MHP'liler kendi kendilerine bir sorsunlar...

MHP'liler kendi kendilerine bir sorsunlar...

"Ya Başkanlık olursa?.."

--------

(...)

Bilindiği gibi Türkiye'de genel başkan koltuğunu ele geçirenler Batı'daki gibi "başarısızlıklardan sonra çekilme" durumunu asla kabul etmiyor. Tam aksine giderek daha da fazla "başarısızlığı başarı gibi gösterme" konusunda hüner sahibi oluyorlar. MHP'nin seçim başarısızlıklarından sonra, hele de 7 Haziran seçimi sonrası takındığı çözümsüz tutum ve 1 Kasım seçiminde "HDP'nin de altına düşerek 4'üncü parti olmasının" ardından partide 4 genel başkan adayı ortaya çıkmış ve "genel başkan seçimli olağanüstü kurultay" istemişlerdi. 900'den fazla delege de bunu istiyordu.

Sulh Hukuk Mahkemesi bu talebi kabul etti, 21 gün içinde olağanüstü kongreye gidilmesi gerekiyordu. Bahçeli ve MHP Genel Merkezi mahkeme kararını tanımadılar, Yargıtay'a gittiler, Yargıtay da "olağanüstü kurultay kararı" verdi. MHP Genel Merkezi "10 Temmuz 2016'da hem tüzük kurultayı, hem de genel başkan seçimli kurultay yapılacağını" açıklarken Bahçeli bir yandan muhaliflerin "Cemaatçi olduğu" iddialarını öne sürmekteydi.

Bunlar muhalifleri durdurmadı, teşkilatlar arka arkaya muhaliflerin, özellikle Meral Akşener'in yanına geçmeye, MHP ise bu teşkilatların hepsini feshetmeye başladı.

Sonra 15 Temmuz'da FETÖ darbe girişimi oldu... Tek bir suçlamanın tutuklanmaya yettiği bir ortamda muhalifleri "FETÖ'cülükle suçlayarak susturmak" daha da kolaylaştı.

Başkanlık tartışmaları ve referandum, eğer "rejim değişikliği" kabul edilirse "başkan yardımcısı" olma ihtimali Bahçeli'nin 2019'a kadar yerinde kalmasını sağlayacaktır.

Bunun dışında "partisi ve diğer muhalefet partilerinin konumu ne olacak, referandum sonrası 2 parti arasındaki anlaşmalara uyulmazsa Bahçeli ne yapacak" gibi soruların cevabını ise MHP aramalıdır!

Güngör Mengi/Vatan

***

OHAL'in kalkması mı;

Daha çok beklersiniz!

--------

Başbakan Binali Yıldırım, "Olağanüstü hal hemen 2017'ye girer girmez kaldırılacak diye bir şey yok. Şimdi referandum olması halinde elbette kimseye OHAL altında seçime gidildi, referandum yapıldı gibi bir söz söyleme fırsatı vermeyiz" dedi. Oysa Cumhurbaşkanı farklı düşünüyor, bunu biliyoruz.

(...)

Hükümet, olağanüstü hal yetkilerini kullanarak sadece Fetullahçı temizliği yapmadı. İşinden atılanlar arasında çok sayıda hükümete muhalif olup da Fetullahçı olmayan var.

Hükümet, bu yetkiye dayanarak belediyelerin seçilmiş başkanlarını hapse atıp yerlerine memurları tayin edebildi.

Mülkiyet hakkının ihlal edildiği, tapunun delindiği çok örnek var.

Ve hükümet de biliyor ki olağanüstü hal bittiği gün, bu kararların çoğu geriye dönecek.

Onun için olağanüstü halin kısa zamanda kalkacağını düşünenler yanılır...

Mehmet Y. Yılmaz/ Hürriyet

***

Hoş geldin(!) kuvvetler birliği

---------

İktidar partisi sistemi değiştirmek için 12 maddelik anayasa değişikliği hazırladı..

MHP'yle pazarlığa oturdu..

Çoğu madde üzerinde mutabakat sağlandığı söyleniyor..

Cumhurbaşkanı'nın aynı zamanda parti genel başkanı olması maddesinde pürüz çıkmış..

MHP, cumhurbaşkanı partiye üye olsun ama genel başkan olmasın diyormuş..

AKP genel başkan olmasında ısrarcıymış..

(...)

