrakine taalluk eden bir şey!.. Size bunun tarihini çabucak çizelim. Biz As­ya''dan garba, Anadolu''ya hicret etmişiz. Din ve edebiyatı bize Arabî ve Farisî öğretmiş. Hatta bir zamanlar resmî lisanımız Farisî olduğu gibi, bir padişahımız da Arapçayı bize umumî, millî bir lisan olmak üzere kabul ettirmeye kalkışmış. Hicretimizin ilk asırlarında Arabî ve Farisî bir­çok kelimeler lisanımıza girmiş, bunun kat''iyyen zararı yok. Lâkin edebiyat, sanat ve dolayısıyla tezeyyün [süslenme] fikri Arabî ve Farisî kaideler de getirmiş. Türkçe muvaze­nesini [dengelisini] kaybetmiş."

"Millî Edebiyatımız: Yokmuş. Hâlâ da yok. Olanlar da muharebe ve tasav­vuf tasvirlerinden, iptidaî şarkılardan ibarettir. Bu niçin? Niye bizim millî edebiyatımız yok?"

Osmanlı benim, Cumhuriyet senin... Osmanlı iyi, Cumhuriyet bizi mahvetti, tartışmaları tarihin akışına aykırı... Bitirmeliyiz.

Yazarın Diğer Yazıları