PKK'nın Paralel Kongresi İmralı'da mı Yapıldı?
Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli'nin, teröristbaşı Öcalan’a örgütü lağvetmesi koşuluyla “umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşması” çağrısı yapmasıyla, 22 Ekim’de başlayan, yine yeniden “Çözüm Süreci”nde allanıp pullanan ve tarihî önem yüklenen, güya PKK’nın kendisini lağvedeceği, örgütün aylardır beklenen Kongresi'ni gerçekleştirdiği açıklandı.
Ancak, yazımızı yayına hazırladığımız an itibarıyla terör örgütü henüz kendisini lağvettiğini açıklamış değil ama şu birkaç gün içinde, iki ayrı yerde yapılan Kongre tutanaklarını birleştirip Kongre sonucunu açıklayacakmış!
PKK, bir dizi şart içeren Kongre sonuçlarını açıkladığında, bunun Türkiye Cumhuriyeti ve Milleti için ne kadar acı ve utanç verici olduğuna birlikte tanık olacağız!
Terör örgütü yönetimi açıklamasında, sözde “Kongre, bütün çalışma alanlarını temsil eden delegelerle iki farklı alanda birbirine paralel olarak gerçekleştirildi.” ifadesine yer vererek, “Her iki ayrı yerde yapılan toplantı tutanaklarının birleştirilip Kongre sonucu olarak açıklanacağını” duyurdu.
Kongre'nin gerçekleştirildiği iki farklı alandan birisi, güya Medya Savunma Alanları olarak ifade edilen, özellikle Irak’ın kuzeyinde Kandil Dağları merkezli olmak üzere PKK’nın kontrolünde veya etkin olduğu dağlık ve kırsal bölgeler.
Peki ama iki farklı alanda, birbirine paralel olarak gerçekleştirildiği açıklanan Kongre'nin yapıldığı, henüz bilinmeyen ancak şüphesiz önümüzdeki günlerde kamuoyunun da öğreneceği bu “diğer alan” neresi?
Sorunun cevabını, bugünden terör örgütü PKK’ya yakın çevreler farklı da olsa açıkladı. Bu çevreler, teröristbaşı Öcalan’ın hem Medya Savunma Alanları'ndaki Kongre'ye bir video mesajı ile perspektif gönderdiğini hem de İmralı Adası’ndaki yeni ve eski yoldaşlarının telekonferans ile katıldığını açıkladı. Yani iddialara göre Kongre'nin bir ayağı da İmralı!
Belirtilen teröristbaşının yeni yoldaşlarının, zaten 27 Şubat tarihinde Öcalan ile birlikte gerçekleştirilen basın toplantısında İmralı heyetinde yer alan isimlerden olduğu açıkça anlaşılıyor.
Peki ya aynı çevrelerin, İmralı’da gerçekleştirilen paralel Kongre'de yer aldığını belirttikleri Öcalan’ın “eski yoldaşları” kimler?
Bu isimler, teröristbaşının telekonferans üzerinden buluştuğu eski yoldaşları mı yoksa “bir önceki Çözüm Süreci'nde olduğu gibi Kandil’den bir heyet olarak, doğrudan teröristbaşı ile İmralı’da özel olarak görüşmesine imkân sağlanan” seçilmiş teröristler midir?
Her ne kadar PKK'ya yakın çevreler, gerçekte paralel Kongre'nin teknik iletişim ile gerçekleştirildiğini söyleseler de iki ayrı mekânda da olsa telekonferans yöntemi ile eş zamanlı gerçekleştirilen Kongre sonuçlarını tek metinde toplamak için PKK neyi, niçin beklesin?
Öte yandan, PKK'ya yakın çevrelerden bazı önemli isimler de Öcalan'ın, “Kongre'ye nasıl katıldığını" söylemek istemedi, "bunu PKK açıklasın. Ama Öcalan Kongre'ye katıldı.” dedi.
Şeffaf olmayan ve kapalı kapılar ardında AKP ile PKK'nın baş başa yürüttüğü Çözüm Süreci'nde şimdilik neler olup bittiğini bilmek mümkün değil!
Ama sır kalmayacağı açık!
İddia edilenler doğruysa, bu rezaletin adını koymaya hiçbirimizin hafsalası yetmeyecek!
Ama başından beri yasaların, hatta Anayasa’nın bile hiçe sayıldığı bu sürecin, Türkiye’yi ve hukuk sistemimizi getirdiği yeri hangi sözcükle, nasıl ifade edebiliriz ki?
Anımsanacağı üzere, terör örgütü Kandil yönetiminin, PKK’nın silah bırakma kararını vereceği Kongresi'ni toplaması için bizzat Öcalan’ın katılımını ya da sesli veya görüntülü katılımını şart koşması üzerine, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Mevzuatımızda bir hükümlünün video ile kamuoyuna seslenmesi gibi bir durum söz konusu değil.” demişti.
Bu durumda cevabını bizzat Adalet Bakanı’nın açıklaması gereken soru şu:
PKK'nın açıkladığı üzere, sözde Kongre'ye, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın sunduğu perspektif ve öneriler ne zaman, kimin aracılığıyla, nasıl ve hangi mevzuata göre ulaştırılmıştır?
Bir başka soru da şudur: PKK'ya yakın çevrelerin açıkladığı gibi, İmralı Adası’nda teröristbaşı Öcalan’ın, telekonferans yöntemi ile bile olsa, PKK’nın 12. Kongresi'ne katılımı sağlanmış mıdır? Öyleyse bu, hangi mevzuata göre ve nasıl gerçekleştirilmiştir?
Elbette cevaplandırılması gereken daha birçok soru var, sırası geldikçe sormaya devam edeceğiz...
Açıkça anlaşılıyor ki başta Ümit Özdağ gibi Türk milliyetçilerinin sesi hukuksuzca kesilirken, bebek katili teröristbaşı Öcalan’ın sesi sonuna kadar açılıyor!
Ve asıl sorun, Cumhur İttifakı’nın affedeceği PKK’lı teröristleri yeniden topluma kazandırma projesinin kapsamının ne olduğu ile PKK'nın kendisini lağvetmek için ileri süreceği şartların neye göre ve nasıl karşılanacağıdır.
Kapalı Kapılar Ardında Neler Oluyor: Çözüm sürecinin saklanan yüzü
"Anayasa için istiyorlarsa Beyaz Türkler de gelirler!"
PKK'nın "Fesih Kongresi"nde Milletten Gizlenen Gerçekler!
PKK Kongresinin sonucu: Hedef, Lozan!
PKK'nın Paralel Kongresi İmralı'da mı Yapıldı?
Temennilerle, dualarla yürütülen çözüm süreci başarısızlığa mahkumdur!
Ümit Özdağ'a düşman teröristbaşı Öcalan'a 'DOST' hukuku…
Cumhur İttifakı, Suriye'de Türkiye'ye kaybettirdi!
İsrail'in Türkiye'ye karşı vekalet savaşı ortağı: PKK/YPG
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir"