 Şunu söyleyeyim, MHP'nin talep ettiği düzenlemenin mantığı yok..

Sadece parti üyesi olacaksa bağlı olduğu genel başkan da olacak..

Hem cumhurbaşkanı hem yürütmenin başı ama bağlı olduğu genel başkan var..

Genel başkanı direktif verse ne olacak?

***

Cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanı olursa da iş sakat.. Başkanlık sisteminin de ötesinde bir sistem olur..

Niye mi?

Cumhurbaşkanı adayı aynı zamanda genel başkan olduğu için partisinin milletvekili listesini belirleyecek..

Cumhurbaşkanı adayı hem kendisinin seçilmesi hem de partisinin Meclis çoğunluğunun olması için meydanlara çıkacak..

İki seçim aynı anda yapılacağı için cumhurbaşkanı adayına oy veren, partisine de oy verecek..

Cumhurbaşkanı seçilen kişi yürütmenin başı olacak..

Cumhurbaşkanı seçilen kişi genel başkan şapkasıyla partisinin Meclis çoğunluğunun da başı olacak..

Yani fiilen cumhurbaşkanı hem yürütmenin hem yasamanın başına geçecek..

Yürütmeyle yasama birleşecek..

Dahası da var..

Mesela, Anayasa Mahkemesi üyelerinin yarısını cumhurbaşkanı yarısını da Meclis atayacaksa..

Yarısını cumhurbaşkanı yürütmenin başı sıfatıyla seçecek..

Öteki yarısını da cumhurbaşkanı Meclis'te çoğunluğu sağlayan partinin genel başkanı sıfatıyla seçecek..

Hoş geldin kuvvetler birliği...

Mehmet Tezkan/ Milliyet

***

Ekmek yerine taş mı yiyeceğiz

-------

...Siyasilerin avutucu sözlerine kanmayın! Dolardaki artışın, bir süre sonra bize hayatı zindan edeceğini bilin!

Bugün çarşıda-pazarda satılan her mal, kullandığımız her âlet, mutfağımıza giren tüm ürünler dolardan etkileniyor. Benzin, doğalgaz, elektrik, ulaşım... Hepsi dolara bağlı!

Bir vakitler dünyada tarım ürünleri kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik. Şimdi ... Buğdayı, kuru soğanı, kuru fasulyeyi, lahanayı bile dışarıdan dolarla satın alıyoruz. Hayvancılığımız zaten bitti... Tarlaları, meyve bahçelerini de bozup apartmanlar diktik... Şimdi ekmek niyetine onları mı yiyeceğiz?

Rahmi Turan/ Sözcü

***

Hey gidi 15 Temmuz nelere kadirsin...

-----

Düne kadar adını silmeye çalışıyorlardı; "Atatürkçü" oldular!

------

Kimsecikler bu saatten sonra hem 'Atatürkçüyüm' deyip, hem de müstevli saraylarında el pençe divan duramayacak. Ya Mustafa Kemal ya ajanlık; yok öyle ikisi birden. Maskeler inecek!

(...)

Türkiye'yi, 'terörü destekleyen ülke' olarak uluslararası topluma jurnallemek için FETÖ'yle kurduğunuz işbirliğini, 'Atatürkçülükle' veya 'Cumhuriyetçilikle' maskeleyemeyeceksiniz.

Hülasa...

Batı putperestliğinizi, müstevli postalı yalama sevdanızı, 'Atatürk devrimciliği' diye pazarlayamayacaksınız. Geçti o günler.

Gördünüz işte; Can Dündar'ınız da 'Mustafa'sını alıp kaçtı; bu ülkede kalacak olan, Attila İlhan'ın 'Hangi Atatürk'ündeki Gazi'sidir.

Maskeli balo bitti.

(...)

Öyle papyon takmakla, mini etek giymekle, rakı içmekle 'Atatürkçü' olamazsın; 'kurtuluş savaşının' neresindesin, onu söyle sen!

Aynı şekilde...

Öyle şalvar giymekle, sakal bırakmakla, tespih çekmekle "Müslüman" olamazsın; kurtuluş savaşının neresindesin; yanında mısın karşısında mı, mesele orda.

Mesele...

Müstevlilere ve taşeronlarına karşı vatan savunmasında yerini almaktır. Dem bu demdir. Gerisi teferruattır...

Salih Tuna/ Yeni Şafak