Nüfus politikası nedir, ne değildir?

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), 1989 da  Dünya nüfusunun 5 milyara ulaştığı gün olan 11 Temmuzu ''Dünya Nüfus Günü '' olarak ilan etmiştir. 

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, insanların, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, daha iyi yaşam standartlarına sahip olmaları için gerekli olan bilgi, deneyim ve kaynakları sağlamak amacıyla kurulmuştur.

2019 da, Dünya nüfusu 7 milyar 750 milyona ulaşmış durumdadır. Son iki yüzyılda nüfus artışı hızlandı. 18 asrın sonuna kadar Dünya nüfusu 1 milyarın altında idi.

· 1882 yılında 1 milyar,

· 1927 yılında 2 milyar,

· 1961 yılında 3 milyar,

· 1971 yılında 4 milyar,

· 1987 yılında 5 milyar,

· 1999 yılında 6 milyar,

· 2011 yılında 7 milyar oldu.

· 2019 da 7,750 milyardır. 

· 2050 yılında 12 milyar olacaktır.

Nüfusun bu kadar hızlı artması, Dünya nüfus politikasının öne çıkmasına neden oldu.

Nüfus politikası, nüfusun büyüklüğünü, yerleşim alanlarını, çalışma alanlarını ve çalışma süresini, nüfus yapısını (kompozisyon) belirleyen politikadır.

Nüfus artış hızı fert başına GSYH'nin büyüklüğünü etkiliyor. Artan GSYH daha fazla veya daha az nüfusa bölünüyor. Ancak, işgücü açığı olan ülkelerde nüfus artışı bu açığı kapayacağı için GSYH'de nüfus artış hızından daha yüksek büyüme sağlanabilir.

İktisadi kalkınma hedefi için, iktisadi planlama yanında sosyal planlama da gerekir. Bunun için her ülke optimal bir nüfus miktarı ve yapısını hedefler. Şimdi gelişmiş batı ülkeleri nüfus artışını teşvik ederken, nüfusu fazla Çin gibi ülkeler, nüfus planlaması yapıyor.

Çağımızda nüfus konusunda genel tablo, gelişmiş ülkelerde yaşlanan ve azalan bir nüfus, gelişmekte olan ülkelerde genç ve artan bir nüfus şeklindeki tablodur.

Dünya Bankası, 2012 yılı nüfus artış hızına göre ülkeler listesinde, gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızı birkaç istisna dışında, yüzde birin altındadır. Nüfus artış hızı yüzde 1.5'in üstünde olan ülkelerin tamamı gelişmekte olan ülkelerdir. Bunlar içinde de en yüksek nüfus artış hızı İslam ülkelerindedir. Söz gelimi Umman yüzde 9.13, Katar yüzde 7.05, Kuveyt yüzde 3.95, Nijer 3.84, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 3.10'dur. Bunun nedeni, dini nedenlerle kürtaj yasakları ve nüfus planlamasının hoş görülmemesidir.

Öte yandan Dünya'da yoksul nüfus oranı, Doğu Asya ve Pasifik'te hızla düşerken, Avrupa ve Orta Asya'da aynı kaldı. Bu sonuç bu bölgelerde önceki yıllarda da yoksul nüfusun daha düşük olmasından ileri geliyor.

Dünyada yoksul nüfusun en fazla olduğu bölgeler artan bir oranda sahra altı Afrika'da ve sonra Güney Asya'dadır.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'de doğurganlık hızı en yüksek illerimiz Güneydoğu illeridir.

Türkiye'de 1963 yılına kadar nüfus planlaması yapılmamıştır. 1923 ile 1960 arasında, önce birinci ve ikinci dünya savaşları erkek nüfusa ihtiyaç göstermiştir. Sonra siyasi ve askeri güç sağlamak, tarımda işgücü elde etmek için nüfus artışı  istenmiştir. Bu nedenle, doğum evleri kurulmuş, altı ve daha fazla çocuklu aileler para ile ödüllendirilmiş, çok çocuklu ailelere vergi muafiyeti getirilmiş, göçmenlere düşük faizli kredi verilmiş, doğum kontrol ilaçları ve kürtaj yasaklanmıştır.

1963'te başlayan planlı dönemle birlikte, nüfus planlaması aile planlaması yapılmıştır. 2000'li yıllarda bu politikadan vazgeçilmiştir. Açıklanmayan ve bilinen gerekçe, nüfusun etnik yapısının, belirli etnik guruplar lehine bozulmasını önlemektir.

Türkiye, genç  ve dinamik bir nüfusa sahiptir. Ne var ki kalkınma için gerekli olmakla birlikte ve yeterli olması için çağdaş eğitimin önü açılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları