PKK'nın "Fesih Kongresi"nde Milletten Gizlenen Gerçekler!

"PKK silah bırakıyor", "47 yıllık ihanet sona erdi", "PKK tarih oluyor" gibi başlıklarla kamuoyuna sunulan süreç, perde arkasında başka gerçekleri gizliyor! Örgütün, sözde kendini feshettiğini duyurduğu kongreye dair ayrıntılar kamuoyundan saklanırken, yandaş medya eliyle "PKK sona erdi" havası estiriliyor. Ancak bu algı operasyonu, örgütün 12. kongresinde yapılan açıklamalarla neredeyse taban tabana zıt.

Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın ilk çözüm sürecinde ifade ettiği “Düşmanla ya vuruşulur ya da anlaşılır. Gerisi savaş hilesidir.” sözünü unutmamış olan terör örgütü PKK yöneticilerinin kongrede yaptığı konuşmalarda, gerçek niyetleri ve kurguladıkları hile planları gün yüzüne çıktı. Fesih iddialarına rağmen örgütsel varlığın devam edeceğine dair mesajlar ve “silah bırakma” haberlerinin gerisinde, silahların teslim edilmesinin Türkiye Cumhuriyeti’ne bir dizi şarta bağlandığı ortaya çıktı. PKK’nın yerli iş birlikçileriyle kamuoyundan gizlenen gerçekler, allı pullu açıklamalarla şekillendirilmeye çalışılan sürecin sadece bir “serap” olduğunu ortaya koydu.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in “PKK, YPG, PYD hangi isimle olursa olsun tüm uzantılarıyla terör örgütü kendini feshetmeli” açıklamasına ve kamuoyunda sanki PKK’nın, kendisini Cumhur İttifakı’nın istediği gibi tüm yapılanmalarıyla birlikte feshettiği algısına rağmen, PKK’nın Suriye yapılanması YPG’den sonra İran yapılanması PJAK da açıkça silah bırakmayacağını açıkladı.

Bebek katili terör örgütü PKK’nın İran yapılanması PJAK’ın lideri Emir Kerim’i, PKK’nın fesih kongresi sonrası geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada açıkça “Biz PJAK olarak ne silah bırakacağız ne de kendimizi feshedeceğiz” dedi.

İran, Irak ve Suriye yapılanmalarını geçin; ana yapı PKK bile gerçekte, görünürde silah bıraksa da silahlarını teslim etmeyecek. Türk milletinin kabullenemeyeceği bir dizi şartı ileri sürüyorlar. Bu gerçekler ise kamuoyundan gizleniyor.

Güya PKK’nın kendisini feshettiği ve silah bıraktığı son kongresinde dile getirilen şu kongre konuşmalarına bir bakın hele!

PKK’nın bir başka yapılanması olan PAJK Koordinasyon Üyesi Evindar Ararat, kongrede şu sözleri dile getirdi:

“Savunma gücü olarak, kalıcı bir anlaşma sağlanana kadar silah bırakma, silah teslim etme gerçekleşmemelidir. Yani, yasal ve hukuki zeminin garantisi sağlanana kadar bu olmamalıdır. Zaten stratejik bir tarz olarak silahlı mücadeleyi durduruyoruz. Ancak savunma gücünün örgütlenmesi kendini sürdürmelidir. Bu temel bir şarttır.”

Aynı kongrede PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan ise şu ifadeleri kullandı: “41 yıllık tecrübemiz var, yeni taktikler geliştirdik, savaşı yer altına, yer üstüne ve gökyüzüne ulaştırdık. Bizi yenemezler, bizi tasfiye edemezler. HPG Komuta Konseyi Toplantısı’nda ortaya çıkan yeni savaş doktrini üzerinden yükseltilen mücadele yenilmezdir. Bizi yenemezsiniz. Bu yüzden devlet tarafından hukuki ve yasal değişimlerin sağlanmasıyla bu hareket silahsızlanmayı yürürlüğe koyabilir. Talepler çok nettir. Bunlar olursa barış olur, olmazsa barış gerçekleşmez.”

Kongre delegelerinden İbrahim Urfa ise şunları söyledi: “Bu süreci oraya buraya çekmeye gerek yok. Önderliğin özgür olması lazım. Mesela İmralı’da yeni yer yapıyoruz diye güzellemeler yapıyorlar ama bunu kabul etmiyoruz.”

Kongrede dile getirilen benzer ifadeleri çokça örneklemek mümkün ama bir anlamı yok. Sonuç olarak ortada olan şu ki; PKK bir bütün olarak silah bırakmayacak ya da en azından ağırlıklı bir bölümü silahlarını bırakıp teslim etmeyecek. Yani örgüt varlığını yine sürdürecek.

Tıpkı çözüm süreçlerinin kopya çekildiği, Kolombiya ile barış görüşmeleri yapan FARC’tan 2016 yılında ayrılan FARC muhalifleri (FARC-EP), Estado Mayor Central (EMC) ve Segunda Marquetalia gibi gruplar gibi.

FARC’ın silah bıraktığını açıklamasına rağmen, tam 9 yıldır anılan gruplarla Kolombiya ordusu arasında şiddetli çatışmalar sürüyor.

Bugün bile Kolombiya’da adı geçen gruplar, zorla militan toplama ve halktan “vergi” adı altında araç toplama faaliyetlerini sürdürüyor. Bu terör grupları, yalnızca 2025 yılı başından beri gerçekleştirdikleri saldırılarda onlarca Kolombiya askerini, polisini ve sivili öldürdü, birçok kişiyi yaraladı. Pek çok karakol baskınıyla cephaneler çaldılar; petrol boru hatları ve elektrik nakil hatlarına sabotaj düzenlediler. Anlayacağınız, Kolombiya 2016’da FARC ile gerçekleştirdiği barış anlaşmasına rağmen hâlâ terörle boğuşuyor.

Peki, güvenlik bürokrasisinin de iyi bildiği bu gerçeklere rağmen, güya PKK ile anlaşma sürecinde neden ısrar ediliyor? Neden “son teröristi bertaraf edene kadar terörle mücadeleyi sürdürmüyoruz”? Neden “Ya silahlarınızı gömersiniz ya da biz sizi silahlarınızla birlikte gömeriz” denilen terör örgütünün şartları kabul ediliyor? Neden teröristi silahlarıyla birlikte gömmüyorsunuz?

Yazarın Diğer Yazıları