Her sabah milyonlarca insan, ter kokusunu önlemek için deodorant ve antiperspirant kullandı. Ancak bu kozmetik ürünlerin içeriğindeki bazı kimyasallar, özellikle alüminyum ve parabenler, kanser riskiyle ilişkilendirildi.
Son bilimsel araştırmalar, bu ürünlerin uzun süreli kullanımının sağlık üzerindeki etkilerini sorgularken, uzmanlar tüketicileri dikkatli olmaya çağırdı.
Peki, günlük rutinimizin bir parçası olan bu ürünler masum mu? İşte tüm detaylar...

BİLİM NE SÖYLÜYOR?
Deodorant ve antiperspirantların kanser riskiyle bağlantısı, özellikle meme kanseri üzerine yoğunlaşan araştırmalarla uzun süredir tartışıldı.
Antiperspirantların aktif bileşeni olan alüminyum tuzlarının, ter bezlerini tıkayarak terlemeyi önlediği biliniyor. Ancak bazı bilim insanları, alüminyumun cilt yoluyla emilerek meme dokusunda birikebileceğini ve östrojen benzeri etkiler oluşturarak kanser riskini artırabileceğini öne sürdü.
İsviçre’deki Fondation des Grangettes ve Oxford Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen bir çalışma, alüminyum tuzlarının meme hücrelerinde kanserojen potansiyel taşıyabileceğini gösterdi.
Çalışmayı yöneten Dr. Andre-Pascal Sappino, “Alüminyum, DNA hasarına yol açabilir ve meme kanseri gelişiminde rol oynayabilir. Bu, asbestin kanserojen etkilerine benzer bir mekanizma” dedi.
Ter kokusuna son. En basit yöntem ortaya çıktı
Bununla birlikte, bu bulgular tartışmalı. Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) ve Amerikan Kanser Derneği (ACS), alüminyum içeren antiperspirantların meme kanseri riskini artırdığına dair kesin bir kanıt olmadığını belirtti.
Yapılan bir çalışma, 813 meme kanserli kadın ile 793 sağlıklı kadını karşılaştırarak antiperspirant kullanımı ile kanser arasında bir bağlantı bulamadı.
Yayımlanan bir meta-analiz de, yedi vaka-kontrol çalışmasını inceleyerek benzer sonuçlara ulaştı. Antiperspirant veya deodorant kullanımı ile meme kanseri riski arasında anlamlı bir ilişki yok.
PARABEN TARTIŞMASI
Deodorant ve diğer kozmetik ürünlerde yaygın olarak kullanılan parabenler de endişe kaynağı.
Parabenler, ürünlerin raf ömrünü uzatmak için kullanılan koruyucular. Ancak östrojen benzeri etkileri nedeniyle meme kanseriyle ilişkilendirildi.
Journal of Applied Toxicology’de yayımlanan bir çalışma, meme tümörlerinde paraben kalıntılarına rastlandığını bildirdi, ancak bu maddelerin kansere neden olduğu kanıtlanamadı.
Reading Üniversitesi’nden Prof. Dr. Philippa Darbre, “Parabenler, meme hücrelerinde östrojen reseptörlerini uyarabilir, ancak bu etkilerin kansere dönüşüp dönüşmediği belirsiz” dedi.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), parabenlerin güvenli olduğunu ve kanserle bağlantılı olmadığını belirtse de, Avrupa Birliği bazı paraben türlerini kozmetik ürünlerde yasakladı. Dr. Darbre, “Parabenler tek başına kansere neden olmayabilir, ancak birden fazla kimyasalın birleşik etkisi, uzun vadede risk oluşturabilir” uyarısında bulundu.
FTALATLAR VE DİĞER KİMYASALLAR
Deodorantlarda kullanılan ftalatlar da tartışmanın bir parçası. Ftalatlar, kokuların kalıcılığını artırmak ve ürünün cilde tutunmasını sağlamak için kullanıldı.
Yapılan bir çalışma, meme kanserli kadınlarda DEP (dietil ftalat) seviyelerinin daha yüksek olduğunu buldu.
Boston’daki Silent Spring Enstitüsü’nden Dr. Ruthann Rudel, “Ftalatlar, hormon sistemini bozarak kanser riskini dolaylı yoldan artırabilir. Ancak bu ilişkiyi doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var” dedi.

UZMAN GÖRÜŞLERİ VE ÖNERİLER
Uzmanlar, kozmetik ürünlerin potansiyel riskleri konusunda fikir birliğine varmış değil. Ancak, önlem almak isteyen tüketiciler için öneriler sundu.
Henry Ford Sağlık’tan Dr. Sana Zuberi, “Alüminyum ve paraben içermeyen doğal deodorantlar, riskten kaçınmak isteyenler için iyi bir alternatif. Ayrıca, genel kanser riskini azaltmak için sigarayı bırakmak, sağlıklı kiloyu korumak ve düzenli egzersiz yapmak çok daha etkili” dedi.
Cleveland Clinic’ten Dr. Chirag Shah ise, “Mevcut veriler, deodorantların kansere neden olduğunu göstermiyor. Ancak mamografi öncesi alüminyum içeren ürünlerden kaçınılmalı, çünkü bu maddeler görüntüde yanıltıcı sonuçlara yol açabilir” uyarısında bulundu.
Koltuk altındaki ter kokusunu defeden yöntem ortaya çıktı. Artık herkes yanınızdan kaçmayacak
TÜKETİCİLERE TAVSİYELER
Uzmanlar, kozmetik ürünlerin potansiyel risklerini en aza indirmek için şu önerilerde bulundu:
Etiketleri Okuyun: Alüminyum, paraben ve ftalat içermeyen ürünleri tercih edin. “Paraben-free” veya “aluminum-free” ibareli deodorantlar yaygın olarak bulunuyor.
Doğal Alternatifleri Deneyin: Bitkisel yağlar (limon, lavanta) içeren doğal deodorantlar, kimyasal yükü azaltabilir.
Uygulama Şekline Dikkat Edin: Tıraş sonrası deodorant kullanımından kaçının, çünkü mikro kesikler kimyasalların emilimini artırabilir.
Genel Sağlığa Odaklanın: Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve alkol tüketimini sınırlamak, kanser riskini azaltmada daha etkili.
Ter kokusunu önlemek için kullanılan kozmetik ürünler, günlük hayatın vazgeçilmezi olsa da, içerdikleri kimyasallar kanser riski tartışmalarını körükledi.
Bilimsel çalışmalar, alüminyum ve parabenlerin meme kanseriyle bağlantısını net bir şekilde kanıtlayamasa da, bazı uzmanlar uzun vadeli etkilerden endişe duyurdu.