“Modern demokrasilerde, halk, devleti yönetmek, yürütme gücünü kullanmak üzere vekil seçtiği kişilerin, bu gücü kamu yararına kullanacağını, kişisel kazanç peşinde olmayacağını varsayar” diyen Yıldırım, yolsuzluğun, kamu yararı adına kullanılması için verilen gücün kişisel yarar için kullanılmasının demokrasi anlayışı ile çeliştiğine dikkat çekti. Yıldırım, şöyle devam etti: “17 ve 25 Aralık yolsuzluk iddiaları toplumun bakışını tamamen değiştirmiştir. Yolsuzluk algısındaki artış, Türkiye’nin ülke riskini yükselttiği için Türkiye’de yatırım yapacak yerli veya yabancı şirketlerin kararlarını doğrudan etkileyecektir. AKP iktidarları döneminde hükümet eliyle kamu ihale mevzuatına doğrudan ve dolaylı tam 164 defa müdahale edilmiş, yolsuzluk sistematik hale getirilmiştir. Yolsuzlukla mücadelede atılan bazı adımlar, hem uluslararası raporlara hem de yolsuzluk endekslerine yansımaya başlamışken 2011’den sonra göstergeler tam tersine dönmüştür.”
