MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
O şehide bir sorsana hoca; hakkını helal ediyor mu sana!

(...) O generaller, o milletvekilleri, o aydınlar, o yazarlar, o çizerler, o yargıç, o savcı...

Tetikçi gibi kullanılıp yiğitlerin ocağı ordu aşağılanıp bitirildiğinde katkısı olanlar da, şehide haklarını helal ettiler!..
(...) 13 senedir Atatürk Cumhuriyeti yıkılıyor...
13 senedir çağdaş Türkiye giderek karanlığa gömülüyor...
13 senedir sinmiş o bilim adamlarına, akademisyenlere, bürokratlara, memurlara, patronlara, işçilere, esnafa, köylülere sordular:
"Şehide hakkınızı helal ediyor musunuz?.."
"Helal olsun" dediler...
İnsan sıkılır...
(...) Bir milletsin ki, sana Türkiye'yi veren Atatürk'ü sattın mübarek...
(...) O bayrağa sarılı şehide sorsana ya hoca:
"Hakkını bu millete helal ediyor musun?.."


Bekir Coşkun / Sözcü
 

 

*

 


Davutoğlu "CHP, MHP ve HDP'nin adaylarını ben seçeceğim" diyor. 
Bırakın seçsin!
Malum AKP'deki adayları kendisi seçemiyor! 

Akif Kökçe / Milliyet (Açık Pencere)

 

*


Kabeleri "piyasa"
 
Küresel propaganda bültenlerinin tıpkı basımı ekonomi sayfaları ABD'yi melek Çin'i şeytan yaptı!
----
(...) Cumhuriyet gazetesinin ekonomi sayfasının başlığını okuyunca aklıma bu soru geldi.
Cumhuriyet, küresel ekonomiyi sarsan "kara pazartesi" haberini şu başlıkla verdi:
"Çin İşkencesi"
(...) Hürriyet gazetesi küresel çöküşü "Çin Şişeden Çıktı" diye yorumlatıp, tüm umudun ABD olduğunu yazdı...
(...) Çin "kötü adam" ve ABD dünyayı kurtaran "iyi adam" idi!..
(...) Küresel sermaye gerçeklerin üzerini -medyayı kullanarak- algı operasyonlarıyla/manipülasyonla kapatıyor; yalan üzerine bilinç yaratıyor.
(...)  Küresel krizin temelinde, finansal kapitalizmin işleyiş mekanizmasının özünü oluşturan -Londra'dan Zürih'e uzanan- "vergi cennetleri" off shore merkezler olduğuna dair bir tek haber okudunuz mu?
Okuyamazsınız!..
Göremezsiniz!..
Duyamazsınız!..
(...) Sadece Zürih-Bern değil...
2013 yılında tüm "vergi cennetlerinde" tutulan özel kişilere ait servet tutarı; 5 trilyon 800 milyar Euro'dur.
(...) Bu paralar bankalarda uyumuyor, büyük çoğunluğu uluslararası finans piyasalarını istediği gibi yönlendiriyor! ABD'deki 100 dolar banknotların yaklaşık yüzde 70'inin ülke sınırları dışında bulunduğunu biliyor musunuz?
Küresel krizden bahsedenlerin "vergi cennetlerini" dize getirmekten söz ettiğini hiç duydunuz mu? 
(...) Dünya üzerinde işlem gören Lüksemburg menşeili yatırım fonlarının toplam miktarı -2013 yılı başı itibarıyla- 2 trilyon 200 milyar Euro'dur.
Avrupa'nın göbeğinde vergi cennetleri harıl harıl vergi kaçırır; AB seyreder. (Sonra da gelip bizim kokorecimize laf ederler!)
Bu ekonomi çarkı sürer gider.
Dünya üretiminin merkezi Çin kötülenirken, Lüksemburg dükalığının büyük hırsızlığını kimse görmez/göstermez. Ve hep...
Haber kanalı spikeri üzüntülü yüz ifadesiyle söyler durur:
Borsa erozyona uğradı...
Dolar'ın ateşi çıktı...
Euro dalgalı...
Türk Lirası çakıldı...
Sonuçta...
Borsa-döviz tapılacak putlara dönüştürülür.
Piyasalar kutsal kabe muamelesi görür.
Oysa...
Bunlar sadece kağıttır. Hepsi bu.
Hepsi işin özünde algı operasyonudur/bir göstermeme/düşündürmeme halidir.
Bakmak için algı yeterlidir; görmek için bilim gerekir!..

Soner Yalçın / Sözcü
 

 

*

 

Lafın kısası...
 
