‘Milliyetçilik’ suçlanabilir mi?!

‘Milliyetçilik’ suçlanabilir mi?!

Cumhuriyetin 100. yılı kutlanırken, “milliyetçiliğin” mahkûm edilmek istenmesi insanı düşündürmüyor mu? Savcı, bir tivitçiyi, ülkemize sığınanlar için yazdıklarından dolayı “milliyetçi paylaşımlarda bulunmak”la itham ediyor. O tivitçi şimdi tutuklu. Savcının dayanağı da TCK’nın 122. maddesi... O madde şöyle:

“TCK 122. maddesinde ırk, devlet, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefrete dayalı ayrımcılığı suçu saymıştır.”

“Nefrete dayalı ayırımcılık”tan bahsediliyor.

Gerçekten nefret duyduğu için mi o tivitçi suçlanıyor, yoksa tivitçinin “Yabancılar ülkelerine gitmeli.” mealinde yazdıklarını hükûmetin Ensarcılığına tavır görüldüğü için mi?

Tekrar hatırlatayım: Müslümanlık yeni yayılırken, Mekke’de Müslüman zulüm görünce Hz. Peygamber’in direktifiyle Medine’ye göçülmüş ve orada, Medinelilerin desteği alınmış, yer tutulmuştur. Yardım edenler de “Ensar” diye anılagelmiştir.

İslâm tarihinin ilk dönemlerin iyi bilmek gerekir. Şunun için iyi bilmek gerekir: Hükûmet “nasçı”. 22 yıldır ülkeyi yöneten her fırsatta kendisini “Kur’ân-ı Kerim’e, Hz. Peygamber’in hâl ve hareketlerine dönmekle mükellef görüyor. Aradaki sapmaları ise bir “savaş taktiği” olmalı. Faizİ nas için indirdikçe indiriliyor sonra bakıyor ülke batıyor, iktisadî kadroları bile değiştirerek faizi alabildiğine yükseltiyor.

M. Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet rejimini dârulharp (dâru’l-harb) görerek savaş hiledir, deyip “nas”ı öteye bırakmış olabilir.

(Bilgi için: “Dârülharp, klasik İslâm hukuku kaynaklarında ‘küfür yönetiminin hâkim olduğu ülke’, ‘kâfir liderin emir ve idaresinin yürürlükte olduğu ülke”. TDV İslâm Ansiklopedisi, “Dârulharp” maddesi.)

(Şimdi bahsedeceğim meseleye sonra yine geleceğim; Kısaca not edeyim: Yine nas gereği, Tevrat kaynaklı “demir Kılıççı”, “Yeşayacı” Netanyahu ve çetesine karşı Kur’ân’ı esas alan HAMAS militanlarını meşru gören ve İsrail’e fena hâlde yüklenen Reis Beyimiz, bu açık tavrından sonra bizde, köklü ekonomik değişikliklerin eksiye doğru kaymayacağını söyleyebilir mi?! 2009 Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e çıkışından sonra gide gide “ekonomik” sıkıntıya girdiğimizi düşünmemiz gerekir. Bu hâle, sanırım ilk biz, sonra “yandaşları” temas ettik. Dünyada öyle bir örgüt var ki, “Yahudi”ye tavır koyanı mimliyor. Hâlbuki Peygamber Efendimiz “Savaş hiledir.” demiştir. “Devlet” olarak İsrail aleyhine miting nasıl düzenlenebilir?! Aklınızı alıyor mu?! Halk, protesto hakkını kullanır, sokağa dökülür. O ayrı.)

Geçmişte de milliyetçilik mahkûm edilmişti. 1944 Irkçılık Turancılık Davası’na dair yayınları, 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra MHP ve Ülkücü Kuruluşlar iddianamesini bir okuyun... Milliyetçilik, dar alana sıkıştırılıp bir grubun meselesi hâline getiriliyor o grup milliyetçilik üzerinden itham ediliyor.

Hangisini hatırlatayım... Şu anda iktidara destek veren partinin adı Milliyetçi Hareket!

R. T. Erdoğan, başbakanlığı sırasında çözüm/çözülme döneminde Midyat’ta: “Bir sürecin içindeyiz. Bu süreç, bir çözüm sürecidir. Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle, Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız. Bizim milliyetçilik anlayışımızda vatanseverlik, insanseverlik var...” demişti. (17 Şubat 2013)

Kendisi, arada bir bütün Türkiye halkı için “Türk milleti” diyor.

Bu da bir harp hilesi mi?

Yazarın Diğer Yazıları