Mahvettiğimiz bir ülkenin helikopterini düşürmek...

Suriye helikopteri, güya sınırımızı 2 dakika ihlal ettiği için düşürüldü. Bundan sonrası ayrıca insanî bir felaket. Düşen helikopterin pilotlarından birinin kafası, caniler tarafından kesildi. Hem de tekbir sesleri arasında. Biz böyle bir dindar nesil mi yetiştireceğiz?
Bu gibi hadiselere ne kadar alıştık!
Biz ki kurban bayramında, kurbanın kesilmesine bakmaktan kaçınan, ayrıca hayvanı ürkütmemek için gözüne tülbent bağlayan ince medeni Müslümanlardık. Bizi de katiller sürüsü gibi duyarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
İş bununla da bitmiyor. Helikopteri düşüren uçağın pilotlarına ödül verildi.
Gezi’de adam öldüren polislere de aynı şeyleri yapmışlardı. Bilmem kaç maaş ikramiye... Kahramanlar diye sırtlarını sıvazlamışlardı.
Bizim pilotlarımız göklerin çocuklarıdır. Atatürk göklerimizi onlara emanet etmişti.  “Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar” şarkısı ne kadar heyecan vericidir. Bizim Hava Kuvvetlerimizin başka türlü olmaları lazım.

 

İslam’ın yüzünü güldürenler

Dolmabahçe’deki Bezmialem Valide Sultan Camii’nin kapılarını Gezi yaralılarına açan müezzin, imam ve herhalde bundan sorumlu sayılan müftü sürülmüş. Çünkü onlar, iktidarın yalanına iştirak etmediler.
Başbakan arada bir doğru şeyler söyler. Adeta muhalefet gibi konuşur. Gene öyle bir laf etmiş.  “Hırs, toplumları içinden çürütür”  demiş. Ne kadar doğru. İslamiyet’te nefs ile cihadın en birinci erdem olduğu bilinir. Çevremizi saran teröristlerde bunu görmüyoruz. Tam tersine akıllara zarar bir zalimlik, vahşet görüyoruz. Suriye’den Kamışlı’ya kaçan (Kamışlı’ya Rojava demekten vaz geçin) 2 kişinin anlattığı bir şey var. Terörist, adamın yanındaki kadının başına eline koyuyor ‘Allahu ekber karın artık benim’diyor ve kadını alıp gidiyormuş. Bazen geri getiriyor bazen de getirmiyormuş. Başörtüsü eylemleri yapanlar nerede? Hırslıları alkışlamakta devam ediyorlar. İşte onun için dedim, bizim Dolmabahçe Camii din adamlarımız bu kargaşada İslam’ın yüzünü güldürdüler. Sürüldüler ama Namık Kemal’in dediği gibi  “Galip sayılır bu yolda mağlup.”

 

çArşı’yı bir türlü yıldıramadılar

çArşı’nın ve Beşiktaş’ın sesini duyunca içimiz ferahlıyor. Ceza verdiler olmadı, gözaltına aldılar olmadı, tehdit ettiler olmadı, engellemeye çalıştıkça çArşı gönüllerde büyüyor.
Şimdi her zaman yaptıkları şeyi yapıyorlar. Aralarına bölücüleri sokuyorlar. Tarihimizi de oyuncak ettiler. Bölücülerin adları ’1453 Kartalları’ymış. Duyduğuma göre kartalları da Bizans kartalıymış!
Tekbirimizi de oyuncak ettiler. Kafa keserken tekbir, yolsuzluk yaparken tekbir, bölücülük yaparken tekbir, hile yaparken tekbir...
çArşı grubu onların oyununa gelmedi. Gel gel yaptıkları halde sahaya inmedi. Büyük bir faciayı önledi. çArşı’ya yiğitlik çok yakışıyor. Dolmabahçe Camii’nin din adamları için söylediğim gibi çArşı’ya da  “Galip sayılır bu yolda mağlup”  mısraıını hatırlatacağım. Güya çArşı’yı mağlup ilan ettiler. Hayır, çArşı Türk halkının gönlünde büyüdüğü gibi kendi sahasında da büyüyecektir. Bundan hiç kuşkum yok.

Yazarın Diğer Yazıları