ATATÜRK’ÜN MANİSA’YI ZİYARETİ

ATATÜRK’ÜN MANİSA’YI ZİYARETİ
ATATÜRK’ÜN MANİSA’YI ZİYARETİ

Bir hanım ’yanık yurdun hanımları namına hoş geldiniz’ diye karşıladı

Bir hanım ’yanık yurdun hanımları namına hoş geldiniz’ diye karşıladı

Anadolu Ajansı 10 Ekim 1925’de şu habere yer vermiştir. “Manisa, Gazi Paşa hazretlerinin teşriflerine intizaren vilayet hududundan itibaren güzergâhtaki halk köyleri süslemektedir. Manisa cuş-u huruş içindedir. Belediye fevkalâde hazırlıklarına devam ediyor. Paşa hazretleri öğle yemeğini Akhisar’da yiyeceklerdir. Akşam Manisa’da şereflerine verilecek ziyafette bulunacaklar ve ertesi günü İzmir’i teşrif buyuracaklardır.”
Heyecanla beklenen tren, Gazi ve beraberinde Ali Said, Fahreddin ve Ali Hikmet Paşalarla milletvekilleri olduğu halde 10 Ekim 1925 günü Manisa’ya gelmiştir. Gazi ve beraberindekileri vilayet, belediye, fırka kumanda heyeti, Türk Ocağı, Halk Fırkası temsilcileri karşıladılar. İstasyondan belediye binasına kadar yerlere serilen halılar üzerinden yürüyerek gelmişlerdir. Yol boyunca yolun iki tarafında kendisine karşı sevgi gösterilerinde bulunan halkı şapkasıyla selamlayarak askerlere “Merhaba”, demiş halka da, “Nasılsınız? İyi misiniz?” diyerek hatırlarını sormuştur. Kendisine çiçekler ve konfetiler serpilen Paşa için kurulan birinci takın önünde kurbanlar kesilirken bir hanım öne çıkarak; “Ey Ulu Gazi! Bu yanık yurdun hanımları nâmına hoş geldiniz der, yüksek saygılarımı sunarım” demiştir.
Yol boyunca çeşitli kuruluş ve belediyeler adına Gazi’ye buketler takdim edilmiştir. Belediye önünde Naci Paşa tarafından karşılanan Mustafa Kemal Paşa, beş dakika dinlendikten sonra heyetleri kabul ederek hepsiyle teker teker ilgilenmiştir. Daha sonra balkona çıkarak beklemekte olan halkı selamlamıştır. Gece de, Gazi şerefine 100 kişilik bir yemek verilmiştir. Yemekte Belediye Başkanı Bahri Sarıtepe aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
 “Ulu Gazi! Büyük Dâhi!
Manisa’nın ebedî minnet ve şükranlarını arzeylerim. Manisa senelerce zulüm ve imhanın envaını görmüş, nihayet büsbütün yanmış iken senin emr-ü kumandanla, senin büyük dehanla bir mucize gibi kurtulmuştur. Bu mucizeye Manisa daima hürmet edecektir. Manisa yeni hayata girerken hep senin emirlerini, irşâdlarını bütün dikkatiyle takip edecek, onların tamamen tatbikine çalışacaktır. Bu yeni memleket eskiliklerden, hurafelerden, köhne ve batıl itikattan ve temayülattan uzak, yeni, asrî ve medenî bir memleket olacaktır. Bir zamanlar müessesât-ı atikasının ınebzuliveti ile maruf olan Manisa bundan sonra müessesât-ı medenî ile süslenecektir. Fakat bütün bunları mübeccel ve muhterem Gazisinin emr-i irşadlarına medyunuz. Bir zamanlar bize ’siz kurtulacaksınız.’diye emir ve irade buyurdunuz. Derhal köhne temayülattan sıyrıldık. Asrın, medeniyetin yollarına düştük. Bizim daima rehberimiz sen olacaksın ulu Gazi! Çünkü halkımız bir defa görmüştür ki, senin çizeceğin yol hayat ve necat(kurtuluş) yoludur. İstiklâl yoludur, medeniyet yoludur, irfan yoludur. Senin emrinle istiklâle kavuşan halkımız yine senin emrinle hayat ve medeniyet yolunda yürüyecektir. Bizi bu yoldan hiçbir zaman, hiç bir vakit, hiç bir endişe çeviremeyecektir. Buna emin ol Ulu Gazi, büyük dâhi, ebedî minnet ve şükranlarımızı lütfen kabul et büyük münci!” (Devam edecek)