Para basmak çözüm değil

    Bundan sonra iktidarda AKP var demek yerine cumhurbaşkanı hükûmeti var diyeceğiz. Çünkü ülkeyi yeni rejime göre a'dan z'ye her konuda Erdoğan yönetecek...

     Bugün yaşadığımız iç ve dış sorunlar 2019'da yani cumhurbaşkanı hükümetinin fiilen göreve başladığı andan itibaren ortadan kaldırılabilir mi; şimdiden evet demek mümkün değildir. Zira AKP iktidarı 15 yılda bütün sorunları kemikleştirdi, hepsini milletin sırtına yükledi, çözüm yollarını izlediği yanlış politikalarla tıkadı...

     O nedenle cumhurbaşkanı hükûmeti iktidarını zorluklarla dolu yıllar bekliyor...

     * * *

     Ekonomi, tahmin ve tasavvur edilemeyecek kadar bozuk, piyasalar hüngür hüngür...

     Büyük sanayi sahipleri, yatırımcılar, KOBİ'ler, esnaf, nakit sıkıntısı çekiyor. Piyasalarda para sirkülasyonu yok... Bazılarına göre parasal genişleme yaratmak için değişik çareler var. İktidar ise ekonomiyi canlandırmak ve sıkıntılardan arındırmak için parasal genişlemeyi çare gibi görüyor...

     Peki parasal genişleme nasıl sağlanacak?

     Onun çaresi de para basmak...

     Oysa 1994'te bu yolla ülkeyi paraya boğmak yasaklandı. Çünkü para basmak beraberinde yeni sorunlar getiriyor, biri de yüksek enflasyon...

     Yapılacak şey bankaları parasal rahatlamaya kavuşturmak ve bu yolla para darlığını ortadan kaldırmak.

     Bankaların, kredilerin geri dönüşü sürecini sıkıntısız geçirmeleri için teminata bırakılan ellerindeki menkul kıymetleri MB'ye aktarmaları da düşünülebilir. Uzmanlar o takdirde enflasyonun yükselmesi ihtimali da olmaz diyor...

     Düşündürücü ve mutlaka çözülmesi gereken bir konu... Ötesi bilgimi aşacağı için nokta koyuyorum.

 

Yurttaş sığınmacılardan illallah etti

------------------------------ ----------------

     İstanbul'da gece yarısı yaşanan ve bir gencin bıçaklanarak öldürülmesi olayı, ülkemizdeki sığınmacıların ne denli küstah ve canavar ruhlu olduklarını gösteriyor...

     Sultangazi'de kirası ucuz evlerde topluca kalan Suriyeliler ve Afganistanlılar, mahallenin kızlarını tacize kalkınca olanlar olmuş, durumu fark eden gençlerle sığınmacılar kapışmış...

     Tekme tokat başlayan kavga daha sonra bıçaklı kavgaya dönüşmüş, bir genç bıçaklanmış, birçok genç yaralanmış. Yaralanan genç hayatını kaybetmiş..

     Çağrılan polis kavgaya karışan sığınmacıları toplu halde mahallenin dışına çıkarmış...

     * * *

     Sultangazi'de dünden beri mahalle halkı ayakta, sığınmacıları protesto ediyor ve hepsinin hakkında kovuşturma yapılmasını istiyor.

    Bu soruna çare bulmak lazım. Suriyeliler, Afganistanlılar ve değişik ülkelerden gelen Afrikalılar ülkemizi ayak yoluna çevirdi. Şu ya da bu yolla geliyorlar ama rahat durmuyorlar. Her türlü pis ve kıllı gıcık işe bulaşıyor, yurttaşlarımızın mal ve can güvenliğini tehdit ediyorlar...

    İktidar da hâlâ sığınmacıları yurttaş yaparak sorunların çözüleceği kafasında... Bunları yurttaş yapmak insanlarımız için büyük tehlike değil mi...  O zaman daha fazla azmazlar mı...

    Sığınmacı tasallutundan kurtulmanın tek yolu var, gelenleri geldikleri yerlere postalamak.. 

 

Tantan'a kulak vermek

------------------------------

    Dikkatimizden kaçmıştır diye düşündüğüm için Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan'ın yaptığı önemli konuşmasının bir bölümünü nakletmek istiyorum.

    Tantan diyor ki:

    -Bir şekilde iktidar gücüyle ele geçirilen evet var. Hayır cephesi daha fazla savunulmalı. O açıdan da Türk siyaseti çok güvensiz konumda şu anda. 16 Nisan referandumunda halk bugünkü siyasi yapıları tasfiye etti, bunu dünya gündemine getirdi. Toplum rahatsız ve huzursuz. Karakteri, kimliği, millî şuuru yüksek, ülkesi ve milletiyle beraber, din, ırk, dil, mezhep ayrımı gözetmeksizin ülkenin kalkınması ve kendi geleceğini inşa etmesi için 16 Nisan bir cevaptır. Vatandaş 'Türkiye'nin yeni bir Türk devrimine ihtiyacı var' dedi. Ülkenin hukuk, adalet, demokratik ve millî zeminde olması gerekiyor. Vatandaşa göre de bunu sağlayacak kadrolar Türkiye'de fazlasıyla var. Şimdi yapılması gereken bu hareketin sağlanması."

 

Başımızın çaresi ne

------------------------  

     Erdoğan haklı, ABD ile müttefiksek gereği yapılmalı, ülkelerimizi ve bölgemizi ilgilendiren konularda birlikte karar almalıyız. Yani müttefikliğin gerektirdiği ortamda nasıl yaşanılacaksa öyle yaşanmalı... 

     Trump, Erdoğan'ın ne dediğini anlayacak mı acaba. Müttefiklik sarı kafaya göre nedir göreceğiz...

     İdrak etmezse ne yapacağımıza gelince...

     Erdoğan "Başımızın çaresine bakacağız" dedi.

     Tabii ki bakacağız. İttifaka Fransız sarı kafa bunu da anlamayacaktır, dolayısıyla önemsemeyecektir...

     Ancaaak, başımızın çaresinin ne olacağını öğrenmek de yurttaşımızın hakkıdır, Erdoğan onu da açıklamalıdır!

  

ANLAMLI SÖZLER

------------------------------

    Düşünceye gem vurmak, rüzgârı zapt etmekten daha zordur. (Gandhi)

   

Yazarın Diğer Yazıları