Obama Erdoğan’a mektup sonrası telefon etti

Geçen haftadan bu yana bir bağlantıyı çözmeye çalışıyoruz. Çalışıyoruz dedim ya, anlayacağınız tekil değilim, Washington’daki, az sayıda bağımsız bağlantısız gazeteci arkadaşla, kafa patlatıp kaynaklarımızı zorluyoruz. Zira bulacağımız bu son günlerdeki bağlantı ve mesajlaşmanın gerçek anlamı ve şifreleri çözüldüğünde, iş başındaki hükümetin, bence gidiş tarihi ve şekli de belli olacak. 
Sözünü ettiğim konu, hatırlarsanız, geçen hafta ABD Başkanı Obama’ya, 80 kadar eski ve yeni yetkili ve bilim adamı, Türkiye ve Erdoğan konusunda, uyarıcı bir mektup yazmıştı. Benim tespit edebildiğim kadarıyla da, Türkiye’de gençler öldürülüp, basın katledilir, özgürlükler yok edilir ve subaylar tutsak alınırken sessiz kalan Obama, aniden nasıl bir panik içine girdiyse, bu mektubun ardından aylardır aramadığı Erdoğan’a telefon ederek hukuku hatırlattı. Belki o da biliyordu bir şeylerin ters gittiğini, ama anlaşılan bazı şeylerin harekete geçmesi için bir tetiklemeye ihtiyaç duydu. 
İşin ilginç tarafı, bu mektuba imza koyanların arasında yer alan isimler. Mesela bunların başında yer alan emekli büyükelçi Abramowitz, Erdoğan’ın seçilmesinde yani belediye başkanıyken belirlenip parti kurdurulmasında en önemli rolü oynayan kişi. Abramowitz, Türkiye’ye gönderilmeden önce Güneydoğu Asya’da bazı ülkelerde Amerika yanlısı askeri darbeleri organize eden kişiydi. Aynı Abramowitz bir dönem de AKP’ye ve Başbakana danışmanlık yapmıştı. Ne oldu da bu arkadaşı bir şeyler paniğe sürükledi bilmiyorum? 
Aynı şekilde, Obama’yı Erdoğan konusunda uyaranlar arasında çok sayıda eski Beyaz Saray yetkilisi görevli var. Bunlar yıllarca, Erdoğan Cumhuriyetimizi başımıza geçirirken, seslerini çıkarmadılar da, aniden kafalarına tuğla düştü herhalde ayıktılar. Benim araştırmalarım, bu konuda beni birkaç noktaya götürdü. 
Bir kere bu mektubun hazırlanmasında yüzde yüz değilse de en az yüzde 15-20 Erdoğan’ın tepiştiği paralelciler var. Yani tarikatın bu işe parmak attığı en azından destek verdiği kokusu geliyor. Yanlış anlamayın bu tür bir taşı tek başına kaldırmaya onların da gücü yetmez. Bu mektuba katkıda Musevi lobisinin de dâhil olduğuna dair izler var. 
Mektupta, Demokratlar var, Cumhuriyetçiler var. Sağcılar var, solcular var. Ve hatta aralarında genel tavrın aksine, Türkiye’ye dost olarak bilinen isimler de bulunuyor. Zira genelde buradan Türkiye aleyhine mektuba, Rum, Ermeni ve Kürt kardeşlerimiz hiç kaçırmaz hemen destek verirler. Ama bu kez bu mektupta onlar ve onların lobileri yok. Belli ki durum çok ciddi. 
Son günlerde dünyadaki olaylara baktığınızda, ABD ve Batılı dostlarının istediği yerde, istediği her şeyi rahatlıkla manipüle ettiğini görüyoruz. İşte Venezuela. İşte Ukrayna. Her iki ülkede halklar, başka blokların çıkarları için dövüşüyor. Bence demokrasiyi parça parça ortadan kaldıran Erdoğan yönetimi, demokrasi yoluyla da iktidardan uzaklaştırılma şansını kaybediyor. Hiçbir diktatörü polis koruyamamış veya sandalyesinde oturmasını sağlayamamıştır. Dünya siyasi tarihi, bunlarla dolu. Bizimki de ne kadar polis gücüne güvense de bir gün yalnız başına kaldığını fark edecektir. 
Ben havada başka kokular alıyorum. Halka bu kadar baskı yapanların, başka baskıcı yönetimleri suçlama şansı da kalmadığını bilirim. Hele hele, yolsuzluk. Bu işi hiç bilmeyenler darbeci veya bu tür olayların generaller tarafından yapıldığını sanırlar, ama nedense kazın ayağı öyle değildir. Geleneksel olarak generaller bu tür işlere sonradan dâhil olurlar. 
Bu sene yazın kuraklık nedeniyle artık ithal ettiğimiz veya edeceğimiz domates ve öteki zerzevatla birlikte geleceğimize aldırmadan mangal yapar, karpuz keser memleketi kurtarırız olur biter. Bu yaz yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi de önemli değil, ortada bir Cumhuriyet olmadığı için başına kim geçmiş ne gam. 
Hafta içindeki Amerikan gazeteleri en azından Çankaya’daki zatın da maskesini düşürdü. Hem İnternet yasasına verdiği onay hem de HSYK konusundaki tutumu nedeniyle Tayyip Erdoğan’dan bir farkı olmadığını yazdı. Tabii elin gâvuru yazdı, anladı da bizim siyasiler ve sazan halkım hâlâ anlayamadı. Hâlâ Çankaya’dan çözüm bekleyen seslenişlerde bulunuyorlar. O da sizleri dinleyip şikâyetlerinizi inceliyor ve kendisini atayanların doğrultusunda onaylayıp görevini yapıyor.

Yazarın Diğer Yazıları