Sedat Kaya / YENİÇAĞ

"Çok daha sevinçli ve Avrupa Şampiyonası'nı garanti eder şekilde buradan ayrılmalıydık. Birçok pozisyondan yararlanamadık. En azından berabere bitti çok şükür. 10 puanla liderliğimiz devam ediyor ama buradan böyle bir sonuçla ayrılmamamız gerekiyordu. Halkımızdan özür diliyoruz."
×××
Bu sözler Ermenistan beraberliği sonrası Futbol Federasyonu başkanı Mehmet Büyükekşi'ye ait.
Başkanın ağzından çıkanı kulağı duymuyor herhalde.
Söylediklerini tekrar tekrar okudum.
Sizler de okuyun lütfen.
Söze "Çok daha sevinçli buradan ayrılmalıydık" diye başlıyor.
Ne demek bu?
Resmen beraberliğe sevindik demek!
Yani "sevindik ama galip gelseydik çok daha sevinçli olacaktık" demek istiyor.
Pes.
Ya şu sözü.
"En azından berabere bitti çok şükür."
Bu da resmen bir itiraf.
Yani Ermenistan ile berabere kalınca şükreder duruma geldik demek.
İki defa pes.
×××
Bu federasyonun Türk Futbolu'nu getirdiği yer bu sözlerle apaçık ortada.
Ermenistan beraberliğine sevinecek, hatta şükredecek durumdayız.
Ne de olsa Fareo Adaları'na, Luxemburg'a yenildiğimiz gibi yenilmedik.
Buna da şükür.
Pes, pes, pes!
×××
Mehmet Büyükekşi sözünü "halkımızdan özür diliyoruz" diye noktalamış.
Özür dilemek bir erdemdir ama bu özür, bu yaranın kanamasını durduramaz.
Türk futbolu iyi yönetilmiyor.
Ahbap çavuş ilişkileriyle, torpille liyakatsiz isimler göreve getiriliyor.
Yahu arkadaş, geçtim tüm skandalları, ülkesinde şikeden hüküm giymiş bir futbolcuya ligimizde oynama izni veriliyor.
Niye?
Siyasi baskı geldi diye.
Bundan daha dibi var mı?
Özürmüş!
Hata bir daha yapılmayacaksa özür dilenir.
Ama sık sık tekrarlanıyorsa, o özür değil pişkinliktir.
İstifa edin.
Pardon istifa edemezsiniz, affınızı isteyin.
Bu halk Ermenistan ile berabere kaldık diye şükredecek bir halk değil.