Pardon!.. Biz bir milletiz/ümmetiz derken!?..

Pardon!.. Biz bir milletiz/ümmetiz derken!?..

Bir grup, içlerinde gazeteciler de var, “Propaganda Bakanlığı” mı itekledi, bilmiyoruz, Gerçek Hayat dergisinin organize ettiği “Biz bir milletiz” videosu yayınladılar. (Başlıkta Arapçasında ise “Nahnu ümmetü vâhide” yazılı. “Biz bir ümmetiz” demek.

Suriye’de savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Araplara karşı aşırı müsamahaya aksülamel doğmasından böyle bir yola gidildiği açık.

Göçkünlere karşı, “Memleketlerine gitsinler.” diyenler toplanıyor. Son toplamada sekiz kişi tutuklandı.

Gerçek Hayat dergisinin organizasyonunda birkaç isim piyasaya çıkarıldı. Araplara Arapça seslendirildi: “Biz de sizinle biriz, ayrımız gayrımız yoktur. Biz Müslümanız, bir milletiz.” demeye gelen sözler ettirildi. Videoda deniyor ki;

“Azınlık bir grubun yaptığı bu ırkçı saldırılar, Türk milletini temsil etmiyor. Biz hep birlikte bir halkız. Biz Türküz, Kürdüz, Arabız, Gürcüyüz ve diğerleriyiz. Hepimiz aynı milletin parçalarıyız. Ten rengimiz farklı olsa da kalplerimiz renksizdir. Irkçılık insanlığın ilerlemesini engelleyen bir hastalıktır. Biz Müslümanlar ezelden ebede dek kardeşiz ve öyle kalacağız.”

Neden böyle “bölücü” yol seçildi?

Ülkemizde göçkünler içinde en çok Araplar var. Turistler içinde de de Araplar bir yekûn teşkil ediyorlar.

Göçkünler resmî rakamlara göre 5 milyon civarında görünüyorlar ama kayda girmemiş daha kaç milyon insan olduğu bilinmiyor. Göçkünlerin rakamını kimileri 8 milyona, kimileri 10 milyona çıkarıyor. Sadece Arapları saymayalım, Afganlar da akın akın geliyorlar. Sayıları belirsiz.

Yılda 5 milyon da Arap turistin geldiği söyleniyor.

Gerçek Hayat’ın organize ettiği propagandacılar Araplar için neden “Biz bir milletiz” (“ümmetiz”) dediler?

İslâmî literatüre hâkim olanlar, ne maksatla söylediklerini anlamışlardır.

R.T. Erdoğan da sürekli “millet” dediği için, kavram biraz belirsizleşiyor ve asıl neyi kastettiği anlaşılmıyor. Reis Bey, İslâmî tedaî için “millet” dediği gibi, Halk Partisi’nden uzak durmak için “millet”i vurguluyor.

Reis Bey’i biliyorsunuz, her defasında “tek millet”le başlar, “Tek bayrak, tek vatan, tek devlet”le devam eder.

Anayasa değişikliği konuşuluyor. Reis Bey, anayasayı değiştirmekte kararlı. Şimdiye kadar neredeyse üçte ikisini değiştirdi, daha neyi değiştirecek?

Darbenin yıl dönümünde 12 Eylül 2023 günü, Ankara’da Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde düzenlenen "1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu"nda anayasa değişikliğine dair uzun uzun konuştu. Konuşmasın tamamına göz attım, ağzından bal damlıyordu. O konuşmasının bir yerinde, “İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz.” cümlesini kurması, asıl maksadını ortaya koyduğuna dair yorumlar yapıldı.

Bir tarihte “Türk”ü silmek için atraksiyonlara girişmişlerdi.

“Millet”le başlayıp “millet”le devam eden konuşması, Türkiye söz konu olduğunda birden “milletler”e döndü.

Bu sözü, insanlarımızı kuşkulandırdı. “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” retoriğinde asıl neyi ifade ediyor?

Türkiye sınırları içinde yaşayan herkes “Türk” diye adlandırılır. Anayasa hükmü de bunu gösterir. Bir de dibaceye “Başlangıç”a bakın, “Türk milleti”yle başlar, “Türk milleti”yle biter. Madde 3’te Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.”, madde 66’da “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” denir.

Reis Bey, herhâlde, büyük ortağını göz önüne getirince baltayı taşa vurduğunu anlamış, sonraki konuşmalarında “millet”i teke indirmişti ama yine adını koymamıştı. (Devam edeceğiz.)

Yazarın Diğer Yazıları