(...) Bu seçim Saray'ın seçimi. Bu seçim rejimin adını koyma seçimi..
Cumhurbaşkanı ya 2019'a kadar ülkeyi başkan gibi yönetecek..
Ya da mecburen bir adım geri atacak.. Seçmenin rejimi değiştirmek istemediğini kabul edecek..

Mehmet Tezkan / Milliyet

 

*

 


Davutoğlu seçmene ne diyecek?
 
7 Haziran gecesi, seçimin ilk sonuçları belli olduğunda "Erken seçimi zorlamak isteyecektir" başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazıyı aynen tekrarlıyorum, çünkü yazının sonunda sorduğum sorunun yanıtını hâlâ merak ediyorum. Yazı şöyleydi: 
"Normal bir ülkede yaşıyor olsaydık, AKP, bir önceki seçime göre milletvekili ve oy kaybetmiş de olsa, bu seçimin galibi sayılırdı. Seçmenin daha büyük çoğunluğunun teveccühünü kazandı, birinci parti oldu ama sorun şu ki tek başına bir hükümet kurabilecek çoğunluğa da ulaşamadı. Normal bir demokraside, böyle durumlarda koalisyon ya da azınlık hükümeti kurulur. Uzlaşmak iyidir, seçmen de zaten böyle bir şeyi bekliyor. Ama AKP açısından 'uzlaşma'ya engel bir figür var, o da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Çünkü o biliyor ki bir koalisyon hükümetinde artık eskisi gibi 'İcranın başı benim' deme olanağına sahip olamayacak. Anayasal sınırları içine çekilmek zorunda kalacak. 
Bu durumda Cumhurbaşkanı, hükümetin kurulmamasını ve bir erken seçime gidilmesini zorlayabilir. Çünkü karakteri icabı, böyle bir yenilgiyi kabullenmesi mümkün değil. 
Eğer böyle bir zorlama içine girip bir hükümetin kurulmasını önleyecek şekilde davranacak olursa (...) Siyasi falcılık yapmak her zaman yanıltıcı olabilir ama o vakit AKP'nin seçmenin karşısına çıkıp 'Beni birinci parti yaptınız ama ben hükümeti kuramadım, kusura bakmayın' sözlerini nasıl söyleyebileceğini ve halkın buna nasıl tepki vereceğini gerçekten merak ediyorum." 

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

 

*

 


Allah affeder; doğa affetmez
 

(...) Bir başka feryat da Artvin'den geliyor. 5 yaşındaki oğlunu kaybeden baba, adeta kendini de kaybetmiş feryat ediyor. Oğlunu sel felaketinin değil, ihmalin öldürdüğünü haykırıyor. 
Aniden başlayan şiddetli yağmurlar büyük kentlerin de kâbusu... Geçen hafta Ankara'da yağmur kente deniz getirirken, cadde kenarlarındaki dev panolarda Melih Gökçek'in Ankara'nın ne kadar büyüdüğünü anlatan duyuruları vardı! 
Ne yazık ki sık sık yeri geliyor ve biz hep şu sözü anımsatıyoruz; Allah affeder, doğa affetmez!
Doğa, kendinden haksız yere aldığın her şeyi geri ister. Başta Artvin olmak üzere Karadeniz'in pek çok bölgesinde Türkiye'yi "büyütme" uğruna doğanın dengesini bozacak adımlar atılıyor. 
Doğa, Artvin'de kendisiyle şaka olmayacağını bir kez daha gösterdi. 
Bir ülke için en büyük felaket, geliyorum diyen felaketleri görmeyip önlem almayan yönetimlerdir.

Mustafa Balbay / Cumhuriyet
 

 

*

 


GÜNÜN SORUSU

Hakkari Valiliği Şemdinli, Çukurca, Yüksekova'dan sonra ilin içinde de "özel güvenlik bölgesi" yani sıkıyönetim ilan edildiğini duyuruyor. Dünyadan uyarılar geliyor.
Sizce seçim zamanı mıdır?

Güngör Mengi / Vatan

 

*


En "dinci" yandaş itiraf etti:
 
Oligarşiyi fetvayla meşrulaştırıyorlar
 
Milletvekili, belediye, teşkilat, iş adamı arasında bir kumpas kurup oligarşik bir yapı oluşturuyorlar. Bütün partilerde bu durum böyle... Bizimkiler aralarına emekli müftü, hacı hoca takımından, tarikatlardan birini de alıyorlar, onlar da bu işin fetvasını veriyor... Böylece dini açıdan vicdani bir baskıdan kurtulmuş oluyorlar...


Abdurrahman Dilipak / Yeni Akit

 

*

 

3-057.jpg

 

Ercan Akyol Milliyet