Suç örgütlerinin kökü nasıl kazınır?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son 10 ayda düzenlenen operasyonlarda 454 organize suç örgütünün çökertildiğini, yakalanan şüphelilerden 3 bin 58’inin tutuklandığını açıkladı.
Elbette önemli bir başarıdır bu.
Ama yetmez!
“Ülkemizde neden durmadan organize suç örgütleri türüyor? Bunları önlemek için nasıl bir yol izlenmeli” sorusuna da doğru yanıtlar verip gereğini yerine getirmek gerekir.
Aksi takdirde “Sarallar”ın yerine “Marallar” çıkar ortaya.
“Çapanlar’ın defteri dürüldü” diye düşünürken “Mapanlar”ın yasa dışı eylemleriyle yüz yüze gelinir.
“Daltonlar bitti” derken “Maltonlar” kurulur.
“Çirkinler’in tepesine çöküldü” haberinin sevinci yaşanırken “Yakışıklılar” sahne alır.
“Odacılar” tutuklanırken “Hademeler”le karşı karşıya kalınır.
“Şirinler örgütünün üyeleri etkisiz hale getirildi” haberlerinden bir süre sonra “Çok Şirinler”in eylemleri yayımlanmaya başlanır medyada.
...
Bana kalırsa organize suç örgütleriyle etkili mücadele için şu adımların atılması gerekir:
- Organize suç örgütü kurmanın son derece kolay olduğu bir ülke olduk. İnternet üzerinden alınacak silahlar, uzun beyaz atkılar ve siyah gözlükler yeter de artar bile bu iş için. Ruhsatsız silah satmanın, satın almanın ve bulundurmanın karşılığı ağır hapis cezaları olmalıdır.
- Tüm aramalarına karşın iş bulamayanların bir kısmı belli bir noktadan sonra yasa dışı yollara yöneliyor, kimi hırsız, kimi dolandırıcı, kimi yankesici, kimi çete ve mafya yani organize suç örgütü mensubu oluyor. Yapılacak yatırımlarla işsiz sayısı makul bir noktaya çekilmelidir.
- Ödenmeyen çek ve senetlerinin tahsilatını mahkemeler yoluyla yapmak istediklerinde yıllarca uğraşmak zorunda kalanlar, alacaklarının yarısını bir organize suç örgütüne vermek koşuluyla birkaç günde işlerini halledebiliyor. Bu nedenle diğer davaların yanı sıra alacak-verecek davaları da kısa sürede, hatta birkaç ay içinde sonuçlandırılmalıdır.
- Çok izlenen bazı televizyon dizilerinde organize suç örgütü üyelerinin güçlü, zengin yardımsever ve romantik insanlar gibi gösterilmesi, adeta karakter abidesi olarak tanıtılması toplumda organize suç örgütlerine yönelik bir sempati dalgası yaratıyor, onların yasa dışı, kanlı, ürkütücü yanları göz ardı ediliyor. Bu tablonun aynı şekilde devam etmemesi gerekir. Diğer yandan televizyonda insanların sigara içerken gösterilmesi yasaktır ama silahla gösterilmesi, çatışması, adam öldürmesinin gösterilmesi serbesttir. Bu çelişki üzerinde de durulmalıdır.
- Kaçakçılığın bölücü örgütün ek işi olduğu bilinmelidir. Bölücü örgüt ihtiyaç duyduğu parasal kaynağı elde etmek için her türlü yasa dışı işe soyunuyor, özellikle uyuşturucu ticareti ile silah ve sigara kaçakçılığı konularında etkili oluyor. Bu alanlarda yapılacak mücadelenin aynı zamanda bölücü terörü önlemenin de bir gereği olduğu unutulmamalıdır.
- Milyonlarca düzensiz göçmen yetmezmiş gibi ülkemize komşu ülkelerden her yıl binlerce yeni düzensiz göçmen girişi oluyor. Bu kişileri getirenlerin de organize suç örgütleri olduğu bilinmeli, önlemler buna göre alınmalıdır.
-Ülkemizdeki düzensiz göçmenlerin organize suç örgütleri kurdukları ya da mevcut örgütlere girdiklerine ilişkin haberlerle medyada sık sık karşılaşıyoruz. Düzensiz göçmenlerin ülkelerine dönmelerini sağlama yolunda daha etkin olunmalıdır. Söz konusu kişilerden öncelikle bekâr ve işsiz olanlar gönderilmelidir.
- Yasa dışı işler çevirenler yakalanıp cezaevine konulduklarında fazla kalmıyorlar, çıkarılan aflarla özgürlüklerine kavuşup yeniden eski işlerini yapmaya başlıyorlar. Bundan sonra kesinlikle af çıkarılmamalı, suç işleyenler aldıkları cezayı son gününe kadar cezaevlerinde geçirmek zorunda bırakılmalıdır. Cezaevlerinin yıllarca hiçbir şey yapmadan kalınan yerler olmaktan kurtarılması, giren herkesin dışarıda geçimini rahatça sürdürebileceği geçerli bir meslek kazandıktan sonra tahliye olması da sağlanmalıdır